İstanbul Araştırmaları 2 – “İstanbul’u Tarih Öncesi Çağlardan Osmanlı Dönemi’ne Arkeolojik Kazılarla Tanımak”

Etkinlik, 23 Şubat 2013 saat 16:00'da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Karaköy Binası'nda yapılıyor.

Sunuş: Zeynep Kızıltan (İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü)
İstanbul’da son yıllarda gerçekleştirilmekte olan çok sayıda büyük ölçekli bayındırlık projesi kapsamında arkeolojik kazı çalışmaları da yapılmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri inşaat uygulamalarından önce araştırma yapmakta ve arkeolojik bulguların saptanması durumunda kazı çalışmalarını başlatmaktadır. Özellikle Marmaray ve metro projeleri çerçevesinde Yenikapı, Cağaloğlu, Sirkeci ve Üsküdar’da yapılan kapsamlı kazı çalışmaları, ortaya çıkan buluntuların İstanbul tarihine yaptığı yeni ve önemli katkılar nedeniyle basında ve kamuoyunda büyük ses getirmiştir. Arkeoloji Müzeleri yalnız sözü geçen alanlarda değil, Küçük Çekmece’den Pendik’e İstanbul ilinin çok farklı kesimlerinde benzer nitelikte kazı çalışmalarını yürütmektedir. Bütün bu kazılarda ortaya çıkan arkeolojik kalıntılar, eserler ve bilgi birikimi birlikte değerlendirildiğinde, İstanbul coğrafyasında tarihöncesi çağlardan Osmanlı dönemine her zaman için çeşitli yerlerde çeşitli toplulukların yaşadığı ve bunların günümüze ulaşan izler bıraktığı anlaşılmaktadır.

Bu seminerde özellikle son on yılda İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından il genelinde yürütülmekte olduğu kazı çalışmaları kısaca tanıtılacak, böylece tarihöncesinden günümüze yerleşmek ve yaşamak için tercih edilmiş olan bu özel coğrafi alanın, İstanbul’un, kültür tarihi bağlamında taşıdığı özel önem ortaya konmaya çalışılacaktır.

İstanbul Araştırmaları 2: İstanbul’un Tarihsel Kimliğinde Sürekliliğin İzleri Üzerine Kültür ve Mimarlık Araştırmaları
Ekim ayında başlattığımız “İstanbul Araştırmaları” seminer dizisi ile tarihsel kimliğinin korunması için çaba gösterdiğimiz kentimiz İstanbul’u daha iyi kavramayı amaçladık. İstanbul üzerine araştırma yapan, kenti derin tarihsel perspektifte farklı açılardan inceleyen uzmanların katılımıyla kurguladığımız seminerlerle, bu zengin bilgi birikimini ve İstanbul’u anlamaya yönelik düşünsel çabayı mimarlık ortamıyla paylaşmayı hedefledik.

İstanbul’un yaşamakta olduğu bütün yıpratıcı ve yıkıcı uygulamalara karşın halen direnen renkli ve zengin kimliğinin altında yatan tarihsel birikimin bir bilgi dağarcığı olarak belleklerde yer tutması, kuşkusuz kente yönelik sağlıklı koruma politikaları geliştirmede ufuk açıcı olacaktır. Bu bakış açısıyla hazırlanan seminer dizisinin sonbahar döneminde gerçekleşen birinci bölümünde İstanbul’un tarihsel süreçte yaşadığı değişimler üzerine kültür ve mimarlık araştırmalarını derledik. Bu çerçevede Prof.Dr. Mehmet Özdoğan “Tarihöncesi Dönemin Değişen Doğal ve Kültürel Çevre Ortamında İstanbul”, Prof.Dr. Turgut Saner “İstanbul’un Günümüze Ulaşamayan Anıtsal Yapıları” ve Doç.Dr. Deniz Mazlum “İstanbul’un Tarihindeki Yıkıcı Olaylar” başlıklı seminerleri sundular.

İstanbul’un hiç tartışmasız büyük bir özenle korunması gereken tarihsel kimliğinde, değişim ve dönüşümlere karşın süreklilik gösteren kentsel ve mimari yapılanmalar da önemi bir yer tutar. Bizans döneminin Mese’sinden Osmanlı’nın Divan yoluna dönüşen, her zaman için kentin ulaşım omurgasını oluşturan ana yol aksı ya da bugün Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi olarak anılan ve Bizans’tan bu yana ticaret işlevini sürdüren kentsel alan bize kentin derin kültürel kimliğini tanımlar. Son yıllarda Yenikapı, Sirkeci, Cağaloğlu gibi Tarihi Yarımada’nın çeşitli kısımlarında ve Küçük Çekmece, Üsküdar, Maltepe, Pendik gibi çok farklı yerlerde yapılan kazı çalışmalarıyla da, İstanbul coğrafyasında her yerde farklı dönemlerde farklı toplulukların yaşadığı ve bunların günümüze ulaşan izler bıraktığı anlaşılmaktadır. Seminer dizimizin bahar döneminde gerçekleşecek olan ikinci bölümünde bu bağlamda İstanbul’un mimari kimliğini tanımlayan sunumlara yer verilecektir.

Etiketler

Bir yanıt yazın