2017’nin En Çok Okunan Görüş Yazıları

Arkitera'da bu yıl görüş yazıları çokça okundu, bir o kadar da yorum aldı. Öyle ki 2017 görüş yazıları yılı oldu denebilir. Yılı bitirirken en çok okunan ilk 5'e tekrar baktık:

Yemek Sepeti ile Kent Tasarlamak

2017’nin en çok okunanı Bilge Kobaş’ın “Yemeksepeti ile Kent Tasarlamak” yazısı oldu. Veri ile tasarlamanın amansız savunucularının, pilot proje alanı olarak seçtikleri Kadıköy’de yaptıkları çalışma sonuçlarını paylaşan yazı, eski saha araştırması modellerinden uzak, günümüz bilgi teknolojilerine yakın bir yöntem öneriyordu.

Bizzat kenti kullananlar tarafından oluşturulan, sürekli güncellenen ve biriken, kente dair oldukça geniş veri setleri barındıran pek çok internet sitesi ve mobil cihaz aplikasyonu var. Veri akışı inanılmaz bir hızda devam ediyor, ve oluşan bu devasa havuz işlendiği zaman çok değerli bilgilere dönüşebiliyor. Veri ile tasarlamanın amansız savunucuları olarak, bu bilgi kaynaklarının başlıca kentsel ölçekte tasarlayanlar için çok kıymetli olduğuna inanıyoruz.”

Bir Anneden Serzenişler: Mimarlık Fakültesi Hocalarına

İkinci en çok okunan yazı, ilkinin aksine daha arkaik bir mesele üzerine idi. Filiz Kaygusuz’un “Bir Anneden Serzenişler: Mimarlık Fakültesi Hocalarına” yazısı, oldukça temel meseleleri (eğitim, eğitmenlik, ebeveyn olmak, yetişkinliğe geçiş, aileden kopuş, toplumun kucağına düşüş) ele aldığı gibi, pek çok okuyucuyu mesele üzerinde içgörü geliştirmeye davet etmesi açısından kışkırtıcıydı (bkz yorumlar).

“Sizlere mimarlığı kazanmış bir çocuğun annesi olarak size dair, çocuğa dair, aileye dair fikirlerimi yazmak istedim.”

Yarışmalara Katılacaklar İçin Şema Rehberi

Nizam Onur Sönmez ve Onur Keskin’in “mimarlık alanındaki yarışma ortamı ve kültürü ile ilgili bir seri konuya dokunan” yazısı 2017’nin en çok okunanları arasındaydı. Yarışmalara katılan tasarımcıların geliştirdikleri mekansal şemaları toplayıp analiz eden ve genel eğilimlere dair bir rehber sunan yazı, uzun süren bir çalışmanın ürünüydü.

“Yarışmaların sonuçlarını ve Jürilerin performanslarını değerlendirirken kolayca ağızdan dökülen “tekrar”, “taklit”, “kopya”, “klişe” suçlamaları esasında daha incelikli bir okuma çağırır. İlk olarak, taklidin bir suçlama olması alanın özgün ve yeni olana dönük arayışının ne kadar yerleşmiş olduğunu gösterir. Taklit tabudur.”

Kazığımı Çaksam Sevilir

2017’nin en çok okunanları listesine giren yazılardan bir diğeri İstanbul’un kent gündemine denk düşüyordu. Üsküdar Meydanı’nın yeniden düzenlenmesi projesi kapsamında denize kazık çakılırken Şemsi Paşa Külliyesi’nde oluşan hasar üzerine Haziran ayında hareketlenen gündemi takiben yazdığı yazıda, Ahmet Turan Köksal belediyeyi eleştiriyordu.

“Kazıklar hançer gibi saplanırken, 19 Haziran’da sosyal medyaya, caminin duvarlarındaki çatlakların fotoğrafı ve videosu düştü. ‘Hemen çakacağımız kadar kazığı çakalım da işi olup bittiye getirelim’ sevdasındaki belediye, 500 yıllık yapıya alanen zarar veriyordu.”

Kültür Bakanı’na Açık Mektup

2017 yıkımlarıyla da göz dolduran bir sene oldu. Ankara’daki Seyfi Arkan tasarımı İller Bankası Binası’nın yıkımı üzerine Aydan Balamir tarafından kaleme alınan “Kültür Bakanı’na Açık Mektup” en çok okunan yazılar arasındaydı. Balamir mektupta Kültür Bakanı Nabi Avcı’ya, “Türkiye’nin köklü meslek kuruluşları ve mimarlık fakültelerinden temsilcilerle birlikte” ziyaret isteğini dile getiriyordu.

“Toplandığımızda, kaybından büyük üzüntü duyduğumuz İller Bankası Binası’nın ilk gündem maddesi olmasını öneriyorum. Tescilli kültür varlığı olan bu kıymetli binayı, gelecek kuşaklara miras bırakmayı başaramadık. Yıkımına 16 Haziran 2017 gecesi başlanan bina, özenle inşa edilişinden 80 yıl sonra, nitelikli bir restorasyon geçirişinden ise 10 yıl sonra, 18 Haziran gecesi moloz haline getirildi.”

Etiketler

Bir yanıt yazın