İzmir'i baştan planlayacak tasarım ve fikir fabrikası geliyor.
İzmir için İzmir’den mimarlık manifestosu ile kenti, yerli ve yabancı yatırımcının yaşam alanı haline getirmek için çalışan Platform İZMİM, İzmir Ticaret Odası 70. Mimarlık Grubu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirdiği toplantıların ikincisini düzenledi. Kentte mimarların güncel sıkıntılarının, yerelde karşılaşılan ticari engeller ve bunların çözümü noktasında atılacak adımların gündeme alındığı toplantıda, İzmir’in kaliteli göçe olan ihtiyacı ve buna paralel açığa çıkacak konut ve sosyal alanların planlanmasına ilişkin öneriler masaya yatırıldı.
İzmir Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Hüseyin Egeli, BATÜDER Başkanı Akın Kazançoğlu ve Bornova Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürü Deniz Dayangaç’ın da destek verdiği toplantıda konuşan Platform İzmim Başkanı Alp Burkut, İzmir’in dünyanın tasarım başkentleri arasında gösterildiği güne kadar nefes almadan çalışacaklarını belirtti.
Kentten bugüne dek önemli bir marka çıkaramadıklarını fakat bugünden İzmir’in vizyonunu çizmek zorunda olduklarını belirten Burkut “Kentin geleceğini planlamak zorundayız. Bu, dışarıdan siyasilerin misyonuymuş gibi algılanabilir. Lakin bunda işadamlarının ve buna paralel tasarımcıların rolü çok büyük. Bugün İzmir’e sağlığın başkenti diyemiyoruz. Üniversite veya sanayi şehri de diyemiyoruz. Ne yazık ki cennet plajlara sahip İzmir, turizmde de uzun yıllardır beklentilerin altında kalmış durumda. Fakat bu kentin bir isime ihtiyacı var. Bir isimle çağrılmaya, bu kentten bir marka çıkartılmaya ihtiyaç var. Bunu yapacak olanlar da bizleriz. İşimizi, kentimizi, ekmeğimizi ve ülkemizi nasıl büyüteceğimizi bugün herkese göstermek zorundayız. Bu kent Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı, insanlarının Avrupai standartlarda yaşadığı bir şehir burası. Fakat sosyal yaşamından ikamet ettiğimiz konutlara, eğitim yuvalarından parklara, sağlık yatırımlarından kıyı düzenlemelerine kadar bizler İzmir’de yarını planlamaktan öte, günü kurtarabilme adına çalışıyoruz. İşte bizim de iddiamız tam burada başlıyor. Bizler, insan elinin değdiği her noktada bu şehri Barcelona, Cape Town, Dublin ve Milano gibi özel şehirlerin çok üzerine çıkarabilecek yeteneklere fazlasıyla sahibiz. İnanın ki bugün İzmir’in dünya tasarım başkentleri arasında olması için bu kentlerden çok daha fazla artısı var. Yeter ki Platform İzmim olarak bizler doğru damarlara dokunalım, kentin dinamiklerini harekete geçirecek doğru adımları atalım” diye konuştu.
İzmir’de tasarım ve fikir fabrikaları kurmak için harekete geçtiklerini belirten Burkut “Tasarımın başkenti İzmir manifestomuzu hayata geçirebilmek için bunu doğru temellere oturtmamız gerekiyor. Bu kente tasarım ve fikir fabrikası kurabilmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Hatta bu proje için yer aramaya da başladık. İzmir’in geleceğini planlayabilmek, şehri bir çok önemli Avrupa ülkesinin üzerine taşıyabilmek için sağlam temeller atmak zorundayız. Projenin fizibilite çalışmalarını çok değerli mimar arkadaşlarımızla gerçekleştiriyoruz. Önümüzdeki süreçte İzmirli üniversitelerin de katıldığı bir konsorsiyum ile çözüm konusunda harekete geçeceğiz. Böyle bir fabrika İzmir’in geleceğinin çimentosunu bilimle karacaktır. Efes’i ile, Bergama’sı ile, Agora’sı ile dünyanın kültür başkenti, 10 bin yıllık bu şehir, tarihini tasarım ile harmanlayıp hakettiği yere çıkacaktır” dedi.
Bornova BİF ile büyüdü
Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila öncülüğünde kurulan Bornova Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü’nde önemli bir sorumluluğu büyük bir ciddiyetle taşıyan ve ilçede tasarım adına farklı projelerin altına imza atan Deniz Dayangaç ise Kentsel Tasarım Müdürlüğü’nün yaratıcı çalışmalarından biri olan BİF (Bornova için Fikirler) projesinde, üniversitelerde oluşturulan fikirlere ve onun yarattığı kamuoyuna ihtiyaç duyduklarını belirterek şunları söyledi: “Bornova sınırları içerisinde proje çalışılabilecek alanları çıkarttık. Bir menü şeklinde hazırladık. Seçimlerden sonra tüm okullara gittik. O yıl 700 öğrenci ve 100’e yakın öğretim görevlisi ile 18 ayrı proje çalıştık. Ve daha sonra bunlar bir tasarım sergisinde sergilendi. Başarılı olanlara ödüller verdik. Ve sonra dedik ki bunları yayınlamamız lazım. Hata bu yayınlar öyle yayınlar olmalı ki üniversite bunları bilimsel eser olarak kullanabilsin, bir hoca akademik kariyerinde kullanabilsin, öğrenciler için referans olsun ve bütün belediyeler ve kamu kurumları faydalanabilsin istedik. Ve bunları bastık. Bornova Belediyesi’nin internet sitesinde bunu dijital kütüphane şeklinde görebilmeniz mümkün. Geliştirilen tüm projelerin belediyelerin meclislerine yolladık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan, Gaziantep Belediyesi’ne kadar önemli geri dönüşler aldık. Hollanda’dan misafirlerimiz oldu, Bornova’da bir takım çalışmalar yaptılar. Mesela Osman Kibar Kavşağı’nda Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı ile ortak yaptığımız çalışma sonrası elde edilen başarılı projelerimizden biri şuan orada uygulanıyor. Belediye Hizmet Binası Proje yarışmamız BİF sayesinde açıldı. Küçükpark’ı yenilemek için insanların fikirlerini BİF sayesinde aldık. BİF yarattığı kamuoyu bakımından Bornova’da önemli bir işin altına imza atmış oldu.”
Özlen: Proje yönetimi önemli
Mimar Boygar Özlen ise proje geliştirmek ve proje yönetimi konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Kamu İhale Kanunu’na göre hizmet alımı ile proje alımının yapıldığını belirten Özlen “Kamu İhale Kanunu’nda bizim önerimiz nitelikli hizmet diye bir tanım belirlenmesi ve proje işlerinin bu nitelikli hizmet alımı ile yapılması. Almanya ve Norveç örneği bu konuda çok başarılı. Ne yazık ki ülkemizde henüz bu yok. Dolayısıyla bunu hizmet alımı ihaleleri ile yapıyoruz. Bu durumda daha önce yaptığımız iş bitirmeler çok önem kazanıyor. Bu kısır döngüyü kırabilmek gerekli. Bu çaba ile kamuya da nitelikle mimarların girmesini sağlamış olacağız” diye konuştu. Türkiye’de bürokratların proje yönetimi yapmayı bilmediğini savunan Boygar Özlen, bürokratların proje yönetimi adına farkındıkları olmadığını ve bu farkındalığı arttırmanın meslektaşlarının hedefleri arasında olması gerektiğini söyledi. Özlen, projeyi tasarlamak ve maliyet kontrolünü işveren adına yapmak ve mali ve kalite sorumluluğunu üstlenmenin proje yönetiminin olmazsa olmazları arasında yeraldığını belirtti.