Prada ilk defa dört ünlü yaratıcı beyni özgün işler üretmek için davet etti. Bu sayede çok yönlü Prada kimliğinin endüstriyel yönüne odaklanılmış oldu.
Ronan & Erwan Bouroullec, Konstantin Grcic, Herzog & de Meuron ve Rem Koolhaas, her biri Prada’nın simgesi olan siyah naylon kumaş kullanarak bir parça tasarlamak üzere bir araya gelmiş dört isim.
“Prada Invites” naylonun şiirsel, pratik, teknik ve estetik etkisini araştıran 4 farklı yaklaşımı ortaya koyuyor. Mimar ve tasarımcıların yaratıcı imzaları sayılan tasarımlar, PRADA Warehouse’da 14 Ocak günü düzenlenen 2018 sonbahar-kış erkek koleksiyonunda gözler önüne serildi.
Önerimin ana referans kaynağı sırt çantasının (naylonun ilk kullanım şekli) giysi olarak kullanımını temsil eden balıkçı yeleği. İlk düşüncem Joseph Beuys’un ünlü balıkçı yeleğini Prada Black Nylon’da yeniden yaratmaktı. Daha sonra temayı daha soyut bir şekilde yorumlayan iki model üzerinde çalıştım: önlük ve kapüşon.
Dil, insanları argümanlarla ikna etme ya da kelimelerin şiirselliğiyle çıldırtma gücünü kaybetti. Yazı; tasarım, desen ya da dekorasyon olarak algılanır, önceden sembol ya da işaretlerle karşılaştırılabilir, şimdi ise sayısız kez insan vücutlarında dövme olmuştur. Burada karşılaştığımız dil bize zamanın aktığını hissettirdiği için tıpkı arkeolojik bir buluntu gibidir, bizi eski parşömenler ya da eski paralar gibi etkiler.
Bu proje modern şehir insanı için sırt çantasını tekrar yorumlamayı, daha elverişli hale getirmeyi amaçlıyor. Önde taşınıyor; giyen kişi için her zaman içindekilere erişme imkanı veriyor. Önde olması sahip olma hissini kuvvetlendiriyor ve daha iyi hareket kontrolü sağlıyor.
Her zaman mimarların, ressamların ve öğrencilerin sanat dosyalarıyla yürürkenki hallerini sevmişimdir; dikdörtgen dosyanın keskin hatlı düzgün geometrisinin hareketi ile insan vücudu hareketinin tezatlığını. Bu proje de bu geometriyi sırt çantasına aktarıyor.