PROJE RAPORU
Projeyi konumlandıracağımız şehri seçerken nüfus olarak yoğun ve gelişmekte olmasını fakat, sosyal ve kültürel alanların yetersizliğini göz önünde bulundurduk. Kriterlerimizi baz alarak ve bulunduğumuz konumun (Kıbrıs) iklimsel ve kültürel bağlamda yakınlığından dolayı Mersin ilini uygun gördük. Arazimizi seçerken konseptimiz dolayısıyla deniz kenarında yerleşim önceliğimizdi. Kıyı boyunca deniz kullanımı minimum seviyede olan Mersin’de insanlarla doğa, güneş, denizi entegre edip deniz kullanımı, halihazır da bulunan meydan sinema, kafe ve yeşil alan potansiyelini de kullanarak maksimum seviyeye çıkarmak amacı ile tasarım için uygun gördüğümüz araziyi seçtik. Doğusunda Özgecan Aslan Meydanı, batısında yeşil alan, kuzeyinde bulvar olan, güneyi denize açılan bir arazi üzerine projemizi tasarladık.
Amacımız, artan kara kullanımını göz önünde bulundurarak insanlara farklı ve doğal bir yaşam alanı sunarak denizi kullanmaktı. Konseptimizde denizi seçerken bizim için alışılagelmişin dışında (güneş, rüzgâr, vb.) yosun ve deniz suyunu kullanma fikri etkili oldu. Doğuda Özgecan Aslan meydanına açılan cephede kadın atölyeleriyle toplumda kadının önemine dikkat çekmeye çalıştık. Batı cephesinden gelen, kentin sahil şeridi boyunca uzanan aksı projemizin içine alıp devam eden aks algısını kırmadan projemize dahil ettik, ayrıca projeyi yeşil alana açarak daha fonksiyonel bir yeşil alan kullanımını hedefledik. Kuzey aksı bizim projemizin karşılama alanını temsil etmektedir, ayrıca yeşilin içinden geçerek insanları sürprizlerle sürdürülebilir bir dünyaya açtığımız kapı olarak ele aldık. Güney cephesinde yeni bir enerji elde etme yaklaşımı (yosun kullanımı) ile sürdürülebilirlik ve yapının birbiri ile arasındaki etkileşimi vurgulamaya çalıştık.
Sürdürülebilirlik konusu dahilinde tasarladığımız projemizde ele aldığımız konular yosun üretimi, yosundan enerji üretimi, deniz suyunun arıtılarak kullanımı, güneş panelinin su ısıtımı ve fotovoltaik paneller ile güneşten elektrik enerjisi elde edilmesidir. Yosunu kullanma fikrimiz yosundan enerji üreterek binanın kütleleri bu enerjiyi kullanarak kendi içinde bir geri dönüşüm yapmasıydı. Yosunu enerjiye çevirerek kullanılan binalar mevcut. Biz yosunu enerji olarak kullanmanın yanında yosun üretmeyi amaçlıyoruz (yosundan enerji üretme fikri zaten inşa edilmiş binalara entegre edilmek istenirse, bu konsept ayrıca uygulanabilir). Tasarladığımız yapıda yosunları cam tüpler içinde konumlandırıp belli bir düzen örgüsünde cephe sistemiyle içeriye güneş alımını kontrollü hale getirdik. Cam tüpler içindeki yosunun görünümü ile Zemin kütle yeşil bütünlüğünün oluşturduk.
Çatıyı yeşil ve hareketli tasarlamamızın amaçlarından birisi denizden gelen dalga hissini kırmadan kabuk sistemi ile zeminin yeşilini bütünleştirmek. Ve yeşil çatının amaçlarından bir diğeri ise teras kısmında yeşil oturma alanları oluşturup çatıyla ferah bir uyum sağlamak. Bir diğer yaklaşımımız, deniz suyunu arıtıp binanın su ihtiyacını karşılamak ve güneş paneliyle bu suyu ısıtıp yapının sıcak su ihtiyacını karşılamak. Denizin derinlerinden aldığımız suyu deniz suyu ile ortam sıcaklık farkından yararlanarak avlularda kullanıp ortamların ferahlamasını amaçladık. Çatıda kullandığımız fotovoltaik paneller ile elektrik enerjisi elde ederek yosundan elde ettiğimiz enerji ile yapının elektrik ihtiyacını karşılamayı amaçladık. Ayrıca fotovoltaik paneller ile garajlar oluşturup elektrik enerjisi ile çalışan araçlara enerji sağladık. Yapının bir cephesinde atık su şişelerini kullanarak hem sürdürülebilirlik kapsamında farkındalık oluşturmak hem de 50 atık şişe getiren elektrikli araç kullanan birey aracını ücretsiz olarak bu garajlarda şarj edebilir. Hedefimiz insan ile yapıyı bütünleştirip interaktif bir yaşam alanı oluşturmaktır.
Özetle, sürdürülebilirlik kapsamında tasarladığımız yapı ile hem kendi kendine yeten sistem olup hem de çevreye duyarlı, sosyal yaklaşımlar ile insanları bilinçlendirmek amacı güderek alışılagelmişin dışında bir konsept ve fikir ile gelecek nesillere izimizi bırakmayı ve bu düşünceyi de mimarlığın temel ilkelerini yerine getirerek toplumun sürdürülebilirlik konusundaki algı taşlarını yerine oturtmayı amaçladık.