PROJE RAPORU
Tasarımın odak noktası yoğun programın çözümünde üst örtünün mekanlaşarak zemin kottaki kamusal kullanımı yoğunlaştırmaktır.
Yoğun programın sıkışık arazideki yerleşiminde hacimsel ilişkilerin üçüncü boyutta yeniden yorumlanması ile yapının zemin oturumunun küçültülmesinin yolu aranmıştır. Bu bağlamda yapı programı yorumlanırken kentin merkezinde yer alan, sokak ve zeminle güçlü bağları bu arazide zemini işgal etmek yerine üst üste program yerleşimi önerisi getirilmiştir. Bu sayede sıkışık doku içinde kamusal alanın zemin kotta genişlemesi ile nefes alma mekânları, nişler üreterek yapının sokaklarla ilişkisini güçlendirmek mümkün olmuştur. Tarihsel arka planında alanın eskiden çocuk parkı olması bilgisi de tasarımımızda açık alan önerilerini zenginleştirme arayışımızı motive edici olmuştur.
Yarışma alanı çevresindeki çok çeşitli dış mekân kullanımları ve bölge sakinlerinin katılımı ile oluşmuş yoğun kentsel hayat için mevcut yoğun yapı stokunun vadedebileceği alanlar sınırlı gözükmektedir. Yoğun ve sıkışık yapılaşmanın kısıtları ile mahalle sakinlerinin açık mekânda yaşama verdikleri önem neticesinde artan açık alan ihtiyacına yanıt vermek oldukça güçtür. Kent içindeki boşlukları tarifleyen mevcut yapı stoku çeperleri, sarmaladığı fonksiyonlar değişse bile kentliye zemin kotta yeni alanlar kazandırmak kabiliyetinden uzaktır. Böylesi bir durumda yeni mimari çözüm önerileri kadar planlanan yapı programlarındaki kapalı mekânların daha kompakt şekilde çözümüne olanak sağlayacak bir düşünce ile desteklenmesi kentlerimiz için zorunluluk haline gelmiştir.
Kente nefes aldıracak kentsel açık alan ihtiyacı ile kesin sınırlarla tarif edilmiş olan katı ihtiyaç programının, bu işlevler ve beklentilere göre oldukça küçük bir arazide çözülmesinin istenmesi tasarım sürecinin çıkmazı olmuştur. Problemin çözümünde bu kısıtlara getirilecek önerinin arazi üzerindeki mevcut yapının çevresi ile kurduğu ilişkileri çok daha güçlü hale getirmesi beklenmektedir. Bu sebeple zemin kottaki yapı izinin küçültülmesi ile olası tüm çeperlerde kamusal zemin üretmek ve bu dış alanları yapı programı ile ilişkilendirmek hedeflenmiştir.
Prensip olarak yapı program başlıklarının zeminden erişimleri önemsenmiş, mekânsal gereksinimleri göz önünde bulundurularak hacimlere yapının bütününde ikincil yapısal işlevler yüklenmesi fikri benimsenmiştir. Bu noktada kültür merkezi programını oluşturan alt birimlerin eğimli yüzeylere ihtiyaç duyması spor salonu saçağının mekanlaşarak hem zemine oturması hem de yükseldiği noktada Sakız Sokak çeperinde kentsel bir niş yaratması potansiyelini ortaya çıkarmıştır.
Spor Salonunun saçağı mekanlaşarak Kültür Merkezini içinde barındırır ve salonun üzerinde yer alır. Kültür merkezine zeminden doğrudan erişilebilirken eğimli yüzeye oturan salonlar tek bir kabuk içinde çözülmüştür. Kabuk kesitinin yapısal bir kiriş olarak çalışması ve salon köşelerinde oluşturulmuş dikey dolaşım kovalarına oturtularak alt kotları taşıyıcılardan arındırmak mümkün olmuştur. Aynı zamanda programa ilave olarak kültür merkezi içinde saçağın yırtılması ile fuayeden doğrudan erişilebilen açık hava amfisi önerilmiştir.
Sakız Sokak çeperinde gittikçe incelen bir saçak tektoniği ile davetkâr bir kamusal mekân hem iç mekânda hem de dış mekânda yaratılabilmiştir.