Mimari Rapor
İnsan sanat ile yaşar.
Sanat insanları büyüten, geliştiren, farkındalık katan, harekete geçiren, yaşatan ve yine insanlar sayesinde yaşayan bir olgudur. Sanat eserleri meydana getirmek, o eserdeki güzelliklerin görülmesi ve gösterilmesi gayesi en üstün erdemlerden biridir. Bu erdemi genç insanlara kazandırmaya aynı zamanda bunu kent sakinleri ve misafirleri ile paylaşmaya imkan sağlamak amacı ile yapılması planlanan bu tasarımda; kullanıcıları karşılayan, sosyalleşmelerine imkan veren, hem günlük faaliyetlerini hem de kültürel etkinliklerini gerçekleştirebilecekleri, sosyal ve kültürel bir odak olması amaçlanan, yaşayan ve yaşatan bir meydan fikri öne çıkmıştır. Tasarım alanının kent ile olan ilişkisi ve alana dair tüm veriler analiz edildiğinde bu meydanın oluşturulacağı alan mevcut korunması gereken ağaçların bulunduğu alan ile eş düşmektedir. Bu alan doğu cephesinden yapılacak olan yaya yaklaşımları da göz önünde bulundurularak güçlü bir sokak bağlantısı ile entegre edilmiş bu sayede buluşma, sergi, konser gibi kültürel etkinliklerin gerçekleştirileceği merkez noktasının bu aks üzerinde yayılması kurgulanmıştır. Kütle yerleşimini tanımlayacak olan bu ilk unsurla beraber ihtiyaç programıyla belirlenen ve tasarıma ayrıca ilave edilen mekanlardan zemin üstü kotta yer alanlarının organizasyonu yapılırken kullanıcı farklılıkları ve fonksiyon çeşitliliği ile bu mekanlar gösteri salonu, kafeteryalar, sinemalar ve atölyeler olmak üzere 4 ana gruba ayrılmıştır. Bu grupları belirlemede etkin olan kullanıcı farklılıkları da kentli, seyirci, öğrenci olmak üzere 3 ana grupta kategorize edilmiştir.
Gösteri salonu grubunun salonun hacmi, yapısı ve kullanıcı yoğunluğu referans alınarak etkinlik meydanının ve tasarım alanının güneyinde yer alması önerilmiştir. Bu öneri yaya yaklaşım yoğunluğunu meydan ve kafeteryalar üzerinden karşılayan giriş ve fuaye birimlerinin açık ve yarı açık mekanlarla olan bağlantısını kuvvetlendirecektir. Aynı zamanda gösteri salonunun masif duvarları güneş ışınlarının güney etkisini azaltma ve kuzeyinde yer alacak açık ve yarı açık mekanlarda oluşacak gölge yoğunluğunu artırma yönünde yarar sağlayacaktır. Giriş bölümü fuaye ve sergi alanı ile entegre olacak şekilde ele alınıp fonksiyon benzerliği bulunan bu iki birimin meydan, amfi ve kafeteryalar ile yalnızca şeffaf bir yüzey sayesinde ayrılması tüm bu alanlar arasında görsel bağlantı kurulması hedeflenmektedir.
Kafeteryalar kütlesi parçalara ayrılarak kentsel örtülü sokak yoğunluğuna bağlanan daha düşük yoğunluklu kafeler sokağı/sokaklarını oluşturmuş bu sayede kullanıcılara zengin yarı açık mekanlar sunması ve cephe itibari ile ilişki içinde bulunduğu kentin mevcut parçalı dokusuna uyum sağlaması amaçlanmıştır.
Sinemalar ve atölyeler blokları kullanım yoğunlukları esas alınarak üst katta yer almıştır. Bu bölümlere ulaşan yatay ve düşey sirkülasyonların tasarımında yapının her bir bölümünün dengeli ve keyifli bir şekilde kullanılması hedeflenmiştir. Atölyeler bloğu sokak üzerinde oluşturduğu masif kütle algısını hafifletmek amacı ile bağlı bulunduğu kottan yükseltilmiştir. Yatay sirkülasyon bağlantısında oluşan kot farkı ile bloklar hem birbiri ile bağlantı kurmakta hem de kendi içlerinde özelleşebildikleri boşluklar oluşturmaktadır. Bu tasarım hamlesiyle ortaya çıkan dairesel sütun etkisinin yapı kütlesi genelinde ve meydan etrafında sürdürülmesi yapı estetiği ve bütünlüğüne katkıda bulunmaktadır. Bu etkiyle ve kütlelerde oluşturulan dolu-şeffaf yüzey dengesi ile yapı estetiğinin bir diğer açıdan bölgenin mimari zenginliklerine gönderme yapması vurgulanmaktadır.