ŞEHİR ÖLÇEĞİ
Hatay şehri, üst ölçekte incelendiğinde; şehrin bütünün doğusunda ve batısında konumlanan dağlar arasında kalan bir bölgeye sıkıştığı ve gelişimin Kuzey Güney aksı doğrultusunda gerçekleşebileceği göze çarpar. Ancak şehrin bu güne kadarki genel gelişiminin, ışınsal bir sistemle, eski kentin sırtını batıda kalan dağlara vererek ana caddeler üzerinden gerçekleşmiş olduğu gözlemlenebilir.
Şehrin merkezini dışarılara doğru taşıyan bu önemli aksların üzerinde, bu gelişimi destekleyen, aralıklarla okunabilen sosyal donatıların, geniş açıklıkların ve geniş yeşil alanların varlığı gözlemlenmiştir. Mehmet Kafadar Caddesi üzerinde konumlanan Hatay Devlet Hastanesi,Hatay İlkokulu, öğretmen evi bu duruma örnek gösterilebilir.
Bu donatılar ve geniş açıklıklar, şehrin ana aksları üzerinde algılanan genel cephe hattı ve gabariden farklılık göstererek, yol boyunca belirli görsel sekansların oluşumunu desteklemektedir.
Algılanan genel şehir karakterinden gabari, volumetri ve periferilerindeki boşluklar sayesinde farklılaşan bu şehir parçaları ya da sosyal donatıların birçoğu; -Devlet Hastanesi örneğinde olduğu gibi- şehrin bütününe hizmet eden nitelikte oldukları için, Hatay’ı; eski şehir /yeni şehir ayrımından kurtaran bir katman olarak gözlemlenmiş ve şehrin olumlu bir özelliği olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, Şehir içindeki hareketi, belirli sekanslara ayıran ve bu özelliği sayesinde kent içinde mesafe algısı, bellek gibi önemli olguların var olmasını da sağlayan bu katman , algısal olarak da bahsedilen bütünlüğü sağlamaktadır. Bu katmana uyum, projemizde öngördüğümüz en önemli tasarım kararıdır. Bu karar doğrultusunda, önerdiğimiz proje iki önemli bileşenden oluşmaktadır;
1- Binanın kompakt bir şekilde proje alanının batı ucunda konumlandırılması sayesinde,alanın doğuda kalan bölümünde park olarak kullanımı öngörülen bir kentsel açıklık yaratılması düşünülmüştür. Yakın çevredeki önemli akslar boyunca genelde 5 ve 7 katlı binalardan oluşan yapı adaları arasında, alanın güncel kullanımının yarattığı sekansın korunması birincil önemdeki tasarım kararını destekleyen en önemli unsurdur.
2- Tasarlanan bina proje alanının yakın çevresinden geçen, şehir ölçeğinde en önemli iki aks olan, Mehmet Kafadar Caddesi ve 75. Yıl Bulvarı’nın kesişim noktasına yakın konumlandırılmıştır. Bu durum, binanın her iki akstan algılanabilmesi ve plastik yapısının arketipal özelliği sayesinde desteklenen, şehrin hareket algısındaki sekans fikri güçlendirilmiştir.
SEMT ÖLÇEĞİ
Yarışma şartnamesine ek olarak verilen imar planı değişikliği dosyası incelendiğinde ; proje alanının güneybatısında konumlanan Altın Çay kenarında öngörülen rekreasyon alanlarının, bu bölgenin semt yaşantısına katkı sağlaması amaçlanan, aktif toplanma noktaları olarak kullanılmasının hedeflendiğini düşündürmektedir.
Proje alanının yakınında gerçekleştirilecek bu değişikliğin yapılacak yapı ile yakın çevre yaşantısına uyumunun kolaylaştırılması ve proje alanında yapılacak düzenlemelerle yaratılan kamusal alan sürekliliği, bu ölçekteki en önemli tasarım kararıdır.
Ancak,İl Özel İdaresi için öngörülen proje alanının teraslanmış güncel topografik yapısı, Semtin; Mehmet Kafadar Caddesi’nin kuzeydoğusunda konumlanan bölge ile bu rekreasyon alanları arasında kopukluk yaratmaktadır.
Bu kopukluğu giderilebilmesi ve kuzeydoğuda konumlanan konut yerleşkesi ve yeni rekreasyon alanları arasında, semt ölçeğinde ulaşım sürekliliği yaratılabilmesi için; yakın çevreden geçen eğim çizgileri ve alanı çevreleyen kaldırım kotları göz önünde bulundurularak proje alanının eğimi yeniden düzenlenmiştir. Bu yeni yüzey organizasyonu, kuzeydoğu ve güneybatı ekseninde kaldırım kotlarına bağlanmıştır.
Ayrıca, kuzeyde bulunan yapı adaları arasında kalan yollar, imar planı yenilemesi için öngörülen yeni ada izleri arasında kalan yollar ile bağlanmıştır. Bu bağlantılar ile arazinin yeniden yapılandırılan eğim çizgilerinin manipulasyonuyla elde edilen ve araziyi doğu batı ekseninde strüktüre etmesi için tasarlanan yaya yollarının; arazi üzerinde yarattığı ızgara sistemi ile yakın çevredeki ada ölçeğini ve semtin boyut algısını, proje alanına taşınmıştır.
Bunun yanı sıra, binanın üst örtüsü ve bu üst örtüyü kaldırım kotuna bağlayan rampalar, proje alanında öngörülen parkın gezi yollarının tasarımda olduğu gibi, eğim çizgilerinin manipülasyonu sayesinde tasarlanmıştır. Bu rampalar ve üst örtü de; parkın bir uzantısıdır. Söz konusu üst örtü/saçak binanın iklimlendirilmesinde önemli bir rol üstlenmekle birlikte, imar planı değişikliğinin gerçekleşeceği noktalarla görsel ilişki kuran bir seyir terası olarak da düşünülmüştür.Bu seyir terasının da sayesinde, imar planı değişikliğince öngörülen değişimin, semtin yaşantısına daha kolay entegre olması ve uzun vadede semtin aktif toplanma alanları arasında bir görsel süreklilik yaratılması amaçlanmaktadır.
BİNA ÖLÇEĞİ
Tasarlanan binanın kitle ve mekân organizasyonu, Avlu etrafında şekillenen Hatay evlerinin yerel iklimle ilişkisi ve yarattıkları mekansal zenginlik göz önünde bulundurularak yapılmıştır.
Bu mekan organizasyonu anlayışının yorumlanması ve bina içinde yaratılan görsel derinliklerle desteklenmesi , iç avlu etrafında konumlanan ortak dolaşım ve aktivite alanları sayesinde bina içinde röperlenmeyi ve iletişimi arttırmaktadır.
Ayrıca, bina genelinde; tasarlanan bu dolaşım ve aktivite alanları, proje alanının yakın çevresinde konumlanan ya da yakın gelecekte konumlanacak açık aktivite ve toplanma alanı niteliğindeki noktalarla da görsel olarak ilişkilendirilmiştir.
Tasarlanan binanın kompakt formu, doğal havalandırmaya ve doğal aydınlatmaya elverişli yapısı , çatısının büyük bir bölümünün toprak ile örtülü oluşu ile bina kullanımının enerji kaybının düşürülmesi amaçlanmaktadır. Geniş saçakları ve iç avlusuyla; özellikle yaz aylarının çok sıcak geçtiği Hatay ilinde, bina kullanıcıları için konforlu bir yaşama alanı sunması istenmektedir. Ayrıca, proje alanında hâkim rüzgar yönleri olan kuzeybatı ve güney doğu ekseninde esen rüzgarın, kontrollü bir şekilde iç avlunun içine alınışı, orta avlu ve dikey hollerdeki çift cidarlı cepheler sayesinde binanın içine alınması , dikey holler ve galeriler sayesinde binanın dolaşım alanlarına taşınmasıyla; çift cidarlı cepheler sayesinde ofis ortamlarında sağlanan doğal havalandırma konforunun , kapalı ve yarı açık ortak alanlarda da yapılabilmesi amaçlanmıştır.