Askeri arazilerin kentsel dönüşüm amacıyla devredilmesinin planlanması, Ankara şehir merkezinin doğu sınırını oluşturan ve bir ulusun uzunca bir süre kollektif siyasi belleğinde önemli bir rol oynamış Mamak Askeri Cezaevini tekrar gündeme getirmiştir. Hangi ideolojiyi desteklediği önemli olmadan toplumun her kesiminden sayısız mahkuma ev sahipliği yapmış olan Mamak, Türkiye’deki diğer kentsel dönüşüm projeleriyle karşılaştırılamaz.
Mamak, Türkiye’deki yaygın kentsel dönüşüm anlayışına sahip şekilde yıkılıp/sıfırlanacak bir tabula rasa arsa olarak görülmemeli. Geçmişinden izler taşımadan dönüştürülmeye çalışılacak olan Mamak kaybetmeye mahkumdur, bir neslin zihinsel haritasının hiç’e varsayılıp aynı hataların tekrarlanmasına ihtimal vermektir. Mamak, bir palimpsest gibi geçmişinden izler taşıyarak dönüşmelidir. Gerçek anlamda bir dönüşüm ancak geçmiş deneyimlerin üstüne inşa edilebilir.
Bu yüzden, bir zamanlar Mamak Cezaevi’nin D Blok’unun bulunduğu parsel kentsel arkeoloji alanı olarak ilan edilmiştir ve geçmişteki deneyimlerin aktarımını sağlayacak olan bir deneyimmüzesi önerilmiştir. Bir cezaevi müzesinden farklı olarak deneyimmüzesinin amacı cezaevini ve bulunduğu dönemi olduğu gibi anlatmak değildir. Amaç sadece tarihe tanıklık etmek değil, sorunların altında yatan nedenlerin anlaşılmasına yönelik bir adım atmaktır. deneyimmüzesi mamak‘ın amacı fenomenolojik bir yaklaşımla cezaevi yaşamını, bireyin ceza makamı ve onun dikte ettiği mekanlarla olan ilişkisini sorgulamak ve bunu kullanıcısı ile paylaşmaktır. Kullanıcı, sadece ziyaretçi olduğu klasik müzelerin aksine tüm duyuları aracılığı ile mekanı aktif olarak kullanmaya teşvik edilir.
Yıkılmadan önce parselde bulunan D Blok’u oluşturan cezaevi bloklarının ayakizleri arkeolojik bir alanda olduğu gibi toprak yüzeyine çıkartılır. Farklı yüksekliklerde toprak yüzeyine çıkartılan ayakizleri, parseli tanımlayan peyzaj elemanlarına dönüşür. deneyimmüzesi mamak bu ayakların üstünde yükselmek yerine, bu blokların merkezinde bulunan ve cezaevi yaşamıyla özdeşleşmiş toprak avluların izinde yükselir. Böylece deneyimmüzesi kendisini ceza mekanlarına bir karşısav olarak konumlar. Eski toprak avlularda yükselen bu odalar, D Blok’un izlerine atıfta bulunacak şekilde ceza mekan kurgularının yeniden yorumlar. Bu izler aynı zamanda odalar arası birincil ve ikincil (planlanan gelecekteki) ulaşım akslarını tanımlar.
İlk aşamada dört odadan (oda avlu, oda koğuş, oda hücre, oda serbest) ve bu odaları birbirine bağlayan bir hol‘den oluşan deneyimmüzesi kullanıcılarına ceza mekanlarını deneyimleme şansı tanır, ve bu mekanların klasik kullanımına / yorumuna meydan okur. Her ne kadar dışarıdan birbirini tekrarlayan bloklar olarak algılansa da, odalar programları ve cephe kaplamaları ile birbirinden farklılaşır.
deneyimmüzesi’nin programının arttırılması isteği doğrultusunda ayakizlerinden yükselen kutular odaları birleştiren bir omurga görevi gören oda hol’e eklemlenebilir, veya daha önceden tanımlanmış ikincil ulaşım aksının gerçekleştirilmesi ile bu aksa eklemlenebilir. Bu planlı, organik büyüme olanağı deneyimmüzesi mamak‘ın uzun bir süre hizmet sunmasını sağlar. Zaman içindeki dönüşüm programla sınırlı değildir. Ana cephe malzemesi olarak kullanılan çelik paneller zaman içinde paslandırılabilir – böylece, kademeli değişim sadece deneyimmüzesi kullanıcısı tarafından değil, aynı zamanda kent sakinleri tarafından da gözlemlenebilir.
deneyimmüzesimamak sadece ceza mekanlarına bir karşısav olarak tasarlanmamıştır, deneyimmüzesimamak aynı zamanda kentsel dönüşümün yalnızca yıkıp – sıfırdan başlamak olmadığının; bireysel ve toplumsal zihinsel haritamızda herhangi bir amneziye yol açmadan – planlı, organik, ve aşamalı bir dönüşümün de mümkün olduğunun sav’ıdır.