MİMARİ RAPOR
Bakırköy ilçesi, geçmişe baktığımızda İstanbul’un her dönemi için odak noktalarından biri olmuştur. Var olan yoğun yerleşimi, ticaret merkezleri ile ilk oluştuğu günlerden beri İstanbul için önemli yaşam merkezlerinden biridir. Tarihten gelen yoğun kullanım ve son 20 yılda İstanbul’da yaşanan orantısız nüfus artışı sebebiyle günümüzde Bakırköy; insanın devinimini ve hareket özgürlüğünü kısıtlayan, sık yapılaşmanın pek çok noktada hissedildiği bir ilçe haline gelmiştir. Bakırköy Demirciler Çarşısı’nın bulunduğu konum ve alan içindeki yapılaşmanın sonucu göstermektedir ki mevcut yapıların ait oldukları dönemler ve yapım mantıklarından dolayı birbiri ile çatıştıkları, alanın orta kısmında bulunan yüksek katlı binaların, tarihi binaları ( cami, çarşı, hamam) ölçek olarak ezdiği ve en önemlisi bu alanlar arasında kopukluk oluşturduğu açıktır. Tarihi Çarşının terkedilmesinden sonra mimari değere sahip yapı elemanları yoğun tahrip altında kalmıştır. Bu sorunların aşılması için tasarım alanın çevre parsellerle ilişkili hale gelmesi, kullanıcıların nefes alabileceği mekanlar oluşturulması ve tarihi değeri olan binaların korunması öncelikli amaç olarak belirlenmiştir.
İlk olarak; tahrip edilmiş ve ölçek olarak ezilen tarihi demirciler çarşısının, kendini değerli kılan mimari elemanlarıyla birlikte eski haline dönüştürülmesi önerilmektedir. Çarşıya adını veren demircilerin en azından birkaç dükkân içinde yaşatılması gerekmektedir. Ancak demir imal etmek mevcut sıkışıklıkta çevreye sorun teşkil edeceği için farklı işlevlere de yer verilmelidir.
Bir diğer önemli konu camiye olan ihtiyaç ve cami-ticaret bloğu ilişkisidir. Camiye geçmiş dönemlerden beri ciddi ihtiyaç duyulmuş ve bunun sonucunda yarışma ile camiye ek yapılmıştır.
Yapılan öneride cami ve ticaret bloğu FEVKANİ Cami örneği temel alınarak iç içe çözülmüş ve var olan ticari mekan ihtiyacı karşılanmıştır. Cami-ticaret bloğu bitimi ve demirciler çarşısı arasında kalan alan kamuya açılmış ve tasarlanan iç sokakla geçişken bir mekân örgüsü oluşturulmuştur. Bu sayede mevcut binaların oluşturduğu kopukluk aşılmış ve yaya aksı ile mahalle içerisinde nefes alınabilen bir mekân oluşturulmuştur. Yaya aksı içerisinde korunan ağaçların yapı baskısından kurtarılarak deneyimlenebilir alanlar oluşturması amaçlanmıştır. Bu bağlamda yeni yeşil alan oluşturmak yerine yeşil ile bütünleşik kütleler oluşturmak amaç edinilmiştir. Tasarlanacak cami ekinin alt kısmı, caddeler ve iç sokak arasında yaya aksı oluşturacak biçimde, yine geçişken bir mekân kurgusu düşünülmüştür. Camide WC ve şadırvan arasında olması gereken yürüme mesafesi dikkate alınarak mekânlar ayrı çözülmüş, şadırvan sıkışık olan alandan soyutlanmış ve cami içerisine alınmıştır. Minarenin ayrı bir öge olarak sergilenmesi amaçlanmış, arkasında beliren duvarlar yeşil doku ile örtülerek bu amaç desteklenmiştir. Cami girişi, sokak ve minare ile birlikte düşünülmüş ve sokağa açılması sağlanmıştır.
Demirciler çarşısının tasarlanmış iç sokağa açılan bölümünde; mevcut kütüphane yeniden ele alınmıştır. Kütüphanenin sadece cami cemaatine değil halka hitap etmesi ve iç sokakla ilişkili halde oluşturulması önerilmektedir. Yine tasarlanan iç sokakta, üst katlarda ticaret için mekânlar oluşturulmuş ve bu mekânların görsel ve fiziksel olarak kamusal alanla ilişki kurması amaçlanmıştır. Üst dolaşım orta kısımda bir kafe ile kesiştirilmiş ve köprüler aracılığıyla sirkülasyon tamamlanmıştır.
Tasarım genel olarak ele alındığında tarihi binaların gerek mimari nitelikleri gerekse toplum belleğindeki yeri muhafaza edilerek kullanıcılar için ferah, dolaşımın rahatça sağlandığı mekanlar kurgulanmaya çalışılmıştır.