Katılımcı (İNN Mimarlık Atölyesi), Efeler Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması

PROJE RAPORU

1. Mimari Rapor

1.1. Kütle Oluşumu ve Konumlanması

Kente ve kentliye ait bir ortak yaşam alanı olarak da değerlendirilebilecek bu kamusal alan, iktidar (erk) ile halk arasındaki ilişki katmanının en inceldiği noktadadır. Bu “samimi” duruş, tasarım kararları geliştirilirken ihtişamlı, insan ölçeğine uzak ve karmaşık bir kurgu yerine “yalınlık” temasına odaklanmayı gerektirmiştir. Bu doğrultuda, kütleler dolaşımın ve gerekli fiziksel ihtiyaçların pratik biçimde karşılandığı birer kabuk olarak şekillendirilmiştir.

Belediye birimleri ile sosyal birimlerin kullanım zamanları ve döngüleri birbirlerinden farklı olduğu için bu birimlerin içinde bulunduğu kütleler birbirlerinden koparılmış, arazinin hem kuzeyi ve güneyinde bulunan yolları hem de bu iki kütleyi birbirine bağlayan bir geçit (tünel) kütlesi de koparılmış hacimlere dik biçimde yerleştirilmiştir.

Belediye birimlerini kabuk içine alan cephe düzeni yapıda esnekliği sağlaması açısından tercih edilmiştir. Gelişmekte olan teknoloji ihtiyaçları da kendisiyle yoğurarak büyük bir hızla değiştirmektedir. Bu değişimin insandan, insana ait yaşam pratiklerinden, insana ait bu kamusal alana yansıması kaçınılmazdır. Kabuk altındaki yapı kendi aksları ve dolaşımı içinde tümü ile özgürdür. Katı ve değiştirilemez netlikten uzak ihtiyaçlarla evirilen, azalabilen ya da çoğalabilen birimler tanımlamak niyetindedir.

Arazide yapılan incelemeler yapının inşa edileceği fiziksel çevrenin yoğun ve çok katlı yapılar, trafik vb. gibi olumsuz etkenler tarafından sıkıştırıldığı ve baskı altına alındığını göstermiştir. Doğu – batı ekseninde uzanan kütleler güney batı yönünde bulunan bir nefes alma ve kentlinin sosyal hayatının zenginleştirilebileceği bir etkinlik alanı oluşturacak biçimde tanımlanmış, zeminde daha zengin etkileşim alanları yaratmak amacıyla sosyal birimlerin olduğu kütle yerden yükseltilmiştir.

1.2. Yapı Ekonomisi ve Sürdürülebilirliği

Cephe sistemleri tasarlanırken güneş kontrolü sağlayabilen aynı zamanda doğal ışığı mekânlara alan ve doğal havalandırmaya imkân tanıyan tercihler yapılmıştır.

Projede tanımlanan geniş yeşil alanların beraberinde yüksek düzeyde su ihtiyacı yaratacakları öngörülmüştür. Bu gerekçe ile yağmur suyu ve yapıya ait gri suyun toplanarak bodrum katta hazırlanmış hacimler içerisinde arıtılıp depolandıktan sonra yeşil alan sulaması ve klozet rezervuarlarında kullanılması uygun görülmüştür. Bu fikri destekleyen şaft, depo hacmi gibi imkânlar düşünülerek tasarımın bir parçası haline getirilmiştir.

Aydın gibi güneş enerjisinin verimli olarak kullanılabileceği bir ilde kentin coğrafyasının sunduğu bu imkânın yapının elektrik tüketimini minimize etmek amacıyla kullanılması gerektiği düşünülmüştür. Yapılan hesaplamalar doğrultusunda belediye birimlerinin bulunduğu yapının çatısına yerleştirilen güneş panelleriyle günde en az 6 saat doğrudan güneş ışığı alınan aylarda (yılın 5 ayı) yapının dolaşım alanları ve bahçe aydınlatmalarının güneş enerjisi ile sağlanabileceği sonucuna varılmıştır.

Bu tercihler sayesinde işletme maliyetinin düşürülmesinin yansıra çevreye duyarlı bir sistem kurgulanmıştır.

2. Peyzaj Mimarlığı Raporu

Hızla gelişen teknoloji ve beraberinde getirdiği tüketim anlayışı, kentli insanın yaşam pratiğini etkilemektedir. Bu bahsedilen olgular kentlinin yaşam hızını her geçen gün ivmelendirmekte; bu dramatik ivme, kentte sıkışmış, dijital çevreden kopuk sosyalleşemeyen ve yoğun stres altındaki kentliyi dolayısı ile kentlinin fiziksel çevresini birçok anlamda olumsuz etkilemektedir. Kentler nefessiz kalmakta, bu durum kentin ve kentlinin nefes alabilmesi için doğayla mesafeyi kısan geniş yeşil alanlar ihtiyacı doğurmaktadır.

Tüm bunlarla beraber “belediye” yerleşkesi bir kamusal alan olarak her bir uzvuyla kentliye aittir kabulüyle yola çıkılmıştır.

Tüm bu bilgiler değerlendirildikten sonra kütle yerleşimi, geniş ve zengin açık – yeşil alanlar tanımlamak ve alan bazında fiziksel çevrenin kentli üzerinde kurduğu baskıyı kontrol altına alma amacı güdülerek ele alınmıştır.

Kütleler yerleştirilirken yukarıda bahsedilen baskıyı hem kent hem de kentli üzerinde kurmakta olan yoğun yapılaşmanın bulunduğu ve alanın kuzeyinde bulunan doku ile görsel temas sınırlandırılmış, ana yapı ile bir fon yaratılarak oluşturulan geniş alanların etkisi artırılmaya çalışılmıştır.

Alanın güneyindeki yoldan yaklaşım alana kentlinin hâkim yaklaşımı olarak değerlendirilmiştir. Dolayısı ile kütlelerin ve yolun tanımladığı, güneybatıda yer alan geniş açıklığın yeşil alan ve etkinlik alanı olarak değerlendirilmesi önerilmektedir. Ayrıca alanın güneybatısında, sosyal birimlerin bulunduğu kütle yerden yükseltilmiş, yeşil ve su öğesi ile de desteklenerek yoğun güneş ışığından korunaklı bir etkileşim alanı yaratılması hedeflenmiştir. Alanın güneyinde çoğunluğunu çam ağaçlarının oluşturduğu doku, yol yani yaya yaklaşımı ile alan arasındaki görsel ilişkiyi zayıflattığı için kaldırılmış, ağaçlar güneybatıda tanımlanmış olan yeşil alana taşınmıştır.

Kentli güneyden alana ya da yapıya yaklaşırken görsel olarak hem güneybatıdaki yeşil alan ve etkinlik alanını hem de güneydoğudaki dinlenme ve etkileşim alanını algılamakta alanların bir parçası olmak dayatılmadan kentlinin tercihine bırakılmaktadır.

Alanda tanımlanan açık alanlarda bitkisel peyzaj tasarlanırken doğal iklimlendirme ön planda tutulmaya çalışılmıştır. Hava dolaşımı ve gölge durumu değerlendirilmiş ve bu hususlara dikkat edilmiştir. Bitki seçiminde ise yerel türlerin çoğunlukla kullanılması, özellikle ilgili coğrafyadaki endemik türlere yer verilmesi önerilmektedir.

Etiketler

Bir yanıt yazın