Gülnar Ocakdan, Mecidiyeköy'de tasarladığı İstanbul Dental Enstitü projesini anlatıyor:
Mevcut bir diş hekimi kliniğini iyileştirmeye yönelik projemizde işverenler giriş, bekleme salonu ve sekretaryanın işlevsizliğinden ve organizasyonsuzluğundan şikayetçiydi.
Hastaların bekleyebilecekleri prestijli ve konforlu bir salona ve doğru yönlendirilebilecekleri bir sekretaryaya ihtiyaç duyulmaktaydı.
Bir mekana girildiğinde, özellikle ticari işletmelerde ilk algıyı yaratan en önemli kısımlardan biridir danışma bankosu ve logo. Burada firma kimliğiyle ilk kez tanışılır ve buna göre bir algı oluşur. Bu sebepten girişi doğru kurgulamak ve hastalarda oluşacak ilk intibayı olumlu bir şekilde yaratmak iç mimari kararlarımızda önceliklerimiz arasındaydı.
İlk girişte dar bir aralık ve kolon ile karşılaşıyorduk. Bu kolonu bir duvarla gizleyerek duvarı klinik logosunu asacağımız bir pano olarak kullandık. Bu aynı zamanda gelen hastaları yönlendirmekte ve girişte sıkışık bir karşılamadan kurtarmakta faydalı oldu. Bekleme salonunda bir diş hekimi kliniği atmosferini minimal ve rafine bir dille oluşturmaya çalıştık. Malzeme ve renk seçimlerimizi bu doğrultuda aydınlık, ferah ve yalın ürünlerden yana yaptık. Bekleme salonuna açılan bazı iç pencereler ve kapılar bulunmaktaydı. Bunları da yeniden düzenleyip bazılarını kapatarak salonu daha bütüncül bir karaktere getirdik. Bir danışma bankosu bu bölümün en vurucu öğesi olmalıydı. Seçtiğimiz pleksi ve masif akçaağacın preslenmesiyle oluşturulmuş özel yapım bir malzeme ile bankonun yüzünü oluşturduk. Aynı malzemeyi bankonun arkasındaki duvarda da yine firmanın logosunu tasarladığımız bir panoyla bütünleştirdik. Bu özel yapım banko ve logo panolarında, kullandığımız gizli aydınlatmalar tasarımı ortaya çıkarmada daha etkili oldu. 2 bölümden oluşan oturma gruplarında bir bölümü canlı diğeri mat olmak üzere renk seçimleriyle bir karşıtlık yarattık. Oturma grupları ve sehpalar da minimal formlarıyla mekana profesyonel bir görünüm katmış oldu.
Mecidiyeköy e5’e bakan geniş cephelerin önü de yine başka bir kolondan ötürü işlevsizdi ve efektif kullanılamamaktaydı. Burada pencere önüne parapet yüksekliğinde sürgülü konsollar tasarladık. Bu şekilde hem mekansal olarak bir işlev kazanmış oldu hem de klinik görsellerinin sergilenebileceği bir yüzey ve depolama alanları kazanılmış oldu. Aynı mobilyayı dil birliği sağlamak açısından 2. Oturma bölümünde TV’nin altında da devam ettirdik. Dekorasyonda son olarak özel çektirdiğimiz fotoğraflar ile firma kalitesine değer katan bir başka mekansal etki yaratmış olduk.