PROJE RAPORU
Proje alanının ve çevresinin bizde yarattığı ilk izlenimler bir tasarım fikrinin itkilerini oluşturan ihtiyaç ve tezatlarla örtüşüyor. Alan zamanın adeta kentin kenarında biriktirdiği, farklı ihtiyaç, menfaat ve fikirlerden ortaya çıkmış, tekil, birbirilerinden kopuk müdahalede tahribattan oluşuyor.
İlgiden, planlamadan, kamusaldan, estetik muhakemeden, duyarlılıktan ve güzellik anlayışından tamamen yoksun bırakılmış alanlar bu kaotik düzen içerisinde fiziksel çevremizi oluşturuyor. Proje alanında bütün bu müdahalelerin sonucu ise tanımsız bir nehir kıyısı, kentleşme ile bölünmüş yeşil alanlar, bağlamıyla bir ilişki kuramayan farklı biçim ve nitelikteki özel ve kamusal yapılar.
Bütün bu karamsar tablonun yanında, şehrin kamusal ve sosyal alan ihtiyacını karşılayabilecek geniş ve açık alanlar mevcut. Bugünün katı gerçekliğinin yanında ise yaratıcılık ve güzellik adına bireysel ve kamusal sorumluluk almanın, yeni bir yön ve vizyon yaratmanın sonsuz enerjisi var.
Bu projenin kendi içerisinde beyan etmek istediği, gerçeği anlaşılan en ciddi şekilde ve projeyi olabildiğince hayal gücü ile ele almanın olasılığıdır.
12 ayrı cepheden oluşan tek katlı yapının algısal sınırları, farklı yön ve eğimlere sahip, altında barındırdığı spor aktivitelerine atfen hareket hissini uyandıran, ışık ve gölge oyunları yaratan bir çatı örtüsü tarafından tanımlanıyor. Bu örtünün içerisinden farklı düşey doğrultularda yükselen günışığını içeri alan bir dizi ışık bacası yükseliyor. Ahşap, cam ve metal elemanlardan oluşan çok katmanlı cephe sistemi, program ve cephe arasındaki hiyerarşik ilişkiyi ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Amacımız Magritte’in tablosundaki gibi öncül algıları yanıltan, ölçeğiyle ağaçlar arasında kaybolan bir malzeme ve ölçek ilişkisi kurmak.
Plan kurgusu, yapının farklı kısımlarından girilebilen, etrafındaki farklı yaklaşım ve vistaları bir araya getirerek iç ve dış arasındaki ilişkileri düzenleyen bir iç avlu etrafında şekilleniyor. Bu avlu farklı program öğelerini bağlayan ve kullanıcıları yönlendiren, farklı senaryolara olanak sağlayan bir aparat gibi işliyor.
Yapı hacmi nehir ile karşılaştırıldığında ana bir aksa sahip olmayan, her yöne açık bir nokta. Biçiminden ziyade bağlamında var oluşuyla alanın gelecek gelişimine etki edebilecek bir müdahale.
Arazinin köşeleri iç ve dış arasında bir geçiş alanı yaratmak gayesiyle, başka bir deyişle kent ve kentliyle diyalog oluşturmak amacıyla bahçeler olarak bırakıldı. Kütle bu tanımlı boşluklardan geriye kalan alan üzerine yerleşti.
Bir spor merkezinin insanların spor yapıp terk edeceği bir yapıdan ibaret olmadığını düşünüyoruz. Bir spor merkezi halkın buluştuğu, sosyalleştiği, spor ve oyun tutkusunu paylaştığı yahut sadece vakit geçirdiği, müşterek olduğu fiziksel ve gerçek bir mekan olabilir.
Proje alanının çevresinde farklı seviyede okullar yer almaktadır. Projemizin bu okulların öğrencilerinin sadece yüzmek ve spor yapmak için değil, akranlarıyla birlikte olmak, avlusunda vakit geçirmek, gölgesinde oturmak, eğitici etkinliklere katılmak için gelebilecekleri bir çatı olmasını hayal ediyoruz. Yapının açık alanlarının ve kamuya açık avlusunun genel olarak spor merkezi kullanıcılarının yanı sıra kamu tarafından etkin bir şekilde kullanılacağını ümit ediyoruz.
Yaz aylarında dış mekana kayar katlanır cephe panelleri vasıtasıyla açılan havuz ve fitness bölümlerinde geniş cam yüzeyler iç ve dış sınırını belirsizleştirir.
İç avlu gün ışığını içeriye alması için geçirgen bir çatıyla örtülüdür. Bu avlunun dışarıya uzandığı koridorlar cam kapı ve doğramalarla dışarıya açılmaktadır.
Tasarım ekonomik olarak da makul çerçeveler içerisinde kalan aynı zamanda bulunduğu yerde mevcut olan mimari dile çeşitlik getirmeyi amaç güden basit bir kütleden oluşmaktadır.