Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Mimarlık Bölümü son sınıf öğrencisi Mustafa Şarkışla tarafından tasarlanan Germir Halk Kütüphanesi projesi.
ARAZİ ANALİZİ
Germir Mahallesi, Kayseri şehir merkezine yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan, tarihi 12. yüzyıla kadar uzanan ve günümüzde de sit alanı olarak kabul edilen bir yerleşim merkezidir. Tarihi boyunca Türk, Ermeni ve Rum kökenli insanların birlikte yaşadığı; farklı inanış ve kültürlerin uyum ve barış içerisinde bulunduğu bir yerleşim yeri olan Germir aynı zamanda hem doğa ve yeşil ile olan ilişkisini hem de eskiden ev sahipliği yaptığı kültürlerin izlerini korumuş durumdadır.
Germir’de “tarihi yapı” niteliğinde pek çok eski konut bulunmaktadır. Bu eski konutların yanında mahallenin sahip olduğu dar sokaklar Germir Mahallesi’nin ana kimliğini oluşturmaktadır. Sokakların dar, binaların da sıkışık olmasının bir getirisi olarak da halen orada yaşamakta olan insanlar gündelik hayatlarını hep iç içe sürdürmektedir. Uzun ve yüksek duvarlar da konutların olmadığı boşlukları doldurmuş ve mahalledeki yürüyüş yollarını kesintisiz hale getirmiştir.
PROJENİN ANA FİKRİ VE AMACI
Halk kütüphanesini yaparken ana fikir, Germir’in sahip olduğu iki temel unsuru birleştirmek ve kütüphane aracılığıyla da halka sunmaktadır. Bu iki temel unsur: Germir’in sahip olduğu “kültür” ve “doğa” dokusu olarak belirlenmiştir. Bu dokuları ön plana çıkarırken bireyin öğrenmesini ve gelişmesini engelleyen en büyük stres faktörü olan “şehir” ögesini geri plana atmak; hatta yok etmektir. Projenin yerleştiği sokaktaki konutlar tamamen tarihi konutlar olmakla beraber aynı zamanda Germir’deki en önemli tarihi birimlerden olan Bezirhane’nin önündeki boşluk, yapının girişi ile birleştirilmiş; böylelikle yapının ön cephesinde daha düzenli ve kararlı bir kamusal toplanma alanı oluşturulmaya çalışılmıştır. Yine aynı sokakta araç geçişi engellenmiş ve mevcutta bulunan alternatif rotalara yayılmıştır. Bu yerleşim ve yayalaşma sonucunda kütüphane tamamen tarihi ve doğal bir dokunun içine girmiş; şehir kavramı bir anlığına da olsa dışarıda bırakılmıştır.
Projenin bir diğer önemli unsuru ise insanları yürütmektir. Bu konuda beyin dalgaları üzerine araştırma yapılmış olup “öğrenme” sürecine en uygun olan beyin dalgası türü olan “teta” dalgasının bireyde daha yoğun şekilde ortaya çıkabilmesi amaçlanmıştır. Kütüphaneye ulaşmak için en azından 5 dakikalık zorunlu bir yürüyüş yolu oluşturulmuştur. Bu aynı zamanda günümüzdeki en büyük stres sebeplerinden olan “şehir” kavramının ve onun beraberinde getirdiği “hazır olana çabucak erişim” alışkanlığının önüne geçmiş ve ulaşılan kütüphanenin birey nezdinde daha değerli bir mekan olarak algılanması amaçlanmıştır.
PLAN KURGUSU
Planlar oluşturulurken sadece kütüphane değil; aynı zamanda çalıştay alanları, restoran ve çocuk etkinlik alanları da düşünülmüştür. Özellikle Germir üzerine yapılan okumalar ve çalıştaylar için uygun mekanlar oluşturulmuş ve bütün bunlar iç avludaki peyzaj ile birbirine bağlanmıştır. Peyzaj farklı kotlara inip çıkmakta ve yapıdaki her birime farklı kotta hizmet etmektedir. Birimler yerleştirilirken en önemli kriter ses olmuştur. Sesli-yarı sesli-sessiz olmak üzere üç kategoride düşünülen birimlerden restoran ve çalıştay atölyeleri sesi olarak nitelendirilmiş, aynı zamanda doğal dokudan ziyade tarihi doku ile ilişkilendirilmek istenmiştir. Kütüphane ve çocuk alanı da daha sessiz mekanlar olarak kurgulanıp doğal doku ile ilişkilendirilmiştir. Okuma alanlarının güney yönünde olmasındaki dezavantaj, yeşil alandaki yüksek ağaçları doğal güneş kırıcılar olarak kullanarak nötralize edilmiştir. Birimler arasında kesintisiz bir sirkülasyon kullanılmamıştır. Bunun sonucunda bireylerin farklı birimlere gitmek için iç avluya girmeleri gerekli hale gelmiştir. Bu sayede iç avlunun ve açık kamusal alanların daha aktif ve dinamik olması amaçlanmıştır. Ön cepheden -4.00 kotuna inen alan ise iç avlu ile birleşmekte ve aynı zamanda -4.00 kotunda bulunan konferans salonu için fuaye görevi görmektedir.