Mimari Rapor
Kent sosyal ve mekansal bir olgudur ve görülebilir zamansal bir boyuta sahiptir, zamanın bir ürünüdür.
lewıs mumford
Dünyadaki en eski şehirlerden biri olan Gaziantep, Türkiye’de de hala yaşanılan en eski şehir olma ünvanını taşımaktadır. Gaziantep geçmişten bugüne hep sanatla iç içe olmuş, gelecekte de böyle olacaktır. Bu noktada tasarladığımız yapı ile kentin gelişen çizgisine dahil olmayı hedefledik. Şehitkamil Belediyesi Sanat Merkezi’nin, Gaziantep’i geleceğe hazırlayan bir adım olmasını istedik.
2016 yılı itibariyle yaklaşık 2 milyon nüfusa sahip olan Gaziantep, yoğun genç nüfusu, verimli toprakları, gelişmiş sanayisi ile toplum bilinci ve kentleşme açısından diğer güneydoğu illeri arasında birinci sırada yer almaktadır. Turizm açısından çekim merkezi konumunda olan Gaziantep tarihi ipek yolu üzerinde olup, arkeolojik, gastronomik ve kültürel zenginliğe sahiptir.
Proje alanı konumu itibariyle kentin çekim merkezine çok yakında bulunmaktadır. Alanın güneyinde bulunan kent ölçeğinde önemli yer kaplayan yeşil dokunun devamlılığını sağlayan aynı zamanda da kentin iç kısmına sızmasına izin veren bir yaklaşım benimsedik. Proje alanının karşısında bulunan devlet tiyatrolarına referans vermek bizim için önemliydi. Proje alanına en yakın konumdaki tramvay durağı olan valilik durağı ve demokrasi meydanından gelen yoğun bir yaya aksı bulunmakta. Bu sebeplerden dolayı alana yaklaşımımızı bu yönden belirledik.
Gaziantep’e özgü olacak sanat merkezi projesine başlarken en çok önem verdiğimiz konu Gaziantep’in çok katmanlı kültürel yapısı oldu. Yıllar içinde farklı kültürlerin birbirlerinden etkilenmeleriyle ortaya çıkan zengin kültürel çeşitlilik bizim çok önemli bulduğumuz noktalardan biriydi.
Amacımız yapının kentle kurduğu ilişkiyi artırarak bir gün değil her gün kullanılan bir yapı tasarlamaktı. Bu amaç doğrultusunda, yapı ile halk arasındaki etkileşimi teşvik edecek katmanlar oluşturduk. Kentlinin yapıyı algılamasını, onu hissetmesini ve yapı ile etkileşimini tetikleyecek olan etken de yine bu katmanlardır.
Gaziantep in kültürel çok katmanlılığını projenin kamusal alan tasarımında kullanarak, proje alanında farklı özelliklere sahip, kişilerin sosyalleşebilecekleri, kendilerinin doldurabilecekleri boşluklar bıraktık. Parselin kamusal belleğini dikkate alarak tasarladığımız kütle ile tanımladığımız katmanlar kentliye kamusal alanı farklı bir şekilde deneyimleme imkanı sundu.
Kentlinin belleğinde daha çok geçiş alanı olarak yer eden proje alanına tepeden inme bir yaklaşım yerine, mevcut kullanımının farkında olarak, yerden beslenen bir yaklaşım öngördük. Projeye yaklaşım biçimi ve nihai tasarımın çıkış noktası form arayışları ve tercihleri yerine daha çok yer okuma, anlama ve ele alınan konunun gereklilikleri üzerine oldu.
Projeyi Gaziantep’te yaşayan insanların mekansal kullanım alışkanlıklarına saygı duyarak kurguladık. Bunun nedeni yapının yer ile olan ilişkisini güçlendirmek ve kullanıcıların yadırgamadan var olabilecekleri bir sanat yapısı meydana getirmektir.
Mevcutta kamusal alan belleğine sahip olan proje alanının ve kentlinin yeni kullanım şekline adapte olabilmesi için zeminde alana yayılmak yerine çok amaçlı salon kütlesini kolonların üzerine kaldırarak farklı kotlarda farklı kamusal alanlar tasarladık. Aynı zamanda kentlinin yapıyı kabul etmesi ve kendinden görmesi için kütleyi, Antep evlerinde ve hanlarında karşılaştığımız avlu formu çevresinde örgütledik.
Proje alanın sahip olduğu kamusal bellek ve kentlinin kullanım alışkanlıklarına saygı duymak önem verdiğimiz noktalardan biri oldu.3. Cadde ile 36017 sokak arasında mevcutta bulunan geçiş, çok amaçlı salon kütlesinin altında meydana gelen alan ile yeniden sağlanmıştır.
Alanın doğu sınırını oluşturan su öğesi ile de Gaziantep’in doğu sınırını oluşturan Fırat Nehri’ne gönderme yapılmıştır.
Şehir tiyatrolarının ve valiliğin yanındaki tramvay durağı proje alanına yaya yaklaşımı için ana arterlerimizden biridir. Bir sanat yapısı olacak olan ‘Şehitkâmil belediyesi sanat merkezi’ ile karşı parselde bulunan şehir tiyatroları arasında bıraktığımız boşluk yapıya yaklaşımımızı göstermektedir.
Binanın işaret değerini arttırmak için tek bir kütle olarak algılanması bizim için önemliydi. Aynı zamanda Antep evlerinde ve hanlarında çok sık karşılaştığımız avlu formu kentlinin belleğinde önemli bir yer kaplamaktadır. Gaziantep e ait olarak halkın sahip çıkacağı, kabulleneceği bir sanat merkezi için avlulu bir kamusal alan kurgulamayı seçtik. Buradan yola çıkarak kütleyi boşalttık ve avluyu daha keyifli bir alan haline getirdik.
Sirkülasyon alanlarının avluya baktırarak katlar arası görsel iletişimi sağlayıp, bununla birlikte gün ışığıyla aydınlanan keyifli sirkülasyon alanları tasarladık. Yapının dış yüzeyinde konumlandırdığımız mekanlar da gün ışığından faydalanmakta olup, böylece gün ışığından maksimum fayda sağlanmıştır.
Fuayenin genel kullanıma alternatif olarak, çok amaçlı salonun balkon fuayesi kotundan kullanılan kentlinin iletişime geçebileceği, kokteyl ve kutlamalar düzenlenebilecek bir fuaye önerdik.
Çift kat yüksekliğindeki giriş hacmi ve sergi alanı arasında galeri boşluğu ile görsel bir bağ kurduk.
Yaşayan bir avlu tasarlamak için yapıyı 1 m yükselttik ve de avlunun altını toprakla doldurduk. Böylece küçük köklü bitkiler ektik ve çimlendirdik. Atölyelerin ve kafeteryanın açıldığı avlu, Gaziantep gibi sıcak iklime sahip bir şehirde yaz ayları kullanımı için biçilmiş bir kaftan olacaktır. Yeşil yüzey sıcaklığı emecek ve ortamı serin tutacaktır. Dikilen ağaçların ve yapının gölgesi de günün her saati kullanılabilir bir avlu sunar.
+5.00 kotundan başlayıp tüm katlara ulaşan teraslar, avluda oluşturduğumuz yarı kamusal alanı düşeyde devam ettirmektedir.
Araç yaklaşımı için otopark girişimizi alanı zedelemeyecek ve de 659 no’lu parselde bulunan kazaz iş merkezinin önündeki açık otopark alanıyla görsel bağlantı kuracak şekilde 36017 sokaktan verdik. Otopark girişinde parselin hem önceki kullanımına atıfta bulunacak aynı zamanda da sanat merkezinin otoparkı olmanın hakkını verecek simgesel bir araba figürü konumlandırdık.
Taşıyıcı sistemde hem binayı hafifletmesi için hem de geniş açıklıklar geçerken bize kolaylık sağlaması için çelik malzeme kullanmayı tercih ettik.
Cephe tasarımında ana hacim olan çok amaçlı salonun dışarıdan kütlesel olarak algılanması için bir kabuk ile özelleştirdik. Malzeme olarak da fiber beton tercih ettik. Doğal aydınlatmanın çok gerekli olmadığı bu kütlede kabuk üzerinde yırtıklar açarak ışığı dolaylı olarak içeri aldık. Fuayenin olduğu kısımda bu yırtıkların sayısını artırarak daha fazla ışık almayı sağladık.
Dil birliği sağlamak adına yapının her yönünde kullandığımız güneş kırıcı elemanlar, yılın farklı ay ve de günün farklı saatlerinde güneş ışığını kontrollü bir biçimde içeri almamızı sağlayacak.
İklimleme
Isı geri dönüşümlü klima santrali mantığı kullanılması öngörülmüştür. Böylece içeri alınan havanın ısısı dışarı atılan havanın ısısı ile dengelenecek ve yaklaşık 5 derecelik ısıtma ve soğutma yakıtsız sağlanabilecektir.
Güneşin binaya vurma açıları bilgisayar ile hesaplanacak ve kullanılan güneş kırıcılar buna uygun şekilde düzenlenecektir.
Sensörler yardımı ile ısıtma soğutma havalandırma ve aydınlatma otomasyonu sağlanacaktır.
Hava kalitesi
Atölyeler ve çok amaçlı salonda hava kalitesi düştüğü anda otomatik olarak taze hava pompalayacak sensörler kullanılacaktır.
Su tüketimi
Lavabolarda sensörlü ve düşük debili batarya kullanılacak, klozetler düşük debili tutulup susuz pisuarlar kullanılacaktır.
Peyzaj
Mevcut 0.00 kotu üzerine avlu sınırları içerisinde toprak doldurularak yeşillendirilecektir. Böylelikle dikilen kısa köklü ağaçlar ve çim doku sayesinde sıcak hava emilecek ve ortam sıcaklığı dengelenecektir.
Malzeme tercihi
Cephe ve çatı kaplamasında uzun ömürlü ve tekrar kullanılabilmesi açısından sürdürülebilir olan titanyum çinko yapı malzemesi kullanılmıştır. Titanyum çinko geri dönüştürülebilir doğal bir kaplama malzemesidir.