Açıklama Raporu:
Mevcut
Sarıkamış kent makroformunun gelişimde doğa, geçmiş ve üst ölçekli yatırım kararlarının etkinliği önemlidir. Sert iklimsel koşullara sahip bölgede gerek üst ölçekli ulaşım kararları gerekse kentsel gelişim vadi tabanı çevresinde şekillenmiştir. Böylelikle güneybatıdan esen ılıman rüzgarlardan yararlanılmaya çalışılmıştır. Yenilgiden çok ulus olma bilincinin geliştiği mekanlar olarak nitelendirilen alanlar ise yine bu bölgede yoğunlaşmaktadır. Sarıkamış makroformunun şekillenmesinde bir diğer belirleyici unsur olarak, üst ölçekli turizm kararlarının alındığı, kenti güney-güneybatı yönleri boyunca kuşatan sarıçam ormanlarının yoğunluk kazandığı kış sporlarına son derece uygun olan turizm bölgesi dikkat çekmektedir.
Makroformu Etkileyecek Gelişmeler
Sarıkamış önemli bir değişim-dönüşüm sürecinin eşiğinde bulunmaktadır. Söz konusu süreçte kent makroformunun şekillenmesinde;
• Allahüekber Dağları’nda ilan edilen milli parkın,
• Kenti güneybatı, güney ve doğu yönlerinden kuşatan turizm merkezinin,
• Sarıkamış Kayak Merkezi’nin yatak kapasitesinin arttırılmasına ilişkin kararların,
• Kenti batı ve kuzey yönlerinde kuşatacak Sarıkamış Harekatı Anma Alanları oluşturma girişiminin,
• Kara ve demiryolu (Erzurum-Kars Hızlı Tren Projesi) ulaşımına ilişkin olarak alınan üst ölçekli yatırım kararları ile uygulamalarının baskın unsurlar olacağı düşünülmektedir.
Öneri
Alanın bugüne kadar dezavantaj olarak nitelendirilen özellikleri korunmuş bir yapıyı da beraberinde getirmiştir. Kent makroformunu önemli ölçüde etkileyecek gelişmelerin bütüncül yaklaşımlarla yönlendirilmesi alanın kültürel kimliğine ve doğaya zarar vermeden taşıma kapasitesi ile uyumlu gelişmelerin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca mekana ilişkin olarak alınan kararların kentsel yapının sağlıklaştırılması, sosyo-ekonomik yapının iyileştirilmesi ve dinamik bir yaşama mekanının oluşturulmasına da katkı sağlaması önemlidir. Sarıkamış doğaya ve geçmişe saygının içselleştirildiği bir mekan olarak geliştirilmeli, turistik ve kültürel faaliyetlerin ise nitelikleri arttırılmalıdır.
Projede, tüm bu arayışlar çerçevesinde kenti kuşatan bir ekolojik koridor hiyerarşisi yaklaşımı geliştirilmiştir. Bu yaklaşım öncelikle kenti kuşatacak makro koridorların belirlenmesi doğrultusunda şekillendirilmiştir. Yaklaşımın özünde mekanlar arası geçişlerin yeşil entegrasyon ile sağlanması ve bütünleştirilmesi yer almaktadır.
Sarıkamış ile özdeşleşen kenti güney-güneybatı yönleri boyunca kuşatan sarıçam ormanlarının, Sarıkamış Harekatı Tema Parkı kentsel tasarım alanının makro ekolojik koridorun bir parçası olarak değerlendirilerek Kazımpaşa Tepesi doğrultusunda yer alan Sarıçam Birliği ile entegre edilmesi ve bu entegrasyonun kentin doğusunda belediye sınırları ile turizm merkezi sınırlarının çakıştığı yeni gelişim alanları boyunca da sürdürülmesi önerilmiştir.
Makro ekolojik koridorların kültür turizmi, kış turizmi, anma alanları ve günlük yaşam dinamikleri açısından etkin birer erişim ve alternatif aktivite alanı olarak düzenlenmesi düşünülmüştür. Koridorlar yürüyüş, atlı kızak patikalarının oluşturulması, beden eğitimi ve spor bölümü öğrencileri ile kayak şampiyonası sırasında kenti ziyaret edenlere alternatif aktiviteler sunulma potansiyeli taşıyan alanlar olarak kurgulanmıştır.
Ekolojik koridorlar hiyerarşisi yaklaşımının, kenti şekillendiren ve kente özgü olan unsurların entegrasyonu ve kentin yeni gelişme bölgesinin kent vizyonu ve kültürü ile uyumlu özgün bir yapıda gelişimi açılarından da önem taşıdığı düşünülmektedir.
Yakın gelecekte Sarıkamış kenti ulaşım-dolaşım sistematiğini etkileyecek en önemli unsurlar kara ve demiryolu (Erzurum-Kars Hızlı Tren Projesi) ulaşımına ilişkin olarak alınan üst ölçekli yatırım kararları ile uygulamalarıdır. Ayrıca, Sarıkamış İlçesi’nin yeni gelişme alanı ve her geçen gün kuvvetlenen kayak turizmi altyapısı ulaşım sistematiğinin şekillenmesinde etkin birer unsur olarak dikkat çekmektedir.
Hızlı tren projesinin hayata geçirilmesi ile beraber, devlet demiryollarına ait birçok alt ve üst yapı elemanı kullanım dışı kalacaktır. Bu projede, demiryolu hattının cer atölyeleri ile yağbasan köyü arasında kalan kısmında bir “Sarıkamış Harekatı Tramvay Hattı” önerilmiştir. Mevcut rayların kullanılması, ekonomik bir sistemin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.
Yeni gelişme alanında;
• Yer alan ve cıbıltepe’ye çıkan telsiyej hatları,
• Güçlenen karayolu bağlantısı,
• Planlanan otogar
Sarıkamış’a ulaşımın bugün ulaşımın sağlandığı vadiden değil, Erzurum-Kars yolu üzerinden olacağına işaret etmektedir. Söz konusu gelişmelerin, kara ulaşımında sarıkamış giriş noktasının değişimine, giriş noktası çevresindeki düzlüklerde yeni gelişme alanlarının oluşumuna ve festival çayırı çevresindeki konut gelişim baskısını azalmasına zemin hazırlıyacağı ve bu nedenle de kent içi ulaşım dolaşım sistematiğinin önemli yapısal değişimler geçireceği öngörülmektedir.
Mevcut
1914 Sarıkamış Harekatı sırasında Allahüekber Dağları’nda şehit düşen askerler anısına yapılan 24 – 25 Aralık Anma Törenleri, İstasyon Mahallesi’ndeki şehitlikte saygı duruşu ile başlamakta, saygı duruşu sonrasında yürüyüşe katılacaklar araçlarla Kızılçubuk’a bırakılmaktadır. Kızılçubuk’ta başlayan 8 km’lik yürüyüş güzergâhı, yukarı Sarıkamış Köyü’nde son bulmaktadır. Anma etkinlikleri yukarı sarıkamış köyünde yapılmaktadır.
Öneri
Bu projede, Kızılçubuk, Hamamlı, Alisofu ve diğer şehitlik alanlarından yürüyerek veya araçlarla gelinerek festival çayırında toplanılması, buradan anıt yol boyunca ilerleyerek Kazımpaşa Tepesi’nde yapılacak Anma Parkı Ve Tören Alanı’na çıkılması önerilmiştir.
Bu yürüyüş sonunda ulaşılan tören alanında tören yapıldıktan sonra da, tören alanı ve tanıtım merkezinden ayrılan ince patikalarla insanların anımsatma mekanlarına dağılması tasarlanmıştır.
Anımsatma mekânlarına giden patikalarda, savaşa birlik olarak başlayan ordunun, zorlu hava koşulları karşısında yavaş yavaş erimesinin, birlikten bireye geçişin, yanlızlık ve soğuk içinde ölüme gidişin simgeleyeceği düşünülmüştür.
Sarıkamış ismi, donarak şehit düşen onbinlerce asker ile özdeşleşmiştir. Böyle bir mekan için yapılacak tasarımda, “kahramanlık” ve “zafer” simgesi olan ve insanı ölçeği ile ezen geleneksel anıt fikrinin dışında bir yol izlenmiştir. Tasarım sürecinde plastik anlatım, “çokluk / yalnızlık”, “hüzün”, “ölüm” ve “anma” kavramları üzerine temellenmiştir. Mekanın tarihsel belleği, fiziki yapısı ve mekan-insan ilişkisinde ölçeğin getirdiği psikolojik etkiler göz önüne alınmıştır.
Bir bütün olarak yola çıkan bir “çokluk” ve zorlu koşulların sonunda ölümle biten bir “yalnızlık” kavramları üzerinden, iki kademeli bir anıt fikri oluşturulmuştur. Geleneksel anıt mantığı, beraberinde geleneksel tören alanı ve anma şeklini de getirir. Burada ise hedeflenen, ziyaretçilerin otobüslerle gelip, bir törenin ardından dağılmaları değil, mekansal bir deneyim yaşamaları, iç sesleri ile baş başa kalmalarıdır. İki aşamalı tasarlanan anıt, bu yeni anma mekanı kurgusunu, gerek mekan yaratarak, gerekse plastik değer katarak güçlendirecek ve ziyaretçiler ile mekanın tarihsel belleği arasındaki bağı, topluluk ölçeğinden kişisel ölçeğe taşıyacak niteliktedir.
Anma Mekanı Heykel Grubu (Anıt)
Tören alanını karşılayan, ona fon oluşturan nitelikte konumlandırılmıştır. Anıt, anma töreni sırasında Sarıkamış Harekatı’na katılan askerlerin oluşturduğu çokluğu simgelemektedir. Anıtı oluşturan birimlerin her biri, bu coğrafyada ölen insanları simgeler. Anıtın güneybatıyı karşılayan konumu, kütle etkisi kadar ışık-gölge etkisinin de anıtın bir parçası olmasını sağlar. Anıt, devamlı ışık alır; gölgeler değiştikçe anıtın algısı değişir. Anıtı oluşturan birimlerin aralarındaki boşluklar, ziyaretçilerin anıt içinde dolaşmasına olanak sağlar. Böylece ziyaretçinin varlığı ile tamamlanan bir anıt kurgusu oluşur.
Anıt ile Tanıtım Merkezi Binası arasında ölenlerin anısına karanfil bırakma ritüelinin gerçekleştirileceği bir yürüme yolu oluşturulmuş, bu yola cephe veren duvara da “karanfil duvarı” adı verilmiştir. Ziyaretçiler, anıtın içinden geçerek, Karanfil Duvarı’na ulaşabilecek, buraya karanfil bırakabilecektir. Ziyaretçilerin ve askerleri simgeleyen heykel birimlerinin gölgeleri birbirine karışır, arkadaki karanfilli duvar üzerine düşer. Heykel birimlerinin duvar üzerinde uzayan gölgeleri, onları, kavramsal düzeyde varlık ve yokluk / yaşam ve ölüm arasına yerleştirir. Böylece, tinsel etki güçlenir.
Anımsatma Mekanları Heykel Grupları
Anma parkı boyunca uzanan ince patikalar sonunda, geometrik ve figüratif heykellerin birlikteliğinden oluşan düzenleme, ziyaretçiyi içine alan dairesel bir alan oluşturur. Figüratif heykel kütlesinin kavisindeki yatay dairesel hareketi, bronz dikitler düşey düzlemde devam ettirir ve destekler. Tören alanındaki anıtı oluşturan birimlerden çok azı ile burada tekrar karşılaşan ziyaretçi, bir birlik olarak başlayıp sayıları azalan askerleri anımsayacaktır. Alanın merkezinde yanan ateş, soğukta ve yalnız yapılan bir yürüyüş sonrasında ihtiyaç duyulan sıcaklığı ziyaretçiye verecektir. Ateşin aydınlattığı mermer kütle üzerinde, uzun yolculuk sonunda donarak ölen asker betimlemeleri yer alır. Anımsatma mekanlarında yer alan figüratif heykellerin mermer kütlesi üzerine işlenmiş metni okuyan ziyaretçi, mermer yüzeyde kendi yansıması ile karşılaşır. Figüratif heykel kütlesi, insan boyundadır. Üzerindeki figür betimlemeleri de insan ölçeğindedir. Soğukta yürüyüşün bedensel deneyimi, izleyici ve heykel arasındaki ölçek yakınlığı ve mermer üzerinde yansımalar, sarıkamış harekatı’nı askeri bir hareketın ötesinde bireysel olarak duyumsatır.
Plastik Etki
Anma Mekanı: Her bir bronz dikiti bir diğerinden farklı kılacak plastik etki, üzerindeki hafif bükülmeler ile sağlanmıştır. Demir konstrüksiyonun üzeri, bronz plaka ile kaplanacaktır. Plakanın kalınlığı en az üç milimetredir.
Anımsatma Mekanları: Figüratif heykellerin malzemesi, siyah mermer ya da siyah granittir. Malzeme, karlı zeminde renk kontrastı ve siyah rengin sembolik anlamı (matem, ölüm, vs.) göze alınaraktan seçilmiştir.
Figüratif heykel ile başlayan dairesel hareket, bronz dikitlerle devam eder ve desteklenir. Bronz dikitler, anımsatma mekanları ile tören alanını da plastik açıdan birbiriyle ilişkilendirir.
Tarihsel Bellek
Bütün olarak çıkılan yolda çokluk ve zorlu koşulların sonunda ölümle biten yanlızlık kavramları üzerinden, iki kademeli bir anıt fikri oluşturulmuştur. Geleneksel anıt mantığı, beraberinde geleneksel tören alanı ve anma şeklini de getirir. Burada ise hedeflenen, ziyaretçilerin otobüslerle gelip, anma törenin ardından dağılmaları değil, mekansal bir deneyim yaşamaları, iç sesleri ile baş başa kalmaları ve anımsama duygusunu içselleştirmeleridir. İki aşamalı tasarlanan anıt, bu yeni anma alanı kurgusunu, gerek mekan yaratarak, gerekse plastik değer katarak güçlendirecek ve ziyaretçiler ile mekanın tarihsel belleği arasındaki bağı, topluluk ölçeğinden kişisel ölçeğe taşıyacak niteliktedir.
Fiziki Yapı
Doğal yapısı sayesinde geniş görüş olanağı sunan ve sarıkamış harekatının gerçekleştiği alanların rahatlıkla izlenebildiği Kazımpaşa Tepesi aynı zamanda çevreden de rahatlıkla algılanan önemli bir noktada yer almaktadır. Tepede yüksek organizasyonlu bitkiler bulunmamakta, step vejetasyonu dikkat çekmektedir. Bu yapı alanın 4 mevsim boyunca farklı etkileri barındırmasını beraberinde getirmektedir. Tepe, özellikle uzun süren kış aylarında karla kaplı beyaz bir örtü altında kalmaktadır.
Proje kapsamında kazımpaşa tepesinde geleneksel algının dışında bir tören alanı kurgulanmıştır. Kurgu alanın mevcut doğal özelliklerine müdahale edilmemesi gerekliliğini beraberinde getirmektedir. Alanın doğal olarak sunduğu etkileyici, dingin yapısı plastik ögelerle güçlendirilmelidir.
Kazımpaşa Tepesi’nde, yapılacak düzenlemelerin etkisini arttıracak, doğal yapının daha dikkat çekici bir yapı kazanmasını sağlayacak, çevrede istenmeyen gelişmeleri sınırlandıracak ve tepeyi kuşatacak bir sarıçam koridoru önerilmektedir. Öneri sadece tören alanının vurgulanması amacı ile değil tepenin kendisinin de bir anıt olarak kent bütününde etkin olması düşüncesi ile getirilmiştir. Bu yaklaşımla tören alanı sınırı sarıçam koridoru sınırına çekilmiştir.
Mekan İnsan İlişkisi
Mekan tasarımı, gerek anma ve anımsama alanlarında yer alan plastik ögeler ve yapısal elemanlar gerekse doğal yapıya müdahalede insan ölçeğinin esas alınması temelinde kurgulanmıştır. Yapısal ve bitkisel peyzaj hiç bir abartıyı ve ziyaretçiyi baskılayan unsuru barındırmamaktadır. Kurgu bireyin temel insan duyguları ile yüzleşmesi kendi deneyimlerinden yola çıkarak geçmişi anımsaması ve saygıyı içselleştirmesi temelinde şekillenmiştir.
Tanıtım Merkezi, kütle olarak anıt ile ortak bir duvarı (Karanfil Duvarı) paylaşmakta ve ana yaklaşım olan güneybatı yaklaşımında bu duvarın arkasına yerleşmektedır. Yapının yalnızca Harekat Alanlarını İzleme ve Bilgilendirme Mekanı yaklaşık 10 metre uzunluğunda bır konsol olarak kendisini öne çıkarmakta, alt ve üst kotlardan etkileyici bır perspektif vermektedir.
Yapı topografya ıle uyumlu büyük bır çatı yüzeyinin altına yerleşmiştir ve bu çatının bakır ile kaplanması öngörülmüştür. Alanın yılın büyük bölümü kar altında kaldığı düşünülürse yapı kışın topografya ıle bır olacaktır. Malzeme olarak anıtla yarışmamasına dikkat edilmiş ve mermer gibi açık renk malzemeler öngörülmüş ve anıtın etkisinin bu sayede yaz kış hissedilebilmesi amaçlanmıştır. İç mekanda ise yöre taşı olan bazalt kullanılmıştır. Yapının sadece savaşın geçtiği topografyaları izleme noktası olarak tasarlanmış çok geniş bır vistaya sahip konsol kısmında büyük cam yüzeyler tasarlanmıştır, onun dışında yapıda büyük açıklık yoktur.