Murat Germen’in, 10 Eylül 2020-10 Ekim 2020 tarihleri arasında Feyezan/Overflow adlı sergisi Ferda Art Platform’da izlenebilecek. Küratörlüğünü Necmi Sönmez’in üstlendiği Feyezan, Germen’in günümüz insanının gerçeklik algısını yorumladığı işleri bir arada sunuyor.
Sanatçının, ilk defa üç farklı medyumda işlerini bir arada sunacağı sergide “Başka Tas Başka Hamam”, “Düşünce Heykelleri” ve “Beraberlik Manzaraları” adlı serilere ve bir video işine yer veriliyor. İçinden geçtiğimiz pandemi süresince deneyimlediğimiz ‘şimdiki zamanın’ bireyler üzerindeki çelişkili etkilerini sorgulayan bu seriler hem farklı bir görselliğin kapılarını aralıyor, hem de günümüzün politik manzaraları karşısında sanatçının sözünü sakınmadan geliştirdiği reflekslerini içeriyor. İzleyicileri alışılagelmiş bir fotoğraf sergisinden farklı olarak Kerem Piker tarafından, fotoğrafı bir mekânın kurucu öğesi yapma sorgusuyla hazırlanmış bir sergi tasarımı karşılıyor. Küratörlüğünü Necmi Sönmez’in üstlendiği Feyezan, Germen’in günümüz insanının gerçeklik algısını yorumladığı işleri bir arada sunuyor.
Serginin girişinde izleyicileri karşılayan 1170 adet fotoğraftan oluşan “Beraberlik Manzaraları” serisi, sosyal ve fiziksel mesafelerle yaşadığımız bu zamandan uzaklaşarak yüzlerce kişinin dil, din, ırk, cinsiyet, kimlik ve yönelim fark etmeksizin bir arada olabildiği bir ideali sunuyor. Bu serinin etrafını çevreleyen “Başka Tas Başka Hamam” serisi iş dünyasına bir eleştiri olarak sunuluyor. Salgın boyunca görsellerine alıştığımız virüs biçimini dönüştüren “Dünya dönüyor sen ne dersen de!” adlı 2 dakikalık tek kanal video ise salgına neden olan gözle görülemeyen varoluş biçiminin temsili üzerinden kürenin merkezine inmeyi amaçlıyor. Son olarak sanatçının ilk heykel işleri olan “Düşünce Heykelleri” sanatçının deyimiyle ‘’ küresel ölçekte egemen şebeke örgüsü ve bu örgünün bireyselleşme üzerinden direttiği sosyal mesafe’’ algısını temsil ediyor.
Murat Germen’in Feyezan/Overflow adlı sergisi “eski ve yeni normal” arasında sıkışmış olan günlük hayatın ne kadar sürdürülebilir olduğunu sorguluyor. Sergi bu anlamda kaçınılmaz sosyal sıkıntıların görsel imgelerle gündeme getirilerek tartışılmaya çalışıldığı “açık uçlu” bir karaktere sahip. Sanatçının üç farklı medyumla ortak bir eleştiriyi izleyiciye sunduğu sergi, pandemi dönemi yaşam gerçeklerinin de hafızası olarak bir araya geliyor.