İnsan… Kent… Etkileşim… Dil… Üslup… O kadar çok şey var ki insana dair, kente dair… Biri diğerinin içinde; fakat diğeri de birileri tarafından yaratılmakta, genişlemekte… Bu iki olgu arasındaki maddi – manevi diyalog, zaman zaman doğaçlama, zaman zaman planlı programlı bir şekilde ilerlemekte…
Peki kullanıcı profilini tek bir parametreye indirgeyemediğimiz, mevcut yığıntıları kategorize edemediğimiz bu tür üst ölçek tasarım alanında optimizasyon kime göre, neye göre sağlanacak? Daha doğrusu optimizasyon mümkün mü?
Belki biçim işlevi izler, belki de hareketi… Belki az çoktur, belki de sıkıcı… Ama kent bunların hepsidir… Olgular, tutumlar, fiziki koşullar, insanlar, yapılar, kısmi çevre, vb. her biri kentin alt kümesidir. Değerlendirmeye esas alınacak veri zenginliği, kent için handikap da olabilir, avantaj da…
Böyle bir problematiğin çözüm kümesi elbette sonsuzdur; limiti yoktur… Özelinde fikir yarışması geçerliliğini koruyan, genelinde ise rehabilite edilerek uygulanabilir kararların alınması muhtemel Kurbağalıdere Kentsel Alanı, tam da bu türde bir problematiğin sabiti olmaktadır. Elbette ki yoğun kullanıcı kitlesi tarafından mevcut sorunlar yerinde tespit edilip çözüm önerileri geliştirilebilir. Peki ya kentsel soruna verilecek cevap yeni bir soruna sebep olmayacak mıdır?
O halde kontürleri çizilmiş, fizibilitesi tamamlanmış, sınırları kesinlenmiş maddesel bir çözümün kent belleği için anlık olması muhtemeldir. Sınır değerleri daha da geniş tutmanın yolu belki de ani müdahale kararından geçmemektedir. Peki ya Kurbağalıdere Kentsel Alanı’ nın sorduğu tasarım sorusuna cevap maddesel olmak zorunda değilse yapılması gereken nedir? Öylece boş bırakmak mı yoksa?
Belki de fonksiyon değişkenlerini düzgünce yerleştirmek gerekmekte… Belki de kent parçasının büyüme eğilimini farklı yönde değiştirme gayretinde olunmalı; ya da değişime bir başka noktadan yol vermeli… Aslında direkt sistemi sorgulamak gerekiyor; daha doğrusu kenti anlamaya çalışmak. Kentin sorunlarına odaklanmak yerine kenti yeniden kurgulamak, yeni bir karaktere oturtmak, profilini değiştirmek daha tanımlı bir problem ile yüzleşmemizi sağlayacak. Kurbağalıdere Kentsel Alanı’ nı yeni bir sistem önerisiyle harmanlayarak gün yüzüne çıkarmak, kullanıcısı için de yeni bir tanışma ve devamında birliktelik olarak algılanacak. O halde sistem kurgusu, lineer döngüde devam eden zaman çizelgesinde monte – demonte edilebilir bileşenler ile desteklenerek açık kaynak mantığı ile gelişime & değişime uygun olmalı. Her kullanıcı profiline istediği cevabı verebilen, her yapı için farklı bir tanımlı alan vadeden, mevcut fiziki koşulları ekolojik yörüngede sabit tutabilen, esnek bir sistem tasarımı ile kent kurgusu buluşmalı. Yani kent sistematiği yeniden oluşturulmalı…
Bu bağlamda, kitlesel bireyselleştirme olgusunun kentsel ölçekte aradığı cevap belki de sistem önerisinde yatmakta… Her bir parametre ile koşulları değiştirilebilir, genetiği kodlanmış, simülasyonu mümkün yeni bir kent sistematiği, kişinin kentten ne beklediğine anında reaksiyon verebilecek. Kent sistematiği artık etkileşimli bir nesneye dönüşecek.
Öneri proje, bahsi geçen yol haritasına göre şekillenerek adeta bitmeyen bir matematiksel dizi şeklinde kurgulanmıştır. Öneri, fiziken her yönden gelişime açıktır. Kullanıcı, kendi yaşam senaryosunu, tasarım alanının istediği herhangi bir lokal alanında şekillendirebilir. Gündelik yaşantısı, kente ve kentin sabit değişkenlerine bağlı değildir. Aksine, kent, kullanıcının yaşam kurallarına cevap verir. Bunu yaparken sosyal, ekolojik ve ekonomik sürdürülebilirlik kavramlarını her zaman odak noktasında tutar. İlgiyi sürdürme gücü, önerinin kurgusundadır. Maddesel arayıştan ziyade, yeni potansiyeller kullanıcıları yeni arayışlara sürükler. Kent artık ruhtur, organiktir, organizmadır. İnsan ile birliktedir ve sürekli etkileşim içerisinde olmaya devam edecektir.
Anadolu Yakası’nın güney batısında bulunan Kadıköy, batı ve güneyde Marmara Denizi, kuzeyde Üsküdar, doğuda Ataşehir ve Maltepe ilçeleriyle çevrilidir. Kadıköy ilçesi ülke ve kent ulaşımı açısından önemli bir konuma sahiptir. Anadolu’daki çeşitli merkezleri İstanbul’a ve kent içindeki çeşitli semtleri de birbirine bağlayan ana ulaşım yolları Kadıköy İlçesi’nden geçer. Bunlardan en önemlisi eskiden Ankara Asfaltı ve E-5 adlarıyla anılan D-100 Karayolu’dur. Bu karayolu Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne giden O-2 Otoyolu’yla Kozyatağı’nda, Boğaziçi Köprüsü’ne giden O-1 Otoyolu’yla Uzunçayır’da kesişir. 2013 yılına kadar Anadolu’nun çeşitli merkezlerini İstanbul’a bağlayan demiryolu hattının ilk istasyonu Haydarpaşa Garı olmuştur. Haydarpaşa’daki gar binası ve günümüzde Haydarpaşa Garı’nın yerini alacak olan Söğütlüçeşme Tren İstasyonu Kadıköy sınırları içinde bulunmaktadır. 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü’nün faaliyete geçmesiyle, Kadıköy ilçesinde genel dokuyu oluşturan müstakil evlerin yerini apartmanların almaya başladığı ve yoğunluğun artığı bir dönüşüm gerçekleşmiştir. Bu değişim, etkilenen bölgelerde mevcut boşlukların hızla doldurulmasıyla sonuçlanmıştır. Kurbağalıdere ve yakın çevresi, geçmişte sayfiye ve mesire yeri iken, günümüzde Kadıköy Belediyesi, Evlendirme Dairesi gibi resmi yapıları, İstanbul ölçeğinde toplu taşımanın önemli bir ayağı olan metrobüsün son durağını ve Söğütlüçeşme Tren İstasyonu’nu barındırırken büyük ölçekte bir kentsel boşluk olarak korunmuştur. Bölgedeki yoğun konut ve iş yerlerine ek olarak Marmaray Projesi’nin kullanıma açılmasıyla bölgede yeni bir dönüşüm gerçekleşmesi beklenmektedir. Kadıköy’ün 15 yıl içinde 700.000’e yükselmesi beklenen 500.000 nüfusu da göz önünde bulundurulduğunda Söğütlüçeşme transfer bölgesinin, Kuşdili Çayırı’nın ve Yoğurtçu Parkı’nın artacak olan açık kamusal alan ihtiyacına cevap vermesi gerekmektedir.
Yaya hareketi, taşıt ulaşımı sorunları sonucunda ortaya çıkan zonlar Günümüzde odak noktaları olan Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası, Evlendirme Dairesi, Söğütlüçeşme Tren İstasyonu, Şükrü Saraçoğlu Stadyumu, Yoğurtçu Parkı ve Kuşdili Çayırı işlevleri doğrultusunda verimli kullanım, çevreyle ilişki ve diğer odaklara bağlantı konularında sorunlu noktalara sahiplerdir. Mevcut durum incelendiğinde, proje alanı içinde farklı işlevlere sahip, birbirleriyle bağlantıları zayıf ve işleyişlerinde problemler bulunan dört ayrı bölgenin oluştuğu görülmüştür.
-ZON1-
Bağdat Caddesi’nin devamı olarak üst kottan gelen karayolu, Söğütlüçeşme Tren İstasyonu ve metrobüs durağı alan içerisinde Doğu-Batı doğrultusunda yaya geçişini engelleyen, zorlaştıran fiziksel sınırlardır. Bu sınırın doğusunda kalan bölgede Belediye, metrobüs durakları ve Evlendirme Dairesi bulunmaktadır. Belediye binası ile Evlendirme Dairesi arasındaki alan taşıt yoluyla bölünmüş ve bir yanı otopark, diğer yanı belediyeye ait özel alanlar olduğu için yayaların kullanamadığı geniş bir açıklık ortaya çıkmıştır. Bu alan içinde ve çevresinde yoğun olarak bulunan ulaşım birimlerinin (tren istasyonu, metrobüs, otobüs, dolmuş durakları)
-Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası bulunduğu alandan meydan karakterini zayıflatacak biçimde alçak duvarlarla ayrılmış ve yaya ulaşımına belirli noktalardan açılmıştır. Yapının yakın çevresi otopark olarak kullanılmaktadır. Kentlilerin yaşadıkları şehir ile aralarındaki en önemli etkileşim merkezlerinden olan yerel yönetim yapısının şehre açık olması ve halk tarafından erişilebilmesi gerekmektedir.
-Evlendirme Dairesi kentin en hareketli ve birçok ulaşım ağının kesiştiği, geçiş noktalarından birine komşu durumdadır. Yoğun transfer hareketi ve ana arterlerle çevrelenmesi işlevin bulunduğu yere uyum sağlamasını engellemektedir. Evlendirme Dairesi’nin sınırlarının belirsizliği ve yakınlık nedeniyle günlük yaşamda sürekli hareketli olan transfer alanı ile kullanım alanları birbirine geçmektedir ve planlanmamış kesişim mekanları oluşmaktadır.
-Söğütlüçeşme Tren İstasyonu, Banliyö Treni ve Marmaray projesi gibi ulaşım kollarını bağlarken, tren yolu altında ve çevresinde tanımsız ve kullanılamayan geniş alanlar ortaya çıkmaktadır. Ölçeği nedeniyle, kendini ortaya çıkartan elementlerin işlevlerinden soyutlanan ve bağımsızlaşan karakteristik yeni bir mekan oluşmaktadır. Müdahale edilerek dönüşmeye elverişli olan bu mekan, insanlar tarafından kullanılıp, tanımsızlıktan kurtulduğunda, çevrelendiği İstanbul ulaşım ağının kritik durak noktalarıyla ilişki kurabilecek ve kent kimliğine kazandırılacaktır.
-ZON2-
Kuşdili Çayırı üst kottan gelen Taşköprü Caddesi nedeniyle Belediye ve transfer merkezinin bulunduğu zondan keskin bir sınırla ayrılmaktadır. Çayır’ın içinden geçen Pazaryolu Sokak ise kuzeyinde sınırları belirgin bir alan oluşturmuştur.
-Kuşdili Çayırı 1920’lerde insanların gezintiye çıktıkları, dinlendikleri ve sosyalleştikleri mesire alanı nietliğini 1950’lere kadar sürdürmüştür. 1930-2008 yılları arasında Salı Pazarı’nın kurulduğu alan arkeolojik önem taşımaktadır ve sit alanı ilan edilmiştir. .İnsanların içinde bulundukları toplum ve doğal çevre ile etkileşime geçme olanağı buldukları bu mekan günümüzde otopark olarak kullanılmakta ve yayalara hizmet etmemektedir.
-Söğütlüçeşme Camii. Kurbağalıdere bölgesini Kadıköy merkez yerleşimine bağlayan Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde yoğun ticaret işlevi ve yapılaşma arasında bu bağlantıyı güçlendirecek kamusal açık alanlara ihtiyaç vardır.
-ZON3-
Şükrü saraçoğlu Stadyumu, Recep Peker Caddesi ve Bağdat Caddesi ile kuzeyde Pazaryolu Sokak sınırlarıyla çevresinden ayrılmaktadır.
-Şükrü Saraçoğlu Stadyumu. Özellikle maç günleri ilçe ölçeğinde kullanım değişimi ve hareketliliği oluşturan bir çekim merkezi olan stadyum, bulunduğu bölge için simgeleşmiş öğelerden biri haline gelmiştir. Stadyumun yarattığı çekim Kurbağalıdere Vadisi için de büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. Ana yollar ve transfer noktasına yakınlığına rağmen stadyuma yaya ulaşımı sorun teşkil etmektedir. Taraftarların stada kullanışlı olmayan bir taraftar yolundan ulaşmaları, maç günlerinde taraftar yoğunluğu nedeniyle çevre yollarda trafik akışının durması mevcut olumsuzluklardır. Taraftarların stadyuma ulaşımını kolaylaştıracak ve toplanma ihtiyacını karşılayacak alanlara ihtiyaç vardır. Yoğurtçu Parkı ile gelen yeşil dokunun Kuşdili Çayırı’na devam etmesi bu zonda yapılacak müdahalelere bağlıdır. -Zon4-Yoğurtçu Parkı’nın Kuzey sınırında yeşil alanın daraldığı ve Kuşdili Çayırı’na geçilen noktada bulunan yapılar ve kavşak düzenlemesi nedeniyle bağlantı kopmaktadır.
-Yoğurtçu Parkı. Şehir içinde bulunan en önemli yeşil alanlarından biri olan bu park, sahil şeridi boyunca devam eden yeşil dokuyu Moda Burnu ve Kalamış Koyu arasında, dere doğrultusunda takipe etmekte ve geçmişte yeşil olan Kuşdili Çayırı’na bağlamaktadır. Kentlilerin yoğun yapı dokusu içinde ihtiyaç duydukları açık/yeşil kamusal alan ihtiyacına cevap verebilen Yoğurtçu Parkı günümüzde de aktif biçimde kullanılmaktadır. Kurbağalıdere’nin ıslah edilmesi ve kullanıcıların su ile ilişkisini iyileştirecek düzenlemeler yapılması parkın kullanımını daha iyi bir seviyeye taşıyacaktır.
BOŞLUK/OTOPARK
Metrobüs, Marmaray, otobüs, minibüs ve dolmuş rotalarının kesiştiği bu çevrede yoğun otopark ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere, geçmişte Salı pazarının kurulduğu Kuşdili Çayırı, belediye ve evlendirme dairesi arasında bulunan alanlara otopark işlevi yüklenmiştir. Bu durum kentsel boşlukların potansiyelini yok etmekle birlikte, günlük yaşamda kentsel odaklar arasında kalan bu boşluklarda yaya hareketine olanak vermeyen insansız alanlar yaratmaktadır.
Mevcut durum incelendiğinde, proje alanı içinde farklı işlevlere sahip, birbirleriyle bağlantıları zayıf ve işleyişlerinde problemler bulunan dört ayrı bölge bulunduğu görülmüştür. Tasarımın temeli, büyük ölçekteki bu alanların sahip olduğu potansiyelleri ortaya çıkarmak ve alanların kendi dinamikleri doğrultusunda rehabilite ederek kentlinin kullanımına sunmaktır. Bu noktada, kentsel ölçekteki potansiyelleri birbirinden bağımsız bu alanlardaki dönüşümü tetikleyecek katalizörler konumlandırılmış ve kentli yaşantısı zenginleştirilmiştir. Oluşturulan katalizörler ve odak bölgeler, alan boyunca devam eden kesintisiz yaya promenadlarıyla birbirine bağlanarak, yaya hareketi sürekli kılınmıştır. Buna ek olarak alanın genelinde dingin ve yalın bir peyzaj örgütlenmesine gidilmiş, vadi boyunca uzanan Kurbağalıdere imgesi öne çıkarılmış ve kentin her noktasından entegre olunabilen bir kent boşluğu yaratılmıştır. Bu boşluk, yoğun kent dokusu içerisinde kentlinin nefes alabileceği, farklı işlev ve etkinliklerle bireyin sosyal yaşantıya katılabileceği, gece ve gündüz olarak 24 saat yaşayan, bölgenin sosyo-kültürel hayatını canlandıran ve dolayısıyla kent hayatının önemli bir yapı taşına dönüşmesi amaçlanmıştır.
Mimari yaklaşım ,tasarım alanının öncelikle kente tam olarak entegre olma , sonrasında ise onu olumlu yönde dönüştürme ve yeni bir kentsel çekim merkezi oluşturma amacı üzerine kurgulandı. Katılımcılığı teşvik eden, kentlinin içinde olmaktan zevk alacağı ve keskin ayrımları olmayan, kentli yaşantısına gece ve gündüz entegre olabilen, Kadıköy iklimsel verileri göz önünde bulundurularak kentlinin nefes alabileceği bir tasarım dili tercih edildi. Tasarım alanının sahip olduğu potansiyeller ışığında, birbirinden farklı dinamiklere sahip zonları ele aldığımızda :
-ZON1-
Oluşan birinci bölge, açık otopark, evlendirme dairesi, metrobüs ve tren istasyonlarını kapsamaktadır. Belediye binası korunmuş, çevresindeki duvarlar kaldırılarak yaya ulaşımına açılmış ve çevresiyle bütünleştirilmesi sağlanmıştır. Dolayısıyla Kadıköy Belediye Binasının çevresi ile bütünleşen yeşil bir kamu yapısına dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Belediye ile Evlendirme Dairesi arasındaki alan taşıtsızlaştırılmış ve yaya promenadlarının devamlılığı sağlanarak, bu alanın kent meydanı olma portansiyeli yaratılmıştır. Alandaki açık otopark eksi kota konumlandırılmış ve açık alan kentliye bırakılmıştır. Tren hattının batısında kalan ve geçiş alanı olduğu için aktif kullanılamayan yeşil alan düzenlenmiş spor alanları, etkinlik çayırları ve çiçek tarhları ile eklemlenmiştir. Kurbağalıdere’nin üstü açılmış ve derenin varlığı ile oluşan açık alanların kullanılma potansiyeli ve yeşil dokunun, dere boyunca kentin içlerine doğru devam etmesi sağlanmıştır.
Evlendirme dairesinin transfer merkezine yakınlığı nedeniyle kullanımı zorlaşmakta, ayrıca metrobüs hattı nedeniyle diğer alanlardan kopuk hale gelmektedir. Kentli hayatında farklı kullanımlara ev sahipliği yapma potansiyeline sahip bu yapı yeşille entegre şekilde Kuşdili Çayırı’nın kuzeyine taşınmıştır. D-100 karayolundan belediyeye doğru uzanan ve kentin bu noktasında bir duvara dönüşen metrobüs hattı ve durakları D-100 karayoluna kadar geri çekilmiş ve alanın gelecek vizyonunda önemli bir konuma sahip olan Transfer Merkezi ile entegre şekilde yeniden çözümlenmiştir.
Kadıköy ilçesinin en önemli röper noktalarından biri olması planlanan Transfer Merkezi, metrobüs, Marmaray ve hızlı tren hatlarını farklı kotlardan birbirine bağlamak, kullanıcıları birbirleri ile çakıştırmadan gidecekleri noktaya ulaştırmak, yolcuların ihtiyacı olan bilet alma, bekleme, dinlenme ihtiyaçlarina cevap verecek bir bütün olarak düzenlenmiştir. Kent belleğinde önemli bir yer tutan tren hattı ve viyadük sistemine modern ve işlevsel bir öneri geliştirilmiştir. Bu noktada +4 kotunda oluşturulan asma platform ile transfer merkezinin kullanıcıları, zemin kotundaki kent yaşantısından izole edilerek transfer merkezine yönlendirilmiş ve kullanıcılarına yeni bir rota tariflenmiştir. Dolayısıyla zemin kotunda oluşturulan kent yaşantısı olabildiğince sakin ve yalın şekilde kurgulanmıştır. Bunun yanında bu kotta kentliye hizmet etmesi öngörülen farklı işlevler asma platformun altına entegre edilmiştir. Bu alana yapılan müdahaleler ile bölgenin rehabilite edilerek kent belleğindeki yeri kuvvetlendirilmiş ve alanın 24 saat yaşayan bir kent merkezi imgesine dönüşmesi amaçlanmıştır.
-ZON2-
Kuşdili Çayırı’nın kuzeyine taşınan ve bölgenin dönüşüm etkisi tetiklemesi öngörülen Evlendirme Dairesi, kent forum alanı, itfaiye ve yeraltı otoparkıyla birlikte düzenlenmiştir. Söğütlüçeşme Caddesi üzerinde duyulan açık kamusal alan ihtiyacı Söğütlüçeşme Meydanı ile cevaplanmış, çevrede yapılarda cephe düzenlemeleri ve sadeleştirmeleri öngörülmüş, meydana komşu olan ticari yapı adası yeniden düzenlenmiştir. Evlendirme dairesi rekreasyon alanı içine taşınarak fonksiyon ve konum ilişkisi iyileştirilmiştir. Buna ek olarak kentlilere toplanma, konuşma ve tartışma imkanı sağlayacak, farklı kullanımlarka kent yaşantısını zenginleştirecek bir forum alanı önerilmiştir. Mevcut durumdaki alandaki yaya hareketleri irdelenerek alanın çevresi ile bütünleşmesi sağlanmıştır.Bu doğrultuda zon 2 ve zon 3 arasındaki Pazaryolu caddesi yol kotları yeniden ele alınmış, yol kotu altında oluşturulan ve zonlarıı birbirine bağlayan sürekli bir yaya promenadı önerilmiştir. Bu promenad, Söğütlüçeşme Meydanı ve kent merkezini kentin rekreasyon ve etkinlik alanı olarak öngörülen Yoğurtçu Parkına ve Kuşdili Çayırına bağlamanın yanı sıra, kent için büyük öneme sahip yeşil dokuyu kent merkezine kadar devam ettirmektedir. Bunun yanısıra kentli için farklı işlev ve etkinlikleri barındıran bu zonların, çevredeki araç trafiğinden izole edilmesi için, farklı yeşil tamponlar önerilmiş ve araç yolu kotları olabildiğince bu alanlardan koparılmıştır.
-ZON3-
Maç günleri stadyum ve çevresindeki ulaşım sorunlarını çözmesi beklenen düzenlemenin, diğer günlerde de kentlilerin kullanımına açık olması ve aktif biçimde kullanılması amaçlanmıştır. Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’na taraftarların ulaşımını trafikten ayırmak ve maç günleri çevredeki yoğunluğu kontrol edebilmek için tarafta toplanma alanı düzenlenmiştir. Toplanma alanı yaya promenadlarıyla beslenmekte olduğundan, maç günleri dısında da kentlilerin kullanabileceği bir alan niteliği taşımaktadır. Bölgenin Kadıköy kent belleğindeki mesire ve etkinlik alanı imgesini yeniden kazandırılması amaçlanmış ve bu doğrultuda Yoğurtçu Parkındaki yoğun yeşil doku bu noktada da devam ettirilmiştir. Ön görülen vizyon planında da belirtildiği gibi , kentin bu noktasındaki konut yapılaşması, öngörülen uzun süreli kent planlarında kamulaştırılarak bölgenin kentin yeşil ve nefes alan kent parkına dönüştürülmesi amaçlanmaktadır.
-ZON4-
Yoğurtçu Parkı’nın bugünkü yapısı korunmuş, kullanıcıların su ile ilişkilerini artırmak için dere üzerinde etkinlik platformları düzenlenmiştir. Park boyunca kullanılabilen bisiklet parkuru diğer zonlarda devam ettirilerek, kullanımı teşvik edilmiştir. Yoğurtçu Parkı ile sahil şeridinden içeri doğru girmeye başlayan yeşil doku Kuşdili Çayırı boyunca da devam ettirilmiş ve Kadıköy merkezine bağlanacak bu doğrultu üzerinde yeşil bir yaya promenadı oluşturulmuştur. Parkın kuzeyinde sinyalizasyon ve trafik düzenlemesi yapılmış, böylece promenadın sürekliliği sağlanmıştır. Yoğurtçu Parkı’ndaki yeşil dokunun derenin diğer kıyısında, kuzeyde ve dere boyunca, kentin iç kesimlerinde devam etmesi öngörülmüştür. Buna ek olarak zon 3 ve zon 4 arasında konumlanan ve bu noktadaki farklı araç yaklaşımlarını yönlendiren kavşak ve bu noktayı besleyen yollar yeniden ele alınmış, alandaki araç trafiği yavaşlatılarak yaya geçişleri kolaylaştırılmıştır.
TASARIM REHBERİ
2 yorum
Güncel Tasarım Rehberi:
http://rktr.co/1d8LM5E
iyi tasarım