Açıklama Raporu
“Su hakkında aklıma gelen en önemli şey, suyun bizi nasıl şekillendirdiği ve bizim suyu nasıl şekillendirdiğimiz idi.”
Watermark, Edward Burtnysky
“Nehir heryerde aynı zamanda vardır, kaynağında, ağzında, şelalede, vapurda, okyanusta ve dağlarda, her yerde onun için sadece şu anki zaman vardır, geçmişin ya da geleceğin gölgesi değil.”
Siddhartha, Herman Hesse
İnsanlar tarih öncesinden beri suyla hem dost hem de düşman olmuştur. Suyun verici gücü insan topluluklarını su kenarlarında toplanmaya iterken yıkıcı gücü insan topluluklarını tehdit etmiştir. Ancak doğanın dengesinde olduğu gibi bu iyi-kötü etkilerin de hep bir dengesi vardır. İnsanlar suyun üzerinden geçmek, suyu aktarmak, suyu depolamak, sudan enerji elde etmek, su üzerinde hareket etmek için binlerce yıldır teknolojiler geliştirmişler, çeşitli yapılar yapmışlardır. İnsanların suyu değerlendirme biçimi suyla barışık olduğu sürece medeniyetler sürdürülebilir halde tutulmuştur.
Suyun üzerinde bulunmak insanoğlu için karada bulunmaktan farklıdır. Su her yerde ve her şeyde birbirine bağlıdır, suyu parsellemek ve kontrol altında tutmak mümkün değildir. Ayrıca şöyle de düşünülebilir, bir sınırla çevrilmiş ya da işaretlenmiş bir kara parçası üzerindeyken bir şehirde ya da ülke de bulunursunuz ama nehir üzerindeyken nehrin doğup aktığı her yerde olmuş olursunuz. Bu açıdan köprü üzerinde bulunmak bir nevi nehrin her yerinde bulunmaya benzer. Köprülerin de hem mimari hem de mühendislik açısından bu kadar özel ve görkemli yapılar olmasının suyun doğasından geldiğini düşünmek yanlış olmaz.
Kızılırmak Nehri Sivas’ın kalbinden geçen ve şehri besleyen önemli bir unsurdur. Sivas ili sınırlarında nehir üzerine inşa edilmiş olan Kesik Köprü ve Eğri Köprü çok önemli tarihi değere sahiptirler. Bu köprüler ipek yolunun şehirle bağlantısını sağlamaktaydılar. Tarihte Kızılırmak Nehrinin önemli medeniyetlerin arasında sınır vazifesi gördüğü de bilinmektedir. Bu açıdan köprü yapıları hem fiziksel hem de tinsel açıdan kültürleri ve farklılıkları ince ve narin bir dokunuşla bağlamanın en önemli yoludur.
Sivas şehir merkezini Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı ile Cumhuriyet Üniversitesi’ne bağlayacak bu köprüyü özellikle üniversite gençlerinin yoğun olarak kullanacağını düşünüyoruz. Sivas gibi tarihi kökenleri derin bir kent merkezinin üniversiteye bağlandığı bu köprünün de bu enerjiye ve dinamiğe uygun olarak tasarlanması gerekli olduğu aşikârdır. Bilim ve eğitimin kalbi olan üniversitenin kültür ve tarihin kalbi olan şehirle bağlandığı bu köprünün manevi olarak da taşıdığı önem yüksektir. Bu açıdan nehri aynı anda hem görkemli hem de zarif bir şekilde, kullanıcı dostu bir yapıyla taçlandırmak gerekliliğini hissediyoruz.
Köprü tasarımında en önemli etkenler köprünün üzerinde düşünülen araç, tramvay, yaya ve bisiklet trafiğinin hem yatayda hem de düşeyde nasıl organize edileceğidir. Araç ve tramvay yollarının, (özellikle de tramvay yolunun) çok fazla eğim olmadan köprüden geçmesi gereklidir. O yüzden köprü tabanını sedde üstünden minimum değerleri sağlayacak ve nehir kenarından geçen ve köprünün altından devamlılığının sağlanması zaruri olan yaya ve araç trafiğine de engel olmayacak bir yükseklikte çözmeyi uygun gördük. Toplamda 60 metre genişlikte, 17 metre yükseklikte ve 400 metre uzunluğundaki köprü, araç ve tramvay yollarının çok az eğimle karşıdan karşıya geçmesini sağlarken yaya ve bisiklet trafiğinin de optimum eğimle, şehir ve doğa manzarasının tadını çıkararak geçmesini sağlamaktadır.
Köprünün betonarme pabuçlarından itibaren geçtiği açıklık 140 metredir. Nehir üzerinden iki ana makas sisteminin taşıdığı yollarla, nehire ayak basma ihtiyacı duymayan ve aynı zamanda estetik bir yapı elde etme kaygısı tasarımın temelini oluşturmaktadır. Bu makaslar, taşıyıcı sistemin temelini oluştururken aynı zamanda üzerlerindeki yaya ve bisiklet yollarını da taşımaktadırlar. Üst kotun yol kısmında ahşap kaplama bir deck sistemi ve platformla alt taraftaki trafiğin gürültüsü engellenmiştir. Ayrıca yol kenarında uygulanan polikarbonat elastik bazlı çarpma ve gürültü bariyer köprünün olası bir kaza sonucu taşıyıcı elemanlarına zarar gelmemesini sağlamakla beraber üzerindeki trafiğin görüşünü engellememektedir. Ayrıca üst kota çıkarılan eylemler ve platform yalnızca yayaların değil alttan geçen araçların da manzarayla etkileşmesini sağlamaktadır.
Köprünün her iki yanındaki yaya ve bisiklet yolları, orta kısımda yapılan bir bağlantı köprüsüyle birleştirilmiştir. Bu şekilde karşıdan karşıya geçmek isteyenlerin alttan geçen karayolu ve tramvay yolunun oluşturduğu trafikten güvenli bir biçimde ve manzaranın tadını çıkararak geçmeleri amaçlanmıştır. Yaya yolunun kenarında ahşap elemanlarla düzenlenen platformlarda yayaların dinlenebilmesi, manzarayı izlemesi planlanmıştır. Ufak boylu ağaçlarında bulunduğu 1×1 metre boyutlarında saksılar yerleştirilerek köprü üstünde yeşillendirme yapılmıştır.
İki ana makasın uçlarda bulunan beton pabuçlara oturduğu, araç ve tramvay yolunun geçtiği ara makas sisteminin de bu makaslara asıldığı basit bir sistem öngörüldü. Bu sistemdeki taşıyıcı elemanlar, doğal bir iskelet sisteminin anatomisine öykünen estetiğiyle açıkta bırakıldı. Aydınlatma elemanları ve korkuluklar da dâhil tüm yapı elemanlar bu iskelet sisteminin birer uzantısı olarak düşünüldü. Köprü birbirine eklemlenen farklı parçaların bir araya gelmesi yaklaşımlarının tersine hem estetik hem de fonksiyonel olarak bir birini tamamlayan ve bir birinin uzantısı olan parçalardan oluşmaktadır.
Köprü üzerinde bulunan aydınlatma elemanları kendi kendilerine yetebilecek şekilde fotovoltaik güneş pilleriyle donatılmıştır. Gündüz topladığı güneş enerjisi ile gece boyunca köprü, şebekeden enerji alma ihtiyacı duymadan ışıklandırılabilecektir.
Köprünün ana makasları üzerine yapılan aydınlatma sistemi ile şehrin gece silüetinde hoş bir etki sağlanması planlanmıştır. Kaburga şeklinde birbirini takip eden makas elemanları, nehirdeki yansımalarıyla birlikte köprü yapısının etkisini kuvvetlendirecektir.
Jüri değerlendirmesi şu şekildedir: “Projenin konstrüktif kurgusunun mekansal bütünlüğe sahip olmaması, projedeki ağır ve kalabalık strüktürel dil eleştirilmiştir. Projedeki yaya platformunun erişilebilirlik sorunları ve proje alanındaki yapısal dolgu alanlarının yoğunluğu olumsuz olarak değerlendirilmiştir.”