Süper Kent dosyası kapsamında Mayıs-Haziran ayları boyunca gündemimiz Mardin olacak.
Fotoğraf: Güray Ervin/Al Jazeera
İki aylık periyotlarla Türkiye’nin çeşitli kentlerini gündemimize aldığımız Süper Kent dosyası kapsamında Mayıs-Haziran boyunca Mardin kentini işleyeceğiz. İki ay boyunca kentin mekânsal değişimini, mimarlık gündemini ve tarihini ortaya koyan görüş yazıları, söyleşiler paylaşacağız ve kentin mimarlık kültüründe yer eden mimari projeleri yayınlayacağız.
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, birçok kültürün yaşam alanı olmuş Mardin, günümüze kadar hep kültürel hareketlerin merkezinde bulunmuş. Bizans döneminde Hıristiyanlıkla birlikte manastırların eklendiği, ardından şehre Arapların gelmesiyle İslam kültürünün etkilerinin görüldüğü, aşiret ve federasyonların yerleştiği, göçebe Arap hareketlerinin yolunda kalmış, çok uzun yıllar içinde şekillenmiş bir kent. Türkiye’nin büyükşehir statüsüne giren ve en kalabalık yirmi altıncı şehri olan Mardin, 2016 itibarıyla 796.237 nüfusa sahip.
Kentin en önemli özelliği bir tepede kurulmuş olması… Kentte tüm işlevler kale surları içinde gelişmiş. Konut bölgesi, kamu binaları ve sivil mimarlık örneklerinin tamamı artık “eski şehir” diye tabir edilen kale içinde olsa da, kent zaman içinde kale dışarısına, tepenin eteklerine doğru taşmış ve burada yeni şehir kurulmuş..
Mardin, taş mimarinin görüldüğü önemli şehirlerden biri. Bölgede çok sayıda ocağı olan sarı kalker taşı, yapı üretimine egemen olmuş. Ahşap malzemeye; kapı, pencere, asma kat gibi zorunlu kullanımları dışında yer verilmemiş. Böylece taş, süslemeden, taşıyıcı sistemine kadar her alanda kullanılmış. Ayrıca eyvan, revak gibi yarı açık mekanlar, özellikle batı güneşinden korunup, gölgede kalabilecek biçimde yönlendirilmiş. Mardin evleri, güneşin en iyi açısını alabilmesi amacıyla güney eteklere lineer olarak yayılmış.
Tarihsel geleneğin günümüze dek sürdürülmesinin bir sonucu olarak özgün bir mimari karaktere sahip olan Mardin’in kentle özdeşleşen kagir evleri; özgün plansal özellikleri, kullanılan malzeme ve bezemeleriyle Anadolu konut mimarisinde ayrıcalıklı bir konuma sahip.
Türkiye’nin hemen her yerinde rastladığımız sorunlu kentsel dönüşüm zihniyetinden Mardin de nasibini alıyor. Kentin güvenlik ve aşiretleşme sorunlarından sonra başlıca sorunları arasında eski şehirden göç eden nüfus sonrasında bölgenin turizm dışında bir işlevinin kalmaması, göç edilen Yeni şehirin ise kontrolsüz betonlaşmasıyla o kuvvetli, özgün Mardin karakteri ile çok ilişki kurmayan bir şehir karakteri oluşması yer alıyor.
Mardin’de 2000’li yılların başından itibaren UNESCO Dünya Mirası Şehirler Listesi’ne girmek için bir dizi çalışma yürütülüyor. Şu anda hala UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde…
Mayıs ve Haziran ayları boyunca devam edecek dosyamıza Mardin etiketinden ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda şimdiye kadar Arkitera.com’da yayınlanan Mardin ile ilgili haberler, etkinlikler ve projelere de ulaşabileceğiniz etiket, kentin mimarlığını ve bu kentte mimarlık yapma deneyimini, kentin ve bölgenin sorunlarını ve geleceğini yakından takip edebilmenize yardımcı olacak.