Jüri Özel Ödülü, Bir ‘Palimpsest’ Kent Olarak İstanbul ve Sonsuz Tasarım Katmanları

Heterotopik mekanlar, yeni karşılaşmalar ve rastlaşmalar ile değişmeye/ dönüşmeye olanak sağlayan mekanlar olarak farklı katmanların birbiriyle ilişkiye girdiği, çokluğun somutlaşarak arttığı mekanlar olarak görülebilir.

Heterotopia

Heterotopya, aslında bir tıp terimi olup, bedende kendiliğinden oluşmuş hastalıklar, kontrol dışı çoğalan hastalıklı uzuvlar, fazladan organlar veya eksik parçalar olarak istenilmeyen ve sağlıklı bedenin bütünlüğünü bozan durumlar olarak nitelendirilir.

Heterotopya terimini mekan tartışmaları içerisine sokan Foucault’dur. Temeli farklılıkların bir aradalığına dayanan heterotopyalar, mekana dair bir metafor olarak nitelendirildiğinde bugünün değişken ve dinamik kent mekanını anlamak ve yeniden üretmek için kendi içerisinde potansiyeller barındırır.

Yarışmanın temel aldığı değişimin ve katmanların yan yana, iç içe, üst üste geçişini nitelendiren palimpsest kavramı heterotopya kavramı ile ilişkilendirilmiştir. Kent mekanı üzerinden bu sorgulamayı yaparken dünya ile eş zamanlı, İstanbul’daki toplumsal, kültürel, ekonomik, politik ve mekansal dönüşümlerin, değişimlerin yarattığı, farklı katmanların bir aradalığı, İstanbul kent mekanını bir heterotopya olarak tanımlama şansını doğurmuştur. Mekanın sadece fiziksel değil, sosyolojik ilişkilerle var olduğunu kabul ederek; heterotopik mekanlar, yeni karşılaşmalar ve rastlaşmalar ile değişmeye/ dönüşmeye olanak sağlayan mekanlar olarak farklı katmanların birbiriyle ilişkiye girdiği, çokluğun somutlaşarak arttığı mekanlar olarak görülebilir.

* Heterotopia; 3 bölümden oluşan döngüsel bir sistem olarak ele alınmıştır.

Part1. (Heterotopia)

İstanbul’un geçmiş ve bugünkü durumunu göz önüne alarak kent, heterotopik bir mekan olarak değerlendirilir. Çokluğun ön planda olduğu, toplumsal, kültürel, ekonomik, politik ve fiziksel katmanların birbirine eklemlenebildiği, üst üste ve iç içe geçtiği zaman dilimidir. Videoda farklı karakterlerin kendine aynalardan bakması, aynalar üzerinde farklı açılarla gördüğü sanal görüntüler kendi gerçekliğini içinde aradığı çokluğa işaret eder. Aynaların konumlanışları ve nitelikleri sayesinde her aynada farklı bir görüntü oluşur. Değişen kimliklerin yanı sıra karakterlerde kendi içerisinde bir çokluk yaratır. Kendisi çokluğu, çokluk onu yaratır.

Part2. (Collapse)

Heterotopia’nın çöküş anıdır. Çokluğun kaybolduğu, katmanların kırılıp ayrıştığı zaman dilimidir. Sınırların belirginleşmeye bağladığı ve rastlaşmaların azalmaya başlamasının ilk adımıdır. Bu çöküşün İstanbul’daki tahmin edilen mekansal yansıması; şehirde belli bölgeleri sınırlayacak ve birbirinden ayıracak şekilde cam sınırlar yükselmeye başlamasıdır. Bu yükseliş baskın olarak sosyal katmanların ayrışmasının başlangıcı olarak görülebilir. Cam duvarların bölümlenmesi rastlantısal değil, benzer katmanları kapsayacak ve farklılıklardan ayrıştıracak streril bölümler yaratmak üzerinedir. Videoda aynaların kırılması çoklu sistemin çöküşü ve görüntünün artık çoğalamayacağına işarettir. Sistemin kırılma noktasıdır.

Part3. (Monotonic)

Sınırların kesinleştiği, kentin bölümlere ayrıldığı, çöküşün geldiği son noktadır. Artık rastlaşmalara olanak yoktur. Sosyal yaşam ve günlük rutinler tamamen değişmiş ve sınırlandırılmıştır. Bölümler birbirinden cam duvarlarla ayrıdır görsel ilişki olmasına rağmen aralarında geçiş yoktur. Çokluk kaybolmuş, tektipleşme başlamıştır. Her bölüm kendi içerisinde kendine benzer ilişkiler ve katmanları barındırmaktadır. Günümüzde İstanbul’da gözlemlenen yatay, sınırları olmayan, ilişki kurabilen katmanlar, var olanın tam aksine sınırlayıcı dikey katmanlara dönüşmüştür. Videoda çokluğun bittiği ve benzerliklerin bir arada olmadı tektip insanları çakıştırarak anlatılmak istenmektedir.

Süreç içerisinde geçmişten geleceğe; heterotopya başlar, çöker ve monotonlaşır. Ama zaman artık döngüseldir ve sistem kendini devamlı yeniden onararak tekrar eder. Ayrılan bölümlerde türümüz yaşamaya devam ettiği sürece katmanlar ve üretilen yapay katmanlar yeniden var olacaktır. Böylece monotonlaşan her bölüm kendi içerisinde yeni heterotopyalar yaratacaktır. Çokluk kaçınılmazdır. Türümüz sonsuz tasarım katmanları arasında dururken, zamanla mevcut katmanları yok etmeye çalışsa bile katmanlardan biri olmayı sürdürecek, çoklu sistemin bir parçası olmaya devam edecektir.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın