Ahmet Turan Köksal'ın, teslime 14 dakika geç kalındığı için elenen projesi.
Ahmet Turan Köksal’ın, yarışma sürecine ve jürinin tutumuna dair değerlendirmeleri şöyle:
Yukarıda incelediğiniz proje, yarışmada resmi olarak “katılımcı” dahi değildir.
Proje 1 Haziran 2015’te saat 17:14’te teslim yerine elden getirilip bırakıldığı için diskalifiye edilmiştir. Jüri projeye dahi bakmamıştır. Aylar süren (iyi ya da kötü) özgün bir fikir içeren bir çalışmayı rahatlıkla yok saymıştır.
Yarışmalar bu kadar nadir açılırken, Mimarlar Odası bu yarışmayı fütursuzca boykot etmişken, camiler yarışmayla elde edilmekten muaf tutulurken, biricik yarışmanın jürisinin garip bir kuralcılık içinde olması şaşırtıcıdır.
Ödül alıp almamanın önemi yoktur. Keza jürinin seçimleri göz önüne alındığında projenin ödül alması mümkün görünmemektedir. Fakat jürinin bu kadar “müsamaha yoksunu” ve “işgüzar” olmasını garipsediğimizi söylemek gerekir. Bu şekilde güçlü değil kuraldan başka bir şey tanımaz haliyle pek bir zayıf olduğunu göstermiştir.
Bu diskalifiye kararına yarışmaya giren girmeyen herkes şaşırmıştır. Bu ilk elendiğimiz yarışma değildir. Sanırız daha çok eleneceğiz. Elendiğimize memnun olduğumuz yarışmalar dahi vardır. Çok jüri görmüşlüğümüz vardır. Jüri üyesi olarak ulusal yarışmalarda görev almışlığımız da vardır. 14 dakika geç kalmayı bırakın üzerinde isim olan projeyi dahi raportörlüğe talimat vererek, jürinin isimleri görmediğine imzalı beyan alarak, arkasına göstermeyen kalın izole bantla kapattırıp değerlendirmeye aldığımız dahi olmuştur. Tutanakları sunabiliriz. Jürilik emeğe saygıyı, başkasının hakkını yemediği sürece meslektaşa hürmeti de içerir.
Önerimizin Jürinin basiretsiz işgüzarlığı yüzünden “çöpe” gitmesine gönül razı olmadığından (sergilemeyeceklerini tahmin ediyoruz) sizlere buradan sunuyoruz.
Kolokyuma gidip de tartışma çıkarmayacağız. Keza mimarlık konuşulsun istiyoruz o kısıtlı zamanda.14 Dakika yüzünden katılımcı sayılmadığımız halde bizi katılımcı olarak görüp yayınlayan Arkitera’ya teşekkür ederiz.
İnceleyip hiç değilse fikrimize değer veren sizlere de selamlarız.
TEFERRUATLAR
Kargo ile nakliyeyi kabul eden jüri, o gün kargo makbuzu gönderen her başvuruyu kabul etmiş ancak verilen makbuzların (dakika bazında zaman kontrolü) doğrulunu teyit edememektedir.
Yukarıdaki proje sahipleri 16:15 motorunu kıl payı kaçırmış, 20 dakika beklemiş 16:35 motoruna binmiş, motor önce Heybeliada’ya uğramış ve 17:09’da Büyükada’da olmuş ve 17:14’te teslim edilmiştir. Elimizde teslim formu vardır. Formda 15 dakika gecikildiğini ve “Vapur kaçırılmıştır” diye açık açık yazmaktadır.Ekip 16:20’de herhangi bir kargo firmasına gidebilir, hemen bir makbuz yazdırıp raportörlüğe gönderebilir ya da bindiği motor Heybeliada yerine direkt Büyükada’ya gitse (kaçırılan motor öyleymiş) 17:00’dan önce teslim edebilirdi.
YANİ HİÇBİR RAKİBİN HAKKI YENMEMİŞTİR
KISACA:
JÜRİ “İYİ” PROJE SEÇER “KÖTÜ”Yİ AYIRIR. AYNI ŞEKİLDE DEFALARCA YARIŞMAYA GİREN AYRIŞMACI DA “İYİ” VEYA “KÖTÜ” JÜRİ DİYE TANIMLAYAMAZ MI? TANIMLAYABİLİR. BİZ DE YUKARIDAKİ OLANLARDAN SONRA JÜRİYİ ARAMIZDA OYBİRLİĞİ İLE “KÖTÜ” BİR JÜRİ OLARAK TESCİLLİYORUZ.Diskalifiye olmadan projemiz beğenilmese ve elenseydik. Ödül aldığımız zaman mutlu olmayı da biliriz, elenince tebessüm etmeyi de. Sanırız yarışmacılığın şanında bu var.
Projemiz, fikrimiz trajikomik gecikme ve diskalifiye olayı unutulacaktır ama mimarlık camiasında bu işgüzarlık unutulmayacaktır.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Büyükada İskelesi’nde inilip, Güneye doğru (yokuş yukarı) ilerlendiğinde üçgen formlu ufak bir meydana ulaşılır. Doğusunda fayton durakları vardır. Adanın mahalle dokusu ise insan ölçeğinde tutulmuş sokaklardan oluşur. İskelenin batısında sahil bandında bir park, doğusunda ise balıkçı lokantaları bulunur. Denize paralel ulaşım yollarını dikine bağlayan erişim askları oldukça cılız ve dardır.
Avlusundan geçilen camiler, kapalı duvarları olan ibadet mekânlarına nazaran, mahalle yaşamına daha fazla katılırlar. Büyükada Çarşı Camii, adındaki “Çarşı” kavramına uygun şekilde halkı içine çekmeli, içinden geçilmeli ve mahallede kabul görmelidir. Bu amaca ancak camiyi kamusal bir mekâna dönüştürerek ulaşılabilir. Öneride sunulan caminin ana tasarım kararları İslam’ın kucaklayıcı ve halkla beraber yaşayan halini gösteren forma itibar eder.
Zaten oldukça kısıtlı olan arazi, tümüyle bina ile doldurması yerine, halka ve son cemaate yerine bırakılmış, binanın yukarı kaldırılması yeğlenmiştir. Böylece Kıble yönünden camiye girme sıkıntısı da giderilmiş olmaktadır.
Minarenin taşıyıcı olarak kullanılmasıyla, kolon tarlasına dönmeyen mahal, kesintisiz şekilde denize kavuşmayı sağlar. Ayrıca eğimli çatı, kadınlar mahfilini yarım kat kullanılmasına olanak verir. Bu sayede çok yükselmeyen çatı örtüsü silueti de bozmamakta, adanın doğal eğimi içinde erimektedir.
Gerekirse caminin çok kalabalık kullanımlarında (örneğin Bayram ve Cuma namazlarında) son cemaat yeri bahsedilen yukarı alınan bina döşemesiyle kendiliğinden oluşur. Bu sayede, en yukarıda Kadınlar mahfili 100m2, erkekler harim 300 m2, son cemaat 300 m2 ve bodrumda 300 m2 ile toplamda 1000 m2lik bir namaz kılma alanı elde edilmiş olmaktadır.
Camiye hem Kıble yönünden hem de deniz yönünden erişilebilmektedir. Kıble’den %15’lik bir rampa ile erkekler harime ulaşılır. Aynı yönden farklı bir rampayla bodrum kata inilmektedir.
Deniz yönünden kadınlar girişi vardır. Merdivenle 6.50 kotuna çıkılmaktadır ve ayrıca hidrolik asansörlerle bir seferde iki engelli kişi ve refakatçisi kadınlar mahfiline ulaşılabilir. Kadınlar için merdivenin arkasına gizlenmiş özel abdesthane ve dört adet tuvalet, el yıkama ve engelli tuvaleti vardır. Kadınlar hiçbir şekilde erkek cemaatle karşılaşmadan camiyi istedikleri zaman kullanabilir. Yani kadınların camiyi kullanmaları için bir engel kalmamıştır, önerilen cami kadın dostudur.
Zeminden Batı cenahından erkekler için abdesthane, asansör ve merdiven vardır. Aynı merdiven bodrum kata da iner. Dışarıdan da kullanılabilen tuvaletler bodrumdadır, teknik hacimler ve din görevlileri için zeminden çatı penceresi ile doğal ışık ve hava alan mekânlar vardır.
Camide ibadet edenlerin en büyük sorunu ayakkabı dolaplarını kullanmaktır. Sorun tüm caminin namaz sonrası bir kapıya doğru yönelmesi, önce dolaptan ayakkabısını bulması alması ve sonra dolaba gelenlerle çarpışıp dar bir kapıdan çıkarken ayakkabısını giymeye çalışmasıdır.
Projede ayakkabı dolapları, ayakkabı giyilen alana yakın ve sıra halinde çıkmayı önerir. Böylece namaz sonrası izdiham olmayacaktır.
Ada sokak dokusuna uyumlu, minaresi saat kulesi şeklinde, namaz vakitlerini sesli duyurmakla beraber elektronik olarak çeşitli yollarla (bluetooth, wifi, abone olanlara SMS vb.) yayabilecek teknolojilere sahiptir.
Amaç Ada halkının yıllar boyu kullanabileceği mahalle dokusuna uygun, insan ölçeğinde bir ibadet mekânı olarak kullanılacak, yöreyle özdeşleşmiş bir yapı ortaya çıkarmaktır.
4 yorum
Teşekkür ederim
Tebrikler, ayakkabı meselesi, giriş ve çıkışlar başarılı etüd edilmiş, minaresi de güzel. Ellerinize sağlık!
Evet demiştiniz yahu. Ben ne bileyim 14 dakika uzamayacağını.
heheheh
Camigor’e baktım. Ukala birinin yaptığı cami beğenmeme sitesi.
Asıl sorun jüri hiç bakmamış siteye.
Ben uzatalım demiştim…
Bu arada camigor.tumblr.com diye bi site var, bakmanızı tavsiye ederim.