Çarşamba Seminerleri'nde bu hafta Demet Şahende Dinler #doktora teması kapsamında "Hurda Depolarından Küresel Borsaya" başlıklı sunumunu 13 Mayıs saat 11:00'de MSGSÜ Fındıklı Kampüsü/Video Konferans Salonu'nda yapacak.
“Hurda Depolarından Küresel Borsaya: Saha İşçiliği Üstüne Düşünceler” başlıklı sunuşunun tanıtım metninden:
“Kentin çeperlerinde yapılan eleştirel ve angaje etnografi çabasının, araştırmacı ve örgütleyici kimlikleri arasındaki sınırların bulanıklaştığı bir sahaya çıkmanın iki önemli anı var: Birincisi pek bakılmamış mekanların, sokakların, insanların büyüsüne kapıldığımız, zihnimizde kabul görmüş varsayımların hala tam yerinden oynamadığı, her bir olgudan büyük anlamlar çıkartıp hiç keşfedilmemiş olana yakınlaştığımızı sandığımız an. Olguları abartır, sözcüklere büyük anlamlar atfeder, kolay genellemeler yapar, bir fethetme edasıyla elimizdeki kuramlara nesneyi boyunduruğu altına alma emrini veririz. İkincisi, karmaşık olduğunu düşündüğümüz meselelerin daha yalın, basit sandığımız olguların daha katmanlı olduğunu farkettiğimiz, kibirle ele geçirdiğimizi sandığımız nesneyi bu sefer tarihselliği ve maddi özgüllüğüyle bir kez daha tanıdığımız, topladığımız bulgulara serinkanlı ve olgun bir şekilde, evirip çevirerek, farklı açılardan, başka bulgular eşliğinde yeniden baktığımız, sorularımızı yeniden formüle ettiğimiz, kuramı nesneye hükmetmek yerine onu belirgin kılmak için yardıma çağırmayı, hatta nesnenin de gerektiğinde dönüp kuramla konuşabildiğini öğrendiğimiz an. Hakikati daha fazla kuşatacak bilgiyi üretmek için onun çelişkili, sert ve karmaşık doğası tarafından sınanıp terbiye edilmemiz gerektiğini anlarız.
Bu seminerde Ankara’daki sokaklardan, mahallelerden başlayıp, hurda depolarında, geridönüşüm fabrikalarında devam eden ve yerel hurda metal fiyatlarını doğrudan etkileyen Londra Metal Borsası’nda son bulan bir geridönüşüm piyasası etnografisi eşliğinde sözettiğim bu iki anın öğrettiklerine bakmaya çalışıyorum. Etnografik hikayeler, verimli yanlışlar ve yöntemsel bulmacalar aracılığıyla saha işçiliği yapmanın anlamı üstüne düşünüyorum. İşçiler, kolektif eylem ve sermayeyle ilgili bildiklerimin sarsıldığı, angaje olmakla mesafe almak, hakikati anlama arzusuyla değiştirme çabası arasındaki gerilimleri deneyimlediğim, hem kendi içimdeki hem de sahadaki çatışmalı ve çoğul seslere araştırma ve örgütlenme pratiğinde yer açmayı öğrendiğim bir serüven bu.”