2013 senesinde açılan yarışma sonucu, çatı katının tasarlanması için seçilen Smartvoll Architects'in projesi, mekânsal bir dramaturjiyle kullanıcının aklını çeliyor.
350 metrekarelik iki katlı mekânda “çatı katı” fikri farklı şekillerde ele alınmış. Yumuşatılmış eğrileriyle beton malzeme, iç mekân tasarımını şekillendirmek için kullanılmış. Var olan mekânın kendine has çekiciliğini diriltmek istediklerini söyleyen tasarım ekibi, mekansal deneyimi öncelik olarak belirlediklerinin altını çiziyor.
Mekânın bütününe yayılan bir aydınlık elde etmek isteyen tasarımcılar, tipik galeri fikrinden vazgeçerek üst kottaki pencere bandını tamamen açık bırakmış. Yatak odası, banyo ve misafir odası, mekânın içine birbirlerinden ayrı elemanlar olarak yerleştirilmiş. Yedi metre uzunluğunda bir blok olan mutfak tezgâhı hacmin merkezine konulmuş. Tüm kompozisyon, üst kattaki odalara erişimi sağlayan, hatta odaları taşıyormuş gibi duran heykelsi merdiven (veya merdiven heykel) etrafında bir döngü oluşturmuş.
Odaları birbirlerinden ayıran merdiven, aynı zamanda, yükselip alçalarak mekanı tümüyle kaplayan ve kullanıcısını sürekli harekete davet eden bir fon haline gelmiş; böylece hareket halindeki kullanıcının çatı katının tamamını her noktadan algılayabilmesini sağlamış.
Ekip heykelsi merdiven tasarımını şöyle açıklıyor:
“Odalar arasında köprü kuran merdiven sayesinde çatı katındaki seviyeleri, dikey ve işlevsel bağlantılar olarak görmek yerine, elektiriksel bir mekan deneyimi olarak görüyorsunuz.
İç mekanda kullanılan diğer elemanlar, çoğunluğu sabit mobilyalardan ve dikkatle seçilmiş yarı transparan veya tamamen transparan malzemeden kurgulanmış. Her bir elemanın, strüktürün sabit ve değişmez bir parçası hissi vermesi amaçlanmış.