Mimari Proje Raporu
İTÜ Gazimağusa yerleşkesi, tarihi şehir çeperini saran muhteşem surların güney yamacında ve şehrin kapalı Maraş bölgesi girişinde yer almaktadır. Tarihi şehir surlarına paralel oluşan ve doğu-batı yönünde limana bağlanan yay üzerinde uzun panorama oluşturan yerleşke tasarım alanı, çok heyecan verici konuma sahiptir.
Yerleşkenin fiziksel konumu ve kültürel avantajlarına ek olarak, mimari üslup arayışlarını da hedefleyen yarışma koşulları, mimari yarışma geleneği açısından önemli basamak oluşturmaktadır. Tasarım kararları alınırken, planlamada hedeflenen az katlı yapılaşma ve tarihi şehir dokusu ile uyumlu yüksek kültür düzeyine sahip mimari dil oluşturmak çıkış noktası olmuştur.
Tasarımda, “Doku bütünlüğü oluşturmak” ilkesel olarak benimsenmiş ve varolan eski eser/korunan yapılar yalnızlaştırılmadan yeni biçimlerle plan/kütle/malzeme düzleminde bütünleştirilmiştir. Sürekli değişen dünyada statik mekân anlayışı yerine, sürprizli yerleşke şeması benimsenmiş, bu durum irili ufaklı meydanlarla birbirine açılan ve buralardan arkadlarla iç avlulara geçilerek açık/yarı açık/kapalı hiyerarşisi çerçevesinde dinamik görsel zenginliğe açık kütle organizasyonu kurulmuştur.
Kendi içerisinde tutarlı bir ortak mimari dili olan, parçalı bütünlerden oluşmuş; dengeli sadelikte bir mimari bütün yakalanmaya çalışılmıştır. Bilginin kaynağını temsil eden kütüphane, eğitim yerleşkesinin odağında tüm fonksiyonlarla ve özellikle sosyal mekânlarla güçlü ilişki kurar konumda ve tarihi surlarla simgesel ilişki kuracak biçimde tasarlanmıştır. Şehirle güçlü bağ kuran yaya aksları, genişleyen ve daralan(gerilim oluşturan) sokak dokusu esprisinde, meydanlarla birbirine bağlanmıştır. Kat adedinde kısıtlama tasarımın temel ilkesi kabul edilerek araziye yayılan yapılaşma biçimi benimsenmiş ve gölge mekânlar artırılmıştır. Geleneksel şehir dokularının vazgeçilmez simgeleri olan şakuli yapı unsurları (kule, aydınlık feneri, minare, baca gibi) aynı zamanda şehrin kimliğini de oluşturur. Bu bağlamdan yola çıkılarak; panoramik şehir manzarasının izlenebileceği kule ve köşkler ortak fonksiyon alanları olarak tasarımda değerlendirilmiştir.
Tasarımda; yapılaşılabilir alanlar ile fonksiyon ilişkileri bir araya getirilerek tarihi şehirle kuracağı diyalogun şiirselliği aranmıştır. Programın yoğunluğu, arazide bulunan korunması gerekli yapı ve ağaçların varlığı, arta kalan yapılaşma lekesinde, değişken aks ve organik kütle çözümünü doğurmaktadır. Fonksiyon şemasının oluşumunda, kampüs gelişmesine imkân veren ve farklı kullanıcı yoğunluğunu dikkate alan kararlar etkili olmuştur.
Planlama, kuzey güney yönünde surlara açılan iki omurga ve buna bağlı eski eserlerin görsel temasını kuran yardımcı aksların oluşturduğu “beş bölge” üzerinde kurgulanmıştır.
Birinci bölge, kampüsün kuzey batı köşesidir. Bu bölge zafer meydan anıtı kavşağına açılan ve şehirle güçlü ilişki kuran konuma sahiptir. Yerleşkenin egemen yapıları kültür merkezi, panoramik restoran ve anıtsal İTÜ kulesi bu bölgede konumlandırılmıştır. Şehrin kültürel etkinliklerine ev sahipliği yapacak olan kültür merkezi, tarihi kent surlarının AK KULE girişi ve Zafer Anıtı kavşağına bakan, köşeyi tutan yorumlanmış bir burç formunda simgesel yapı olarak tasarlanmıştır. Salonlar zemin üstünde genellikle tek kat olarak, ancak amfi düzenine sahip salonlar ve teknik hacimler bodrumlarda çözülmüştür. Zemin katlarda tasarlanan fuaye istenildiğinde sokakla da bütünleşecek biçimde çok maksatlı olarak kurgulanmıştır. Salonlarla ve açık etkinlik alanları ile ilişkili kafeterya, kule ve restoran birimleri, aynı zamanda şehir halkına hizmet verecek panoramik seyir imkânına sahip konumda kurgulanmıştır.
İkinci bölge, kampüsün güney batısında Polatpaşa bulvarına cephe veren ve kampüs içine yayılarak sosyal fonksiyonlarla sınırlanan alan, eğitim konservatuvar) birimleri için ayrılmıştır. Konservatuvar birimleri kongre merkezi, sosyal mekânlar ve açık peyzaj alanı ile güçlü bağlantı kurmakta, aynı zamanda kampüs gelişmesine imkân veren planlama sunmaktadır. Konservatuvar yapıları programda istenildiği gibi üç ana fonksiyondan(müzik bölümleri, müzik bilimleri,sahne sanatları) oluşmaktadır. Mevcutta yabancı diller okulu olarak kullanılan iki katlı eski devlet hastanesi yapısının mekan kurgusuna en az müdahale edilerek yeniden işlevlendirilmiş ve ek yapılarla desteklenerek müzik bölümleri olarak planlanmıştır. Diğer iki bölüm için yeni yapılar tasarlanmış ve iç avlularla birbirine bağlanmıştır. Bölge iklim koşulları ve ders programında istenilen eğitim fonksiyonları göz önüne alınınca kuytu, sessiz, kontrollü ışık alınan, avlulu, serin mekanlar tasarım kaygısına itmiştir. Bu bağlamda çökertilmiş avlular kurgulanarak etrafını saran ve yer yer dışarı açılan kontrollü ışık ve gürültü denetim imkanı sunan bodrum etkisi yok edilmiş yaya kullanımında sürekliliği bozmayan mekanlar yaratılmıştır. Yaratılan bu iç avlularda açık/yarı açık amfi ve gölgelikli mekânlar fonksiyon bağlamında bir geçiş ve toplaşma alanı olmanın da ötesinde eğitim mekanı olabilme yetisine de sahiplerdir. Ayrıca mevcutta kafeterya olarak kullanılan yapı, yönetim merkezi olarak dönüştürülerek genişletilmesi hedeflenmiştir.
Üçüncü bölge, kampüsün doğusunda İlker Karter caddesine cepheli alandır ve bu kampüsün en sakin bölgesidir. Bu bölümde konaklama(misafirhaneler) birimleri konumlandırılmıştır. Misafirhaneler iç avlular etrafında biçimlenerek gölgelikli ve dingin ortama sahip, sosyal merkezle iç içe tasarlanmıştır. Konaklama birimlerinde, açık/yarı açık ve kapalı mekânlarla kademeli olarak kampüs hayatının hareketli ortamından sakin dinlenme ortamına geçiş sağlanmıştır. Misafirhane avlularını çevreleyen yapılar 2 ve üç katlı yer yer seyir köşkleri ile zengin şehir ve kampüs panoramasına sahip sürprizli mekanları barındırmaktadır.
Dördüncü bölge, kampüsün güneyinde Polatlaşa bulvarı boyunca devam etmesi düşünülen kampüs gelişme alanı olarak planlanmıştır. Beşinci bölge ise; dört bölgenin ortasında kalan ve kuzey-güney yönünde uzanan, eski eserler arasında görsel aksın biçimlendirdiği kütüphane, sosyal birimler ve kapalı spor salonlarını barındıran alandan oluşmaktadır. Ayrıca kapalı spor salonu kampüs dışı kullanıma imkan verecek giriş /çıkışlarla aktif kullanıma uygun tasarlanmıştır.
Arazi topografyasına programın yoğunluğu, az katlı yapı tasarım hedefi ve yer yer bazı avlularda çökertmeler dışında olabildiğince az müdahale edilmiştir. Alandaki Mevcut yeşil doku korunmuş ve ilave ağaçlarla zenginleştirilmiştir.
Kampus çeperlerinde yer yer kapalı/açık, yer yer yüksek/alçak duvar parçaları; kent mobilyası gibi tasarlayarak kamusal dinlenme, seyir peyzajı oluşturmuş ve öğrenci/şehirli kullanıcı bütünleşmesini hedeflemiştir.
Yeşil etkinlik meydanı olarak tasarlanan alan, korunan mevcut yapılar ve tescilli ağaçlar göz önünde bulundurularak reel manada incelendiğinde tarihi surlara her düzlemde açık/gören yerleşkenin tek bölgesidir. Bu tespit edilen nokta; rektörlük binasından başlayarak Fevzi çakmak bulvarına uzanan panoramik akstır. Dolayısı ile bu bölgenin yeşil ve açık etkinlik alanı olarak korunması projede belirleyici kararlardan olmuştur.
Yapılar, meydanlar, dinlence kuytuları ve avlular su/havuz ile zenginleştirilmiş ve serinlik sağlamıştır.
Gazimağusa makro iklim sınıflandırmasında yarı kurak bir Akdeniz adasıdır. Yaz aylarında sıcak ve kuru, kışın ılık ve az yağmurludur. Ayrıca yapılaşmada önemli etken olan rüzgâr, gündüz ve gece farklı yönlerden esmektedir.
Geleneksel Gazimağusa kent dokusu önemli bir veri olarak önümüzde durmaktadır. Gölgeli tarihi kent dokusunu sıkışık planlama ve geçitler sağlamaktadır.
Kurak iklim, gölge ve rüzgârla beraber değerlendirilince iklim şartlarına uygun yapılaşma sağlanmış olacaktır. Dolayısı ile;
Az katlı sıkışık yapılarla araziye yayılan planlama, duvar ve gölgelikli geçiş arkadlarla desteklenerek, insanı ezmeyen insanla barışık bir tasarım hedeflenmiştir.
Sıcak iklimde konforlu mekânlar oluşturmak için kargir taş duvarlar ve betonarme(mix) sistem çözümü tercih edilmiştir. Yerel malzeme ile inşa edilmesi hedeflenen kargir yapılar, şehirle doku bütünlüğü sağlamakla kalmayacak cebri havalandırmayı önemli ölçüde ortadan kaldıracaktır.
Tepe ışıklıkları kuzeye açık konumlandırılarak sera etkisinin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir.
Yapılara kültürel kimlik kazandıracak olan saçak ve kafesler, aynı zamanda Güneş kırıcı olarak tasarlanmıştır.
Rüzgardan yeterince faydalanmak için rüzgar koridorları ve rüzgara ivme veren avlu, sokak ve meydanlar oluşturulmuştur.
Serinlik sağlayan kalın taş duvarlarda gün ışığı için yeterince oluşturulan yırtıklar, doğal havalandırmayı da sağlamaktadır.
Arazi;tarihi Gazimağusa sehrini çevreleyen surlara paralel ve limana ulaşan Fevzi çakmak bulvarına dik gelen ve kapalı Maraş bölgesine uzanan Polatpaşa bulvarı ile İlker Karter caddelerinin arasında kalan üçgen adadır Liman yolu(Fevzi Çakmak bulvarı) ile kapalı Maraş bölgesini bağlayan Polatpaşa bulvarı, önemli potansiyele sahip ana arterlerdendir. İlker Karter caddesi ise daha pasif ara bağlantı caddesi konumunda olup trafik yoğunluğu daha azdır. Kampus konumu itibarı ile araç ve yaya ulaşımının rahat olduğu lokasyona sahiptir. Yaya ve bisiklet ulaşımı kesintisiz yaya geçişine imkân veren akslar ve girişlerle sağlanmaktadır. Araç park ihtiyacı, çeperlerde oluşturulan cepler ve Polatpaşa bulvarına giriş ve çıkış sağlayan açık otopark alanları ile sağlanmıştır. İhtiyaç duyulan Servisler için her üç caddeden de giriş/çıkış planlanmıştır.