6-15 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek olan Beşiktaş Uluslararası Bahçe ve Çiçek Festivali'nde, SO? Mimarlık ve Fikriyat'ın davet ettiği tasarım ekipleri, Beşiktaş'ın çeşitli kamusal alanlarına tasarımlarını yerleştirecek.
Uluslararası Bahçe ve Çiçek Festivali, 6-15 Mayıs tarihlerinde Beşiktaş ilçesinin kamusal alanlarında gerçekleşiyor. “Seyir”, “Özgür Alan”, “Barışmak”, “İnsan” ve “Paylaşmak” temalı projelere ev sahipliği yapacak festivale, SO? ekibinin davet ettiği sekiz tasarım grubu , kamusal alanların çeşitli yaratıcı biçimlerde kullanılmasını sağlayan yerleştirmeleriyle katılacak.
Küratoryal ekip projeyi şöyle anlatıyor:
Gün içerisinde çoğu zaman yanlarından hızla geçip farkına varmadığımız, ağız birliği etmişçesine yokluklarından ya da azlıklarından şikayet ettiğimiz, irili ufaklı onlarca park, bahçe ya da meydan… Davet ettiğimiz sekiz ekiple beraber, Beşiktaş’ın farklı yerlerindeki bu kamusal alanlara yerleştirdiğimiz projelerden bazıları bulundukları yerlere dair hikayeleri açığa çıkarırken, bazıları da yenilerine yer açıyor. Bir manolyanın kokusu, alışılmadık bir oyun alanı, bir ağaçla baş başa kalmak, yaprakların damarları ve onlara uzun uzun bakabilmek, kuşlar için tasarlanmış bir bahçe… Çoğu çok küçük ölçekli, fakat bir araya geldiklerinde sesi gür çıkabilecek işler. Bu işlerin bizim için en heyecan verici yanı, her birinin kendi hikayesi olmasının yanı sıra, bu hikayelerin bir araya gelmesi ile oluşan metnin içerdiği, kamusal alanda bitkileri tasarımın edilgen öznesi olmaktan kurtarma, onları da birer anlatıcıya dönüştürme çabası.
Umarız bu tasarımlar, birbiri ile ilişkisi yok olmaya yüz tutan, kutuplaştırılan ve ayrıştırılan dünyaların arasında; parkların, bahçelerin, meydanların, kısacası kamusal alanların bir araya getirme gücünü yeniden hatırlatıp, beraber yaşamaya dair bir umut yaratabilirler.
Projelerin görselleri, yerleştirileceği mekanlar ve ekipler şöyle:
HALÜKAR MİMARLIK
Proje adı: Baş Başa
Proje Alanı: Akmerkez Önü
Tasarım ekibi: Gamze İşcan, Bilge Kalfa, Ezgi Yılmaz
Tasarım Hakkında:
Doğanın ve bitkinin bir temsilcisi olarak ağacın “iyileştirici” etkisini hatırlamak; durmak, görmek, dinlemek, koklamak, dokunmak için bir ağaçla bir süre baş başa kalınan bir deneyim tasarımı.
Deneyimlenen mekan yalnız kalınan bir oda, tek kişilik bir oturma biriminden, bir ağaçtan ve gökyüzünden oluşuyor.
Halükar Mimarlık, “Baş Başa”
SUPERPOOL + MEMED ERDENER
Proje adı: Manolyanın kokusu bize hiçbir şey hatırlatmıyor.
Proje Alanı: Ortaköy Yetimhanesi
Proje ekibi: Derya İyikul, Gregers Tang Thomsen, Memed Erdener, Selva Gürdoğan Thomsen
Tasarım Hakkında:
Manolyanın kokusu bize hiçbir şey hatırlatmıyor.
Hafıza, bilgiyi depolama, saklama ve sonrasında geri çağırma yetisi olarak tanımlanmıştır.
Kokular ve hatıralar arasındaki ilişki ise hepimizin ilgisini çekmiştir. Bazen bir çiçeğin kokusu bizi bugünden alır ve beynimizdeki binlerce hatıra arasından geçerek, mazideki bir ana götürür. Fakat bugün, ortak geçmişimizi “hatırlamak” istediğimizde bazı karanlık alanlar olduğunu görüyoruz. Bellek üzerine çalışmış yazarlardan biri ve belki de en tanınmışı olan James Joyce şöyle diyor: “Öyle günahlar veya (dünyanın onlara verdiği isimle) kötü hatıralar vardır ki insan onları ruhunun en karanlık köşelerinde saklar, onlar da orada yerleşip beklerler. Bazen bu insanın hafızası körelir, öyle şeyler hiç olmamış gibi davranır veya onların mevcudiyetini reddeder veya en azından kendisini onların o şekilde olmadığına inandırır.”
Ortaköy Musevi Yetimhanesi’nin bahçesindeki manolyanın kokusu, bize hiçbir şey hatırlatmıyor. Öyleyse sormalıyız: Ruhumuzun en karanlık köşelerinde neler saklanıyor?
Acaba bazı şeyler hiç olmadı mı? Ortak mazimizin kayıp hatıralarını düşünmek, araştırmak ve nihayetinde hatırlamak ister misiniz?
Superpool+Memed Erdener, “Manolyanın kokusu bize hiçbir şey hatırlatmıyor.”
ANONİM.İSTANBUL
Proje adı: İstilacı Bahçe
Proje Alanı: Abbasağa Parkı
Proje ekibi: Burcu Serdar Köknar, Aslı Şener, Hande Kalender, Artun Agbulut, Ceren Okumuş, Dilek Yürük
Tasarım Hakkında:
Kimileri için gündelik geçiş yeri, kimileri için toplanıp tartışılan kolektif kararların alındığı, akşamları buluşulan, kimi evlerin baktığı, mahalleli çocukların oyun oynadığı, gençlerin spor yaptıkları bir yer Abbasağa Parkı. Park, olabildiğine kullanılan; birleştirici gücü olan bir yer.
Ama topoğrafya nedeniyle biçimlendirilmiş olan, park kullanıcısının üzerinde dolaşması için belirlenmiş sert yüzeyler toprak kısımları dışarıda bırakmış gibi. Toprak kısımlar, olgun çınarlar ve diğer ağaçlar da olmasa, bitki katmanından yoksun kalmış durumda.
“İstilacı bahçe” parkın bir noktasından başlayarak parkı istila etmeye niyetli bir bahçe. Bu “istila” parkı yok etmek üzere var olmuyor; parkın her bir noktasının keşfi için, her bir potansiyelinin varlığı için var oluyor. Kopmuş platformları, toprak yüzeyleri, ağaçları, parkta eksik kalmış, kayıp bitki yüzeyini parkla tekrar buluşturmayı, her bir elemanı birbiriyle birleştirmeyi hedefliyor. Bahçe, parkın en merkezi noktasını seçiyor istila etmek için, parkın içinden geçenlere kendini izlettiriyor, vakti olanlara içinde oturma imkânı veriyor, çocuklar için de bir oyun alanına dönüşüyor.
Anonim.İstanbul, “İstilacı Bahçe”
ATÖLYE Labs
Proje adı: Trimtab.1
Proje Alanı: Levent Çarşı
Proje ekibi: Elif Karaköse, Engin Ayaz, Nesile Yalçın, Seçkin Maden
Tasarım Hakkında:
Trimtab, ATÖLYE Labs’in kentsel müdahale serisinin üst başlığı olarak, Buckminster Fuller’ın “trim tab” konseptinden esinlenen, minimum malzeme ile maksimum etkiyi araştıran bir deneyler serisidir.
Bu serinin ilki olan Trimtab.1 ile, Levent Çarşı’da, yarı geçirgen ve tekerlekli bir strüktürel çerçeve, üç farklı senaryo üzerinden tasarlanmıştır. Koridor ile yeni bir sirkülasyon aksı tanımlanırken, geniş bir oda ve küçük adalarla da farklı senaryolar önerilmektedir. Bir yandan da tekerlekleriyle başka olasılıklara da imkan tanıyan bu separatörler, oturma, yaslanma ve peyzaj ekleri için bir altlık oluşturmaktadırlar.
Oluşan deneysel sistem, şehrin kaosunda bireyin izole olup kendiyle barışabilmesi için bir firsat tanımaktadır. Aynı zamanda da, toplum ölçeğinde, kullanıcıların mikro alanlar ve sosyal objeler üzerinden etkileşim ve empati kurmasına izin vermektedir.
ATÖLYE Labs, “Trimtab.1”
BİRGE YILDIRIM – OZAN AVCI
Proje adı: Kuşluk
Proje Alanı: Dünya Barış Parkı
Proje ekibi: Birge Yıldırım, Ozan Avcı
Tasarım Hakkında:
Kuşluk, kelime olarak hem büyük kuş kafesi hem de kuşlara yem verilen zaman anlamındadır. Bu zamansal ve mekânsal durum kuşluğun tasarımı açısından da önemlidir. Kuşluk, kuşların yem yiyebileceği veya durup dinlenebileceği bir ortam yaratmanın yanında, insanlarla kuşları bir araya getirmeyi hedeflemektedir. Kentlileri kuşlarla buluşturan kuşluk, kuşların gözlemlenmesine olanak verir. Yemlikler insanlar tarafından doldurulabilir*.
Park ve bahçe tasarımlarında genellikle kullanıcı olarak insanlar belirlenir ve bütün tasarımlar insan kullanımı gözetilerek yapılır. Kuşluğun birincil kullanıcısı kuşlardır. Kuşların varlığı, park ve bahçe deneyimine birlikte var olmanın yanında görsel ve işitsel bir zenginlik katmaktadır. 6m. çaplı siyah daire sert zeminden yükselen, florasan boyayla boyanmış 36 adet boru ve bu boruların ucuna takılmış yemliklerden oluşan kuşluk gün boyunca kuşların kullanımına hizmet etmektedir. Borulardan oluşan yapay koru aynı zamanda çocukların da oyun alanına dönüşmektedir. Zemindeki siyah yüzey kuşların dışkılarıyla zaman içinde farklı bir görsel nitelik kazanacaktır. Florasan boyayla boyalı borular gün boyunca emdikleri ışığı gece dışarı yansıtarak parkın gece hayatında da varlıklarını sürdüreceklerdir.
“Kuşluk” kuşlar için üretilen bir kuş bahçesi olarak kamusal alanı zenginleştirirken, kentlilerin kuşlarla diyaloğu üzerinden yeni bir bahçe kavramının habercisidir.
*Kuşlar için yem rehberi: Ekmek, Buğday, Arpa, Yulaf, Mısır, Akdarı, Pirinç, Mercimek, Fiğ, Burçak, Bakla, Bezelye, Fasulye, Kolza, Kenevir, Keten, Ay Çekirdeği, Aspir
Birge Yıldırım – Ozan Avcı, “Kuşluk”
ELİF ÇELİK– ZEYNEP HAGUR
Proje adı: Yeni Bahçe
Proje Alanı: Dünya Barış Parkı
Proje ekibi: Elif Çelik, Zeynep Hagur
Tasarım Hakkında:
Doğal olanla barışmak
“Yeni Bahçe” kentsel ölçekte peyzajın; mevsimlik çiçek ve renk, budanmış bitki ve çim, desen ve geometri olarak algılanmasını eleştirir. Bitkilendirmenin bir süsleme aracına dönüşmesini dert edinir. Kamusal alandaki yeşilin sürdürülebilirliğini sorgular, kentliyi alıştığı bitki algısının dışına çıkartmayı hedefler. Ziyaretçileri kent ölçeğinden balkon ölçeğine kadar kullanılabilecek yeni bitkilerle tanıştırır. Yeni bahçe, doğayı taklit etmeyi amaçlamaz; doğal olan, şehirde zorlanmayan bitki kullanımlarına dair fikir verir. Kuraklık toleransı yüksek, bahar yaz aylarında çiçeklenen, az su tüketen, özel toprak ihtiyacı az olan bir bitki seçkisi sunar. Bu bitkileri info-grafiklerle tanıtır.
Elif Çelik – Zeynep Hagur, “Yeni Bahçe”
ATIL AGGÜNDÜZ – CEREN SÖZER
Proje adı: Tembellik Hakkı
Proje Alanı: Beşiktaş Sprocular Parkı
Proje ekibi: Atıl Aggündüz, Ceren Sözer
Tasarım Hakkında:
En çok da günün koşuşturmacasından çıktığımız anlarda yaşamaya başlıyoruz, galiba. Durmak, nefes almayı hatırlamak, tembellik etmek…
Tembellik etmek!!
Tembellik hakkı, yoğun kent karmaşası içinde yaşayan kullanıcısına durma hakkı sunan,
‘doğal olan’la vakit geçirme şansı tanıyan bir nefes alma mekanı. Üzerinde dakikalar, saatler, günler geçebilir…
Nefes aldırır, yeşile dokundurur, gökyüzüne baktırır, yaşadığınızı hatırlatır!
Durun! Gökyüzüne bakın, nefes alın, tembellik yapın!
Atıl Aggündüz – Ceren Sözer, “Tembellik Hakkı”
DERYA UZAL – EGEMEN NARDERELİ
Proje adı: Perisca/o/pe
Proje Alanı: Dilek Sabancı Parkı
Proje ekibi: Derya Uzal, Egemen Nardereli
Tasarım Hakkında:
Perisca/o/pe, Dilek Sabancı Parkı içerisine yerleştirilmiş periskoplarla, parkın endemiğine yakından bakmayı amaçlar. Park eğimli arazi üzerine kurulmuş olup, içerisinde engelli koordinasyon merkezi barındırır. Şehir parkları, mevsimsel döngülerin izlenebileceği nadir alanlardır. Değişimi izlemek, bakılanı bilmek için perisca/o/pe eylemleri aktarılmış deneyimlere dönüştürür. İzleyicinin yönlenmelsine göre, baktığının bilgisine sahip olmasını sağlar. İnsan bilgiye ulaşırken, kullanıdığı arayüzler onu hayata dair engelli yapar. Perisca/o/pe, parkı bilmek için üretilmiş yeni bir arayüz, bir protezdir.
Derya Uzal – Egemen Nardereli, “Perisca/o/pe”
SO? MİMARLIK VE FİKRİYAT
Proje adı: Havai* Bahçe
Proje Alanı: Ortaköy Meydanı
Proje ekibi: Sevince Bayrak, Oral Göktaş, Sevinç Yüksel, Emre Üngör, Ana Latorre Martinez, Hazal Seval, Julia Tarsten, Arda Bakıryol, Büşra Ekici, Laura Villeret, Chiara Vaccaro
Tasarım Hakkında:
*hava ile ilgili, havada bulunan
Havai Bahçe, Ortaköy Meydanı’nda uçan bir bahçe. Meydandaki mevcut yükseltinin sınırladığı, içinde farklı bitkiler olan bu bahçe, festival boyunca hem gölge sağlıyor, hem de oturma alanı yaratıyor. Bahçenin zeminde olmaması, çok yoğun kullanılan bu meydandaki hareketin kesilmemesini sağlıyor. Makara sistemi ile hareket edebilen saksılardaki bitkilere, değişen seviyelerde daha yakından bakmak da mümkün. Havai bahçenin her bir saksısı, her dalı farklı olan bir ağaç gibi, gökyüzü ile Boğaz arasında asılı duruyor.
SO? Mimarlık Fikriyat, “Havai Bahçe”
Çiçek Festivali’ne dair daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.