Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu başkanı ve bazı üyelerinin istifaları sırasında yaptıkları açıklamalara cevap olarak üyelere gönderilmek üzere bir yazı hazırladı.
29 Haziran 2017 tarihinde Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu başkanı ve bazı üyelerinin istifaları sonrasında kamuoyuna yaptıkları açıklamalarla ilgili, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu tarafından Bursa Şube üyelerine gönderilen mektup aşağıdaki gibi:
Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu (YK) Başkanı ve kimi üyeleri 29 Haziran 2017 tarihinde istifa etmiş ve kamuoyu ile istifa nedenlerine ilişkin bir açıklama paylaşmışlardır. Yapılan açıklamada gerçek dışı iddialarda bulunulması üzerine; yaratılan bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak ve üyelerimizi bilgilendirmek amacıyla bu yazı tarafınıza iletilmektedir.
Mimarlar Odası ile yapılan vekâlet sözleşmesi kapsamında Bursa Şubesi adına hukuk çalışmalarını yürüten Avukatın; Mimarlar Odası Onur Kurulu tarafından verilen ve TMMOB Yüksek Onur Kurulu kararıyla kesinleşen bir disiplin cezasına karşı dava açması üzerine konu Bursa Şubemize bildirilmiştir.
Vekâletini üstlendiği Mimarlar Odası’na dava açmak suretiyle Avukatlık Kanunu ve Meslek ilkelerine aykırı davranan Oda avukatı hakkında gerekli hukuki işlemlerin yapılması gerektiği Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı ile defalarca paylaşılmasına karşın, konu hakkında herhangi bir adım atılmamıştır. Önce umursamaz bir davranışla karşılanan bu paylaşım, daha sonra istifa açıklamasında da ifade edildiği gibi “Avukat azledilirse istifa ederiz.” şeklinde Oda tarihinde görülmeyen, kaynağı ve nedeni belli olmayan kişisel bir tutum ile reddedilmiştir.
Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu’nun 16 Haziran 2017 tarihli 45. Dönem 24. No.lu Toplantısında; yapılan hukuki mütalaalara bağlı olarak; “Avukatlık Kanunu’na ve Avukatlık Meslek Kurallarına aykırı, güven ilişkisini sarsan tutum içinde olan Avukat ile yapılan sözleşmenin feshedilmesine…” kararı verilmiştir.
Merkez Yönetim Kurulu’nun “azil kararı” gerekçe gösterilerek, Şube Yönetim Kurulu Başkanı ve bazı üyeleri 29 Haziran 2017 tarihinde yönetimdeki görevlerinden istifa etmişlerdir. Ardından istifa gerekçeleri ile ilgisi olmayan, konunun esasından uzak, kendi başarısızlıklarını örtme amacı taşıdığı anlaşılan, hakaretamiz bir üslup ile meslektaş dayanışmasına ve Oda’ya zarar veren asılsız iddia ve açıklamalarda bulunmuşlardır.
Bu kapsamda Oda çalışmaları ve Merkez Yönetim Kurulu’nun temel yaklaşımını, birimlerimizle ve üyelerimizle birlikte çalışma ilkelerini anımsatma gereği doğmuştur.
Mimarlar Odası, kurulduğu 1954 tarihinden bu yana tüm birimleri ile birlikte, mesleğin gelişimini sağlamak, meslek mensuplarının mesleki onur, hak ve çıkarlarını korumak, birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere; resmi makamlar ve diğer kuruluşlar ile işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve önerilerde bulunmaktadır.
Yeryüzünün en köklü uygarlık ve mimarlık birikimlerine sahip olan ülkemizde; bu değerlere yakışmayan kentleşme ve yapı üretim süreçleri içinde kentlerimiz, kimliksiz ve insan odaklı olmayan bir anlayışla büyümektedirler. Yaşam alanlarındaki mimarlıktan yoksun biçimlenmelere, mekânsal yozlaşmalara, toplumsal ve kültürel erozyonlara karşı “kalıcı, sürdürülebilir, kimlikli ve çağdaş bir çevrenin elde edilmesi” çalışmalarımızın esasını oluşturmaktadır.
Bu çerçevede, Mimarlar Odası Genel Merkezi, Şubelerimiz, Temsilciliklerimiz ve üyelerimizle birlikte dayanışma içinde; mesleğimize, kente, çevreye ve topluma karşı sorumluluklarımızı özverili bir şekilde yerine getirme çabası içerisindeyiz.
Bütün birimlerin katkıları, katılımı ve önerilerine sunularak hazırlanan Çalışma Programı, Şubelerimiz tarafından sorumlu oldukları bölgelerde yerine getirilmeye çalışılmaktadır. Bu süreçte Merkez Yönetim Kurulu, birim çalışmalarına Oda hukuku, çalışma ilkeleri kapsamında her türlü desteği vermekte ve birimler arasında hiçbir ayrım gözetmemektedir.
Merkez Yönetim Kurulumuzun tüm çalışmalarında benimsediği; birlikte çalışma, koordinasyon ve birimlerimize destek anlayışı ve yaklaşımlarına karşın; Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Oda Genel Merkezi ve Şubeleri ile iletişim ve diyalog kurmaya, bir arada ve işbirliği içerisinde çalışmaya kapalı ve içedönük bir davranış biçimi içerisinde olmuştur.
Cumhuriyetimizin ve ülkemizin içinde bulunduğu olağanüstü ve ağır koşullar altında, doğa ve kültür değerlerinin yok edildiği, mesleğimize ve meslek örgütümüze yönelik bilim ve hukuk dışı yaptırımların dayatıldığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu ortamda Şubelerimizle birlikte yaptığımız toplantı ve etkinliklere üç yılı aşan zaman zarfında; Bursa Şubemizi temsilen birkaç toplantı dışında öneri sunulmaması ve katılım dahi olmamasını son derece üzücü ve düşündürücü bir durum olarak değerlendirmekteyiz.
Bursa Şubemizin gelenekselleştirdiği Yapı Yaşam Kongreleri, 1989 yılından bu yana pek çok farklı temaya bağlı olarak kapsayıcı bir çerçeve içinde mimarlığı ve diğer disiplinlerle olan ilişkilerini ele alarak değerlendiren ve irdeleyen; mimarlık meslek ortamına olduğu kadar mesleğin gelişimine de sağladığı katkılarla; Oda’nın gurur kaynağı olmuştur. Ancak, bu gelenek son iki dönemde sürdürülememiş ve giderek Kongreler etkisizleşmeye başlamıştır. Bu yıl “Yarışmaları Okumak” başlığı altında Yapı ve Yaşam Kongresi’nin 28.sinin Kongre’nin tarihine yakışır bir şekilde gerçekleşmesi için “düzenleme ve nitelikle ilgili sorunların” giderilmesi yönündeki önerilerimiz Şubemizle paylaşılmıştır. Yapılan önerilerimiz Şube Başkanı tarafından kişisel bir tavırla reddedilmiştir.
Bursa’da son iki çalışma döneminde bir ilçe sınırları içersinde çok sayıda parsel bazında dava açılmıştır. Mimarlar Odası Genel Merkezi tarafından “ilkesel düzeyde davaların açılması, parsel bazında zorunlu olmadıkça dava açılmaması” yönünde yayınlanan genelgeye bağlı olarak yapılan değerlendirme ışığında; Şubenin parsel bazında çok sayıda yeni dava açma talepleri kabul edilmemiştir. Bütün Şubelerle bir arada yapılan toplantılarda belirlenen ölçütlere rağmen, Şube Başkanının hangi gerekçelere dayalı olarak parsel bazında çok sayıda dava açmakta ısrarcı olduğu anlaşılamamıştır.
Sonuç olarak; Şube Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerinden istifaya gerekçe olarak sundukları “azil kararı”nın verilmemesi, “Avukatın azledilmemesi” durumunda; Merkez Yönetim Kurulu’nun Oda hukukunu ve çıkarlarını korumayarak, görevini yerine getirmemiş olacağı açıkça ortadadır. Şube çalışmaları içinde yer alan yasal süreçleri takip etmekle görevli Avukatın, hukuka ve meslek etiğine aykırı gerçekleştirdiği tespit edilen davranışları nedeniyle azledilmesi talebinin; Şube çalışmalarından sorumlu olan Şube Yönetim Kurulunca Merkez Yönetim Kurulu’na iletilmesi beklenirken; Şube Başkanı ve bazı üyelerin istifa etmesi açıklanmaya muhtaç; Mimarlar Odası geçmişinde rastlanmamış bir durumdur.
Oda görevlerini yerine getirebilmek, üyelerin Oda ile ilişkilerini güçlendirmek ve Oda çalışmalarına katılımlarını sağlamak amacıyla kurulan birimlerimizin; çalışmaların uyumluluğu için gerekli bağlantı ve işbirliğinin sürdürülmesi ile yükümlü olduğunu anımsatmak isteriz.
Oda yönetimlerinden, bu görev ve sorumlulukları yerine getirirken Oda hukuku, meslek ilkeleri, bilimin rehberliği ve kamu yararının gözetilmesi yönünde eylem ve davranış bütünselliği gösterilmesi beklenir.
Bursa Şubemiz, kuruluşundan beri mesleğe, meslektaşlarımıza ve Oda çalışmalarına önemli katkılar yapan, meslek ve Oda deneyimi olan meslektaşlarımızın yer aldığı bir birimimizdir. Geçmişte Yapı Yaşam Kongresi başta olmak üzere birçok konuda başarılı çalışmaları gelenekselleştirmeyi başarabilmiştir. Bu vesileyle, Şube çalışmalara katkı koyan ve emeği geçen bütün meslektaşlarımızı bir kez daha kutluyor, teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Şubemizin siz değerli üyelerimizin etkin katılımı ve desteği ile yaşanan zorlukları aşacağı ve yeniden başarılı çalışmalar gerçekleştireceğine inancımızın tam olduğunu belirtmek isteriz.