Karl Nawrot, deneysel yazı tipleri yaratmak için heykeller, modeller yapıyor ve makineler üretiyor.
Fransız tasarımcı Karl Nawrot, yazı tipleri tasarlıyor, illüstrasyonlar ve soyut grafik kompozisyonlar çiziyor. Onu diğer tasarımcılardan farklı kılan yönü, kapsamlı bir mimari hassasiyete sahip olması. Nawrot, harflerin farklı ortamlarda biçimlerini oluştururken genellikle mimari tasarım süreciyle ilgili teknikler kullanıyor. Kurşun kalem, maket kartonu ya da plastik… Nawrot’un ürünleri mimari maketlerin tipografik bir karşılığı.
Yaratma eylemi Nawrot’un üretimi için bir anahtar ve sergileri sürekli olarak sonuç üründen çok sürecin önemini vurguluyor. “Aslında kavramsal çalışmıyorum ama organik bir çalışma yöntemi izliyorum.” diyor Nawrot: “Bu genellikle ne aradığımı anlamam içim fiziksel bir anlatıcı üretmem gerektiği anlamına geliyor. Benim için sonuç ürünün bir hikayeye, bir kurguya bağlı olması önemli.”
Nawrot “geçmiş ve gelecek arasında kalmış” tasarıma ilgi duyduğunu belirtiyor. Onun çalışmalarına baktığınızda önemli olan şey “olma” potansiyeline sahip bir şeyle karşı karşıya olduğunuzun farkına varmak. Nawrot’un tasarladığı şeyler için “araç” kelimesini kullanmayı reddetmesine rağmen, yine de birçok eseri araç olarak düşünülebilir: Bunlar tipografik kompozisyon oluşturmada kullanılan deneysel araçlar, heyecan verici denemelere çok fazla yer olman bir alanda yapılan çılgınca yeniliklerdir de diyebiliriz.
2013 yılında Seul’deki Uluslararası Tipografi Bienali’nde Nawrot’un Ghost (s) Writer adlı çalışması sergilenmişti. Bu gizemli heykel, alfabeyi çağrıştıran soyut şekillerden oluşuyordu. Nawrot tasarımını şöyle anlatıyordu: “Modülleri yapmaya 2007’de başladım. Bu modüller üç boyutlu ızgara fikriyle ilişkiliydi. Ghost (s) Writer özel olarak harfler yaratmak için tasarlanmadı. Fonksiyon; onu bir daktilo, bir çizim makinesi ya da bir heykel olarak değerlendirecek kullanıcıya bırakıldı.”
Nawrot’un bu objeleri yaratma ilgisi, onu, 2008’de şablon baskıya yöneltti. “Şablon kartlarının arkasındaki fikir, modüler yazı tipiyle oynayabilmekti. Aynı biçim ailesiyle üretilmiş fakat hiçbir yapım kuralına uymayan bir harf seti oluşturmak istedim -bu da modüler font fikrinin tam olarak karşıtıydı.”
Nawrot’un mimari açıdan en çok düşünülmüş yazı tiplerinden biri, geliştirirken üç boyutlu modeller de kullandığı, 2012’de Bauhaus Dessau Foundation için hazırladığı yazı tipiydi. Tasarladığı yazı tipi ailesi dört Bauhaus profesörünü temel alıyordu: Josef Albers’tan Josa, Marcel Breuer’dan Breu, Lazlo Moholy-Nagy’den Mona ve Paul Klee’den Pauk türedi.
“Breu, Breuer’in Brütalist mimarisinden ilham alıyordu.” diyor; tasarımında Breuer’in terk edilmiş binası, The Parador Ariston’dan yararlanan Nawrot. “İç mekanı gördükten sonra, artık odalara değil mağaralara bakıyor gibi hissettim. Yazı tipini çizmeden önce, Breuer’nun yapısını bir yuva ve bir mağara olarak yorumlayan iki alçı model yaptım. Sonuç olarak, yazı tipi bu fikrin bir illüstrasyonu.”