Eşdeğer Mansiyon, Çuhadaroğlu Alüminyum 2016 Öğrenci Proje Yarışması

Proje Raporu

Barışa açılan bir kapı: Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi başlığı ekseninde şekillenen yarışmanın amacı, savaş öğelerine ev sahipliği yapan ve hali hazırda Çağlayan’da bulunan müzenin yeni bina tasarımı için oluşturulan bir öneridir.

İstanbul’da kamu yararı amacıyla inşa edilen ilk tesis olan Yedikule Gazhanesi 1880 yılında inşası bitmiş, elde edilen gaz sayesinde kömür ile başlayıp, ışıkla biten hikayesinde, İstanbul halkının aydınlatma ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. İşlevi sona erdikten sonra çabuk tüketilen endüstri mirası, kamusal merkez olmaktan çıkmakla beraber çürümeye, parçalanmaya ve yok edilmeye terk edilmiştir. Varolan mimari yozlaşmaya karşı, halen dik durmaya çalışan endüstri mirası önerilen programı ile tozlarını üzerinden atarak, kenti yeni bir süreçle tanıştırmayı hedeflemektedir.

Proje alanına toplu taşıma (Metro, Marmaray, İETT), özel araç ve yayalar için özel erişim olanağı sunulmuştur. İlgili girişler, ulaşımı destekleyecek şekilde tasarlanmıştır. Sahil yolundan gelen ziyaretçiler için, barışa açılan kapı tarihi sur duvarlarının olanak sunduğu yırtık ile geçişi sağlamaktadır. Kazlıçeşme yönünden gelen yayalar için Uluslar Arası Barış Parkı’yla başlayan kamusal alan ilişkisi yeniden kullanılması önerilen sur kapılarıyla proje alanına girişi sağlamaktadır.

Tarihi binalar ve diğer birimler arasında güçlü bir bağ kuran ana omurga tüm endüstri mirasını saran ve birleştiren bant niteliğindedir. Açık hava tiyatrosu, çocuk eğlence alanı, konser alanı, oditoryum gibi kültür, eğitim ve eğlence alanları olan sosyal mekanlar, ana omurgaya bağlanan kollar üzerindeki önemli düğüm noktalarını oluşturmaktadır. Bu düğüm noktaları, yakın çevredeki kullanıcılara hitap etmekle beraber, kent kullanıcılarının müze binası dışında açık mekanlarıyla kentlinin uğrak yeri olmaya çok müsait fragmanterler içermektedir. Kömürden ışığa ulaşan silsileyi içeren tarihi alanda uygulanabilmesi önerilen ışık feneri geçmiş bağlamını güçlendirmekle beraber, alanın imgelerinden biri olmuştur. Bölgenin ihtiyaçlarını ve alanın potansiyellerini aynı potada eriten tarihi yarımadanın dokusuna görsel ve estetik yönü ile katkı sağlayan alanda mutlaka herkese mimari bir söz söyleyebilen çok merkezli tasarım hedeflenmiştir.

Master planda göz önünde tutulan ilk şey geçmiş tarihe duyulan saygıdır. Terk edilmiş olan proje alanına belirli bölgelere özellikle dokunulmamış, koruma güdüsüyle de tarihin izleri sürülerek günümüze ulaşamayan yapıların izlerinde yeni işlevlere yer verilmiştir. Yerleşimler ve peyzaj yerleşkenin mevcut lineer geometrisi referans alınarak konumlanmıştır.

İzi bulunan çelik strüktür devam ettirilerek, kullanıcıyı girişte karşılamış kişiyi günümüze kalan iki tarihi yapı arasında bulmasına imkan vermiştir. Tarihi yapılarda proje kararlarında esas olan, mevcut yapıyla yarışmayan özgün tasarım olmuştur. Tarihi duvarların korunmasıyla beraber içine yerleştirilen iskelet yapıyla ziyaretçilerin mevcut ile modern yaklaşımı birlikte deneyimlemesi hedeflenmiştir.

Yapıların geçişleri, dolu-boş mekanları mevcut yapı bilinciyle oluşup, dış mekanın iç mekana sızması ile kılcal bağlar kuvvetlendirilmiştir. Yapıların birinde müze işlevi yerini alırken, diğerinde şeffaf yapı olması hedeflenerek; kafe, atölyeler, seminer odaları, kütüphane, kitap satış yerini bulmuştur.

Etiketler

Bir yanıt yazın