Expo 2016 Antalya bir Botanik Expo’su olmakla birlikte, tema olarak ”çiçek ve çocuk” seçildiğinden tasarım bu kavramlar üzerine temellenmiştir. Expo kulesinin yalnızca Expo süresince değil, Expo’dan sonra da kullanımı tartışılmış, sürekli bir öğrenme aktivitesinin nasıl sürdürülebileceği sorusu yapının kurgusunu oluşturmada ana etken olmuştur.
Tasarım programında öncelikli olarak tanımlanan seyir aktivitesinin derinliği sorgulanmış, bu aktivite seyir & dolaşım ve seyir & deneyim olarak ayrıştırılmıştır. Expo alanına gelen bir ziyaretçi, kulenin +7.90m kotundan binaya giriş yaptıktan sonra binanın en üst kısmında konumlandırılmış olan “seyir & dolaşım” rampalarına veya orta ve alt kotlarındaki tarımsal deneyim teraslarına çıkabilmektedir. Giriş kotu olan +7.90m kotundan asansörle bir kat çıkılarak ulaşılabilinen bir diğer rampa meydanın hemen üzerinde geniş bir tur atarak Expo meydanına hakim bir görüş imkanı tanımaktadır. bu rampa üzerinde aynı zamanda organik tarım uygulamaları örnekleri de gözlemlenebilecektir. Rampadan sonra kulenin orta kotlarında güney ve güneyin ara yönlerine farklı açılarla dönen kademeli tarımsal uygulama terasları yer almaktadır.
Bu teraslar kule kurgusunun ikinci ayağını oluşturan “seyir & deneyim” faaliyetlerinin gerçekleştirileceği ana kısımlardır. Bu teraslarda kullanıcıların tarımsal uygulamaları fiilen deneyimlemeleri sağlanırken, kentleşen dünyamızda yok olan tarımsal alanların korunmasına dair bir farkındalık aşılanacak ve gündelik kent hayatında sağlıklı organik ürünlerin kendi imkanlarımızla yetiştirilmesi konusunda pratik bilgiler aktarılacaktır.
Botanikle birlikte Antalya Expo 2016 organızasyonunun iki ana temasından biri olan “çocuk” kavramı, çocuklardaki merak ve öğrenme arzusu yönünden ele alınarak değerlendirilmiş ve “öğrenme” bina işleyişinin ana unsurlarından biri olmuştur. Tasarım programında öncelikli olarak tanımlanan seyir aktivitesinin derinliği sorgulanmış, bu aktivite “seyir & dolaşım” ve “seyir & deneyim” olarak ayrıştırılmıştır. Buna göre ziyaretçilerin, üst kotlarda kule etrafında dolaşırken kenti seyredecekleri ve kente dair birçok bilgiyi farklı ortamlarda öğrenebileceklerı bir mekan tasarımı hedeflenirken, alt kotlarda seyir aktivitesi deneyim ile birleşmiştir. Bahsi geçen her iki kısımda da öğrenme olgusu tasarımı şekillendiren temel unsur olmuş ve Expo kulesini ziyaret eden her yaştan insanın Antalya kenti, Expo ve tarım hakkında eğlenerek bilgi edinmesi ve çeşıtli bilgi kaynaklarına erişim imkanı yakalaması amaçlanmıştır.
Sonuç olarak, Expo kulesi imgesel görünümüyle Antalya’da sembol bir mimari yapı olarak ayağa kalkarken, barındırdığı fonksiyonlarla sadece Expo 2016 süresince değil bu organizasyondan sonra da Antalya turizmine katkı sağlamak üzere tasarlanmıştır. Kuleyi ziyaret eden her yaştan kişinin kulede edindiği deneyimler sonucunda bilgilenmesi ve özellikle kentleşmeye zarar verdiğimiz tarım alanları konusunda yüksek bir farkındalık ve duyarlılığa sahip olarak ziyaretini sonlandırmış olması amaçlanmıştır.
YENİLEBİLİR BOTANİK
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) yaptığı bilimsel araştırmaların ışığında, 2050 yılı itıbari ile insanların %80’inin şehir merkezlerinde yaşayacağını ve iyimser tahminlerle bu döneme kadar dünya nüfusunun 3 milyar kişi daha artacağını ortaya koymaktadır. İşte bu toplumsal yaşamdaki değişim eğilimi ve nüfus artışıyla birlikte, gittikçe azalan tarım ürünlerinin daha da önemli bir ihtiyaç maddesi olacağı görülmektedir. Durumun nispeten daha az kritik olduğu günümüzde dahi, bu ihtiyacı karşılamak adına çeşitli kimyasal katkılar veya genetik modifikasyonlarla bitkisel gıda maddelerinin üretim miktarlarının arttırılmasına çalışılmaktadır. Ne yazık ki, bu tür müdaheleler sonucu üretilen bitkisel gıda maddeleri insan sağlığına zarar vermekte veya niteliğini yitirerek gereken yararı sağlayamamaktadır.
Bu sebeple Expo kulesinde, kentleşmeyle yok olan tarımsal alanlar ve sağlıksız bitkisel gıda ürünleri hakkında bir farkındalık yaratmak adına, yine kentin bir parçası olan bir bina üzerinde bir anlamda tarım imkanı sağlanarak, insanlarda bir farkındalık oluşması amaçlanmıştır. Bu uygulamayla binalarda tarım yapılmasının en uygun yöntem olduğu iddia edilmeyip, kulenin bir kısmında yapılacak üretimle maksimum verimlilik sağlamaktansa ziyaretçilerde maksimum farkındalığa ulaşılması hedeflenmektedir.