Dört Kabinli Dağ Evi

Oslo merkezli stüdyo Rever & Drage Architects, Norveç'in Sunndal bölgesindeki dağ evinde, farklı kullanım alanlarını birbirinden ayırmak için çeşitli kaplama malzemeleri ve geleneksel yapım tekniklerinden yararlanmış.

Rever & Drage Architects, Trolltindane tepelerindeki dağlarda yürüyüş ve kayak yapmayı seven enerjik bir aile için dağ evi tasarladı.

Tasarımın temel şartlarından biri binanın, bölgenin sert iklimine karşı dayanıklı olmasını sağlamaktı.

Binanın bir ucundaki şeffaf garaj aileye ekipmanlarını bırakabilecekleri alan sağlıyor.

Her birim farklı şekillerde inşa edilmiş ve cepheler, maruz kaldıkları hava koşullarına ve kullanım amacına göre farklı yapım teknikleriyle düzenlenmiş.

Kompozisyon, ayrı işlev ve yapım tekniklerine sahip yapıların, rüzgarın baskın yönüne karşılık gelen bir çizgide düzenlendiği, bir dizi geleneksel çiftlik evinin birleşiminden oluşuyor.

Evin cephesinin çoğunu kaplayan ahşap levhaları lekelemek için ise katran bazlı koyu yeşil bir yağ kullanılmış.

Binanın batı cephesinde en belirgin olan şey birimlerin kendine özgü karakterleri iken doğu cephesindeki en belirgin unsur uyum ve yapının bütünlüğü. Yapı bu açıdan hem tek bir birim olarak hem de dört ayrı birim olarak görülebilir.

Yerel ahşap ve geleneksel yapı yöntemleri, duvarların dörtte üçünü oluşturan çentilmiş tomruklar ile bina boyunca kullanılmış. Her bir alan için kullanılan farklı doğrama teknikleri ile birimlere, kendine özgü bir karakter kazandırılmış.

Salon, daha zarif olan 19. yüzyıl çentilmiş tomruklarla inşa edilirken; mutfakta daha ince, daha modern, doğrama dişi şeklinde çentilen kare tomruklar kullanıldı.

Binanın güney ucundaki garaj yapısı, polikarbonat tabakalara sarılmış geleneksel bir yöntem kullanılarak oluşturulan, açık ahşap çerçeveye sahip.

Her iki tarafındaki kapıların da açılabildiği alan aynı zamanda bir depolama alanı, fitness salonu veya atölye olarak da kullanılabiliyor.

Binanın karşı ucunda, bir yatak odası ya da yatakhane olarak kullanılabilecek, geniş camı ile kuzey ışıklarının gözlemlenebileceği geniş bir oda bulunuyor.

Bitişikteki oturma odasına, dışarıda geçirilen günün ardından ısınmak için bir şömine yerleştirilmiş. Oda aynı zamanda, beşik kemerli tavanı ve doğudaki dağ sırasını gören, düşük seviyeli panaromik penceresiyle göze çarpıyor.

Salona alınlıklı çatı penceresindeki özel girişten de erişim sağlanırken; giriş holünün iki tarafını çevreleyen iki küçük oda, ek yatak odası veya çalışma odası olarak kullanılabiliyor.

Salonun yanındaki mutfakta bir yemek masası ve terasa çıkan bir kapı bulunuyor. Batı cephesine yerleştirilmiş küçük pencereler gün ışığının mutfağa ve bitişikteki banyonun içine girmesine imkan verirken mahremiyeti de koruyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın