Konferans amacıyla en son 12 yıl önce İstanbul'a gelen Zaha Hadid, 3 Şubat 2005 Perşembe günü Garanti Galeri'nin katkısıyla İstanbul'lu mimarlara etkileyici bir konferans verdi.
Hadid, yapılarının fotoğrafları, farklı çizim teknikleri, modellemeleri ve animasyonlarıyla mimari perspektifini ve son projelerini tasarımcılara ve tasarıma ilgi duyanlara aktardı.
30 Kasım 2004 – 05 Şubat 2005 tarihleri arasında Garanti Galeri’de (GG) açılan “Son Projeler” adlı sergi nedeniyle düzenlenen konferansta Zaha Hadid, dünyanın farklı uçlarındaki birçok ülkede tasarladığı projelerini ve tasarım süreçlerini anlattı.
Geçtiğimiz yıl Pritzker Ödülü’nü Hadid’in alması, ödülü ilk defa bir kadın mimarın alması açısından tüm mimarlık camiasında büyük yankı yaratmıştı. Hadid, konferansta ödülü alışının süreçlerini anlatırcasına 15 yıl önce tasarladığı projelerden günümüze kadar inşası devam eden, hatta birçoğu yeni kazanılmış yarışma projesini hızlı bir tarih sürecinde yorumladı.
Özellikle son yıllarda Almanya’da çalışmalar yapan Hadid’in konferansta aktardığı projeleri Rusya, İngiltere, Japonya, İtalya, Amerika ve Çin’de tasarladığı yapılardı. Zaha Hadid, verdiği konferansta, projelerini sadece yapısal ve mekansal olarak ele almadığını, kentle kurduğu ilişki açısından da ele aldığını belirtti. Kentsel ölçekte yapının konumu ve kamusal mekanla kurduğu ilişkiyi, kentin binaların içine doğru emilmesine benzetti. Kamusal alana verdiği önem kadar manzaraya ve yapı-manzara ilişkisine de önem veren Hadid, daha çok müze projelerine yer verdi. Müzeler dışında tasarım yaklaşımlarını ve modellemelerini sunduğu projeler arasında, çağdaş sanat merkezleri, opera binaları, stadyum projeleri, iş merkezleri, itfaiye binaları, alışveriş merkezi, tren istasyonu, konut ve köprü bulunuyordu.
Hadid’in çizimler üzerinden tasarım yaklaşımlarını anlattığı ilgi çeken bir proje de İstanbul’dan esinlendiği opera binasıydı. Kolyeye benzettiği projede opera bölümünü içinden çıkardığı, farklı mekanlardan oluşan bir yapıdan bahsetti. İçinden geçildikçe farklı mekanların ortaya çıktığı proje için Hadid, yapıda kamusal alandaki seslerin duyulduğunu vurguladı.
Konferansın son projesi, Hadid’in kazandığı yeni sonuçlanan yarışmalardan biri olan 2012 Olimpiyatları kapsamında gerçekleştirilecek projelerdi. Uzun zamandır Londra’yla ilgilendiğini söyleyen Zaha Hadid, Olimpiyat Parkı için tasarladığı yapıları ve giriş bölümünün tasarımlarını sundu. Düşürülmüş kalemlere benzettiği proje için, açılan çukurlara binaların yapılabildiğini, kulelerin organizasyonu nedeniyle şeffaflaşma olduğunu ve görüntünün hiçbir yerde kesilmediğini belirtti. Son kazandığı yarışma projesi olan Olimpik Havuz’da Hadid, giriş tasarımı için birbirine paralel 2 yay oluşturduğunu, parlak ve cilalı bir malzeme kullandığını belirtti. Bazı binaların geçici olduğu projede dış kabuğun çelikten, iç mekanların ise tamamen ahşaptan oluştuğunu ekledi.
Yaklaşık 30’a yakın projesini anlatan Zaha Hadid, konferans sonunda soruları yanıtladı. Esin kaynağının ne olduğu sorusuna; “Esin kaynağı diye bir şey yok. Gökten hiçbir şey hazır inmiyor. Tek esin kaynağı benden gelmiyor. Büromda çok kişi çalışıyor, herkes masama bir şeyler bırakıyor, dolayısıyla yaptığımız bir ekip çalışması.” diyerek çok çalıştığını ve bu ağır çalışmasının ürünlerini aldığını belirtti.