MAKRO TASARIM PRENSİPLERİ:
Proje alanı ve bununla ilişkili etkilenme sınırı üç ayrı karakteristik odaktan oluşur. Ulu Camii ve Burmalı Camii’nin yer aldığı tarihi/kültürel odak ile başlar, kamu yapılarına yüz veren sosyal odak, (Tiritoğlu Parkı ve Hükümet Meydanı) ile devam eder ve yeşil alan ağırlıklı bir rekreatif odak olan Milli Egemenlik Parkı ile son bulur. Bu anlamda rekreatif odak ve tarihi/kültürel odak bir bütüncül mekan tanımının başlangıcını ve bitişini tariflerken, sosyal odak ise daha çok bir geçiş alanı niteliğindedir.
Yeni Kent merkezi ve Tarihi Kent Merkezi :
Sosyal odak ve Milli Egemenlik Parkı, aralarında kalan eğitim bölgesinin kültürel sürdürülebilirlik anlamındaki bağlayıcılığı ile kenetlenen bölgesel bir güncel merkez özelliği taşır. Yeşil alan sisteminin okul bölgesine dağılarak sızması, yeni bir eğitim kamusallığını amaçlar. Ayrıca bu bölgesel merkez yaya odaklı İsmetpaşa caddesi ile Tarihi kent merkezine bağlanır. Yayalaştırılmış kent merkezlerindeki olağan durum, toplu taşıma trafiğinin merkezin dışına itilmesidir. Orhan Dengiz Bulvarı’nda ise toplu taşıma yükü, bir adım daha ileri gidilerek azaltılmıştır. Bu durum, alanın Güneydoğusunda yeni bir toplu taşıma bağlantısının, toplu taşıma döngüsüne katılmasını gerekli kılmıştır.
Bütüncül Rekreasyon Hattı (Hudut):
Tüm karakteristik bölgeler, odaklar, sosyal donatılar ve anıtyapılar, bütüncül bir açık alan sistemi ile bağlanır. Açık alan sisteminin oluşumu, zahiri bir rekreasyon hattı ile başlar. Kentsel boşluğu sürekli birbiri içine geçen ve devinen iki ayrı atmosfere ve mekansal niteliğe böler; bunlardan ilki yeşil alan rekreasyonu odaklı ve yoğun miktarda aktif yeşil alan donatısı içeren bir omurgayı tariflerken, ikincisi ise sert zemin ve kent meydanlarından oluşan bir sirkülasyon ve aktivite omurgasını tarifler. Bu iki farklı kentsel ve mekansal nitelik arasında kalan devingen hat, iki taraftan da beslenen, zengin sosyal donatıları ve kafeleri oluşturur. Arada oluşan geçirgen yeşil alan düzeneği ve yapısal nitelik, tüm hat boyunca olan kentsel gerilimi sürekli kılar.
Yeşil omurganın aktif yaşayan bir kentsel mekan olabilmesi için, ardışık yeşil adaların içinde, yaya dolaşım kılcalları ile birlikte modüler donatıların yer aldığı aktif peyzaj unsurları kurgulanır. Bununla birlikte, özellikli meydanlarda, yeşil adalar yükseklik ve hacim elde ederek, topoğrafyaya katılan kafe hacimlerini oluştururlar. Yeşil bir yüzeyden evrilerek mekanlaşan kafe hacimleri meydanlardaki sakin yapısallıkları ile meydanları etkili bir şekilde tanımlarken, yeşil omurganın bir parçası haline gelen anıtyapıların da meydanlar ile birlikte algısal bir bütünlük oluşturmasına katkıda bulunurlar.
MİKRO TASARIM PRENSİPLERİ:
Aktif yeşil alanın ve dolaşım omurgasının mekansal bir melezi olarak ortaya çıkan kafe tipolojisi, çeşitli yaya aksları, kılcallar ve iç boşluklar ile parçalanarak zenginleşen bir yeşil kabuk ile vücut bulur. Bu bağlamda, meydanların önemli bir sosyal donatısı olan kafeler, planimetrik zenginlikleri ile, mevcut yaya sirkülasyonuna olan yakınlığı ve iki bölge arasındaki geçirgen yapısı ile verimli bir kentsel kullanımı ortaya koyar.
İsmetpaşa Caddesi’ndeki yeşil alan sistemi ve rekreatif omurga, en fazla parçalanmaya maruz kalan ve incelerek çeşitlenen yapısal morfolojiye sahiptir. İçinden geçen hızlı ve yoğun yaya akışı için ve aynı zamanda mevcut ticari yapı stoğunun kullanımına sunulmuş donatılardan oluşan bir rekreatif yeşil alan ve donatı sekansı olarak kurgulanır. Bu bağlamda içerdiği modüler çeşitlilik ile ihtiyaç odaklı donatı eklenti prensipleri ile tanımlanır.
İsmetpaşa Caddesi, tarihi merkezin bir kapısı olma niteliğindeki, Belediye Hizmet Binası ve onu karşılayan sırayapı cepheleri ile buluşarak, Ulu Camii ile son bulur. Tarihi odağın girişi niteliğindeki bu alandaki temel prensip, cepheleri yapısal fazlalıklarından arındırarak, onları kendilerine özgü varoluşsal niteliklerine geri döndürecek müdahalelerde bulunmaktır. Belediye Hizmet Binası tekil bir modern monolitikliğe bürünürken, karşısındaki sırayapı cephesi, birlikteliklerinin tabiatını yansıtacak biçimde, kollektif bir cephe farklılaşması ve çeşitliliği ile yeniden düzenlenir. Bu doğrultuda, Ulu Camii de kentsel bir tutarlılık içinde kendi kültürel ve tarihi niteliklerini, sade ve net bir şekilde ifade edebilecek yeni bir bağlam kazanır. Dolayısıyla projenin ana amacı rekreatif omurgayı tarihsel ve kentsel mekanları bağlayıcı bir kurguda kullanmaktır.