Atıklarlardan Üretilen Tuğla Tarifleri: WasteBasedBricks

Tom van Soest ve Ward Massa, StoneCycling bünyesinde, yapılardan sağlanan atıkların dönüşümüyle geliştirdikleri tuğlalar ile döngüsel dünya hareketine destek veriyor.

StoneCycling, Design Academy Eindhoven mezunu Tom van Soest ve girişimci Ward Massa tarafından 2013 yılında kurulmuş. Projenin arkasında yatan fikir ise Tom van Soest’un sürdürülebilir yapım tekniklerini keşfettiği çalışmaları sırasında şekillenmiş.

Tom van Soest, bir yapı yıkıldıktan sonra çıkan moloz miktarından ne kadarının atık alanlarına gönderildiğini gözlemlemiş ve daha sonra seramik, cam ve toprak gibi atıkların, şantiyelerde yeniden nasıl kullanılabileceğine ilişkin deneyler yapmaya başlamış.

Malzemeleri bu şekilde yeniden kullanmak, sonu çöp kutusu olacak büyük miktarlardaki atığı, gerekli alanlara yönlendirip, sıfırdan üretilen tuğlaların maliyetini düşürmede etkili bir yöntem. Bu mantıkla bugün StoneCycling, kullanabilecekleri yerel malzemelerin çeşidi veya gelecekteki yapıya nelerin uygun olduğu gibi değişkenlerden yola çıkarak farklı içeriklerle üretilen tuğla çeşitleri, WasteBasedBricks’i üretiyor. 

Van Soest ve iş arkadaşları Limburg’daki bir laboratuvarda, yaklaşık 100 kilometre çapında bir alandan toplanan malzemelerle, WasteBasedBricks’in yeni varyasyonlarına ilişkin deneyler yapıyorlar.

Ofisin son projelerinden birisi de; 2015’te Architectuur Maken iş birliğiyle Rotterdam’da tasarlanan bir konut. Konutun tamamı WasteBasedBricks’ten yapılmış ve gerekli tuğlaların yapımında yaklaşık olarak15000 kilogram moloz kullanılmış.

StoneCycling, konut projesine ek olarak daha avangard bir proje üretmek amacıyla yakın zamanda tasarım stüdyosu Studioninedots ile birlikte, TrueTalker enstalasyonunu hayata geçirmiş. Merkezinde geniş bir şömine bulunan konik tuğla heykel, Amsterdam’da insanların rahatlayıp fikir alışverişinde bulunduğu kamusal bir mekana dönüşmüş.

StoneCycling olarak, özgün içerik ve miktarları sağlamak amacıyla üretimi ihtiyaca özel şekilde gerçekleştirilen Van Soest’in tuğla tarifleri, günümüzde gizliliğini koruyor. Üretilen bu WasteBasedBricks versiyonlarından bazıları, patlıcan, tuz, trüf mantarı ve wasabi bile içeriyor.

Her tuğla çeşidinin sıradışı bir dokusu ve rengi olduğundan, StoneCycling ürünlerine yiyecek bazlı isimler verilmiş. Örneğin; Rotterdam’daki konut yapısı, çevredeki diğer konutlara uyum sağlamak amacıyla içerisinde bolca kırmızı toprak bulunduran, karamel isimli tuğladan yapılmış.

StoneCycling ürünü WasteBasedBricks’in üretiminde, yıkım sonrası atığa dönüşen seramik, cam, yalıtım malzemeleri gibi bileşenler kullanılıyor. Tuğlaların bu yolla üretimi ile geleneksel yöntemlere göre %25’lik enerji kazancı sağlanmış. StoneCycling’in kurucularından Ward Massa projeleri ile ilgili soruları cevaplıyor.

Profesyonel geçmişinizden ve döngüsel ekonomiye* ilginizin nasıl doğduğundan bahseder misiniz?

Yüksek miktarlarda atık üretiyoruz, bunun çevreye etkisi büyük. Hollanda’da her yıl mimari yapım ve yıkım sebebiyle üretilen atık miktarı 25 milyon ton. Bu atıkların geri dönüşümü için daha iyi çözümler bulmak bu sorunun tek çaresi değil ama bir taraftan ekonomik fırsatlar yaratıyor.

Atığın potansiyelini çözmek heyecan verici. Bu sadece teknik bir konu değil aynı zamanda sosyal bir konu da. Atık algısı nedir? Bunu olumlu yönde nasıl etkileyebiliriz? Bizi çeken şey buydu. Eğer zaten sahip olduğumuz endüstrilerle, farklı sektörlerden teknolojileri bir araya getirerek, dünyanın her yerinden davet ettiğimiz insanlarla birlikte çalışırsak daha iyi çözümlerin başarılacağına inanıyoruz.

İş modelinizi geliştirme sürecinizi tarif eder misniz?

İş modelimiz esnek bir yöntem, değişmeye devam ediyor. Şirket olarak yeni fikirler üretmede ve ürünler geliştirmede iyiyiz. Ürünlerimizin yapımında diğer şirketlerle çalışmaktan mutluyuz, böylece daha fazla deneyim kazanmış oluyoruz. Çalışmalarımıza eleştirel gözle yaklaşmalı ve daha fazla neler ekleyebileceğimizi bulmalıyız. Tasarım yaklaşımımız, dünyanın çeşitli yerlerindeki özgün projelerin parçası olan ürünler yaratmada bize yardım ediyor. En yüksek segmentle başlayarak geleceğe güçlü bir mesaj yollayabiliriz: Yapıları atıklardan inşa etmek mümkün. Bu yolla ürettiğimiz WasteBasedBricks dünya genelindeki ikonik projelerde kullanıldı. Bu görüş bize atık yönetimi, ekonomi ve gezegenimizin geleceği hakkında yeni bir düşünme tarzı kazandıracak. Gerisi zaten takip eder.

Döngüsel ekonomi için döngüsel düşünce/tasarım ile doğrusal ekonomi için geleneksel doğrusal düşünce arasındaki zihniyet farkını nasıl tarif edersiniz?

Katma değere dayanıyor. Süreçte öneri olarak elinizde neler var ve başka tüm konular için, diğer insanlar, şirketler ve kurumlarla çalışmaya gönüllü müsünüz? Ayrıca, tasarım sürecini eski endüstriler, bilim ve piyasayla birleştiren çok disiplinli bir yaklaşıma da dayanıyor.

Sürecin en zorlayıcı kısmı sizce ne oldu?

Gelişmeler yavaş gerçekleşiyor. Yeni başlangıç yapan şirketlerin hızlı hareket etmesi gerekir. Bu boşluğu kapatmak için doğru fonu bulmak, bizim gibi şirketler için gerçek bir mücadele.

İnşaat endüstrisi tuğlalara nasıl tepki verdi? Mimarlar ve şantiye çalışanlarının genel olarak döngüsel yapılara ilgisini nasıl tanımlarsınız?

Genel tepki son derece pozitif. Mimarlar yılların tuğlasını yeni bir modayla uygulayabilecekleri için heyecanlılar. Çalışmamız onlara sadece normal tuğlaya atık temelli bir alternatif sunmuyor, ayrıca yeni renk, doku ve form imkanları da sağlıyor. Gayrimenkul uzmanları için yeni bir argüman seti önemlidir. Sürdürülebilir bir yapı inşa etmek finansal olarak da giderek ilgi çekici bir konu olmaya başladı. Ofise ihtiyaç duyan büyük şirketler sürdürülebilir malzemelerle inşa edilen mekanlar kiralıyorlar. Atık dönüşümüyle üretilen malzemelerle yapılan bir cepheye sahip olmak onlara müşterilerine anlatacakları özgün bir hikaye sağlıyor.

Onlar için sürdürülebilirlik, bütçe ayırmaya gönüllü oldukları bir değer. Aynı şey özel mülk sahipleri için de geçerli. Kullandıkları malzemeye ilişkin bilinçli davranmak, yapıya duygusal açıdan verdikleri önemi arttırıyor. Bu konutlarda yaşamaktan daha çok keyif alıyorlar ve yapının hikayesini ziyaretçilerine anlatmaktan heyecan duyuyorlar. İnşaat firmaları ise konuya biraz daha tereddütlü yaklaşıyor. Sonuçta yapının kalitesinden sorumlular ve yeni malzemelerle çalışmak onlar için potansiyel bir risk. Bu durumda ürünlerimizin bağımsız test raporlarını sunmak yardımcı oluyor. Fakat atık temelli yaklaşımı destekleyen mimarlar ve gayrimenkul uzmanlarıyla çalışmak bizim için en iyi çalışan durum.

Gelecek adımlarınız neler?

1. Ürünlerimizle dünya genelinde daha fazla yapı inşa etmek.

2. Satış. Satış. Satış. Dünyanın her yerinden mimarların ve geliştiricilerin, döngüsel dünyaya doğru başlayan harekete katılmasına ihtiyacımız var.

3. Atıkların daha fazla ve yeni varyasyonlarla dönüştürülmesi.

4. Daha hızlı büyüyebilmek için ek fonlar bulmak.

Bu alanla ilgilenenlere hangi kitapları veya makaleleri tavsiye edersiniz?

Dirk E. Hebel’e ait bir kitap: Building from Waste

*Geri dönüşüm yaparak atık maddelerin ekonomi içerisine yeniden kazandırılması.

Etiketler

Bir yanıt yazın