Melbourne'de tasarlanan yapı, farklı tekstürlü granitlerin kombinasyonuyla monolitik bir görünüm kazanırken, doğal ışıktan optimum düzeyde faydalanıyor.
B.E Architecture tarafından tasarlanan üç katlı ‘Armadale Residence’, Armadale banliyösünde yaşadıkları evin programını, büyük bir aile evinden, daha sıkıştırılmış ve özel tasarımlar içeren programa küçültmek isteyen bir çift tarafından yaptırılmış.
Kullanıcılar, yapının, günlük ihtiyaçları karşılayabilen, aynı zamanda ziyaretlerine gelen çocuklarının da kalabileceği esnek mekanlardan oluşmasını istemiş.
Katı granit yüzeylerden elde edilen dış cephe, ilk bakışta, ahşap panjurların yer aldığı açıklıklarla kesintiye uğrayan monolitik karakteri ortaya çıkarıyor.
260 ton volkanik taşın parçalı kombinasyonundan oluşan cephe kaplaması, güneşin hareketine bağlı olarak cephede görsel hareketlilik oluşturuyor. Parçalı yüzeyli malzemenin bu doğal dokusu ve düzensizliği, evin sahip olduğu katı dikdörtgen formun sert çizgilerini bulanıklaştırarak, evin güçlü kimliği ile çevresine sessizce yerleşmesini sağlıyor.
Bodrum katında yer alan çalışma odası, spor salonu ve kiler gibi birimler, asansör ve merdiven gibi düşey sirkülasyon elemanları sayesinde üst kattaki birimlerle bağlantılı hale geliyor.
Katlanır cam cephelerin bitişikteki avluya açıldığı esas yaşam alanının zemininde granit kaplama kullanılarak iç ve dış mekanlardaki malzeme sürekliliği vurgulanmak istenmiş.
Mimarlar proje süresince taş ustalarıyla birlikte çalışarak, hem kaplama olarak hem de rafine edilmiş bir iç mekan malzemesi olarak kullanılan granitle, yüksek düzeyde mimari detaylandırma ve işçilik elde etmeyi hedeflemişler.
Doğal ışık, her odanın bir özelliği olmakla birlikte, spiral merdivenin üzerindeki dairesel açıklıktan içeri giren güneş ışığıyla bu etki güçlendirilmiş.