3-13 Şubat tarihlerinde İzmir Mimarlık Merkezi'nde düzenlenecek karma sergide iki mimar ve bir şehir plancısı üç sanatçının 11 eseri, toplamda 33 eser yer alacak.
Rafet Utku, Işın Can ve İrem İnce’nin çalışmalarından oluşan karma sergi 3 Şubat’ta saat 18:00’da İzmir Mimarlık Merkezi 2. Kat’ta bir kokteyl ile açılacak.
Doç.Dr. Emel Kayın’ın kaleminden serginin tanıtım metni şöyle:
Üç göz bir kente baktığında üç farklı şey görmez; otuz üç farklı şey görür. Otuz üç farklı görme hali, çizgisel ve karalanmış olana, dokusal ve renklendirilmiş olana, yüzeysel ve çarpıtılmış olana dönüştüğünde ise ortaya çıkan çerçevelere bakanların da içine katıldığı yeni bir “görmeler dizisi” başlar. Kent/3 ile başlayan Kent/3 ile süremez. Kent/33 ile, Kent/333 ile Kent/3333 ve mimarlık kaygısının çoğalttığı sonsuz bir arayış ile sürer.
Çizgisel ve karalanmış olan, kente ait olanı Kent/3, Kent/33, Kent/ 333, Kent/3333 ve giderek sonsuzlaşan bir görmeler dizisinin içine cesaretle atan bir tahayyüldür. Kentin karmaşasının içinden koparılıp beyaz bir boşluğa taşınan ev, ağaç, bahçe duvarı, saçak, çıkma, kule, köprü, kendisini çizgisel ve karalanmış olan aracılığıyla yaratılan siyah bir kaosun orta yerinde bulur. Ev orada artık eski ev, ağaç orada artık eski ağaç, bahçe duvarı orada artık eski bahçe duvarı, saçak orada artık eski saçak, çıkma orada artık eski çıkma, kule orada artık eski kule, köprü orada artık eski köprü olarak kalamayacaktır. Çizgi, görünür kılmaya çalıştığını karalanmış bir mekânın içinde yeniden ve yeniden savurur.
Dokusal ve renklendirilmiş olan, çizgisel ve karalanmış olanın yarattığı kaostan kaçmak ister. Birbirinin ardına eklenen dokular ve renkler, kente ait olanı Kent/3, Kent/33, Kent/333, Kent/ 3333 ve giderek sonsuzlaşan bir görmeler dizisinin içinde çoğaltsa da bu dinginlik peşindeki bir çabadır. Görüntüler netleştirilmelidir; ayrıntılar gözden kaçırılmamalıdır; kurumuş dal, kenara bırakılmış bisiklet, yarı kapalı perde, yansıması suya vuran kayık, dokusal ve renklendirilmiş olan aracılığıyla yaratılan dingin dünyanın doğal bir parçası olmalıdır. Beyaz bir boşluğun ortasında, birbirine yaslanan kırmızı çatılı evler, yemyeşil ormanları bekleyen deniz fenerleri, tanıdık taş sokaklar, huzurlu kıyılarla kurgulanan bu ideal, sanki hiç olmamış bir mekânın hiç olmamış hikâyesini anlatır.
Yüzeysel ve çarpıtılmış olan dokusal ve renklendirilmiş olanın yarattığı dinginliğe izin vermez. Gözün gördüğü doğru değildir ve hiçbir zaman da doğru olmayacaktır. Eğilen, bükülen, yuvarlanan çizgiler, dönüşen renkler, kente ait olanı Kent/3, Kent/33, Kent/333, Kent/3333 ve giderek sonsuzlaşan bir görmeler dizisinin içinde yoğurur. Sonuç tam bir huzursuzluktur. Yer sanki yarılacaktır. Evler sanki yürüyüp bilinmeyen bir yöne gidecektir. Dağlar sanki kondukları yerlerinden kalkıp bulutların arasına yükselecektir. Ne ki görmeler arttıkça binaların altından kayıp giden zeminler, eğrilen duvarlar, dans eden çatılar, baş aşağı dönen kuleler, yönünü şaşırmış vadiler, tekinsiz sokaklarla anlamını yitirmiş gibi görünen mekân sarsılacak, ama inanılmayacak kadar kısa bir zamanda artık eskisi gibi olamayacak anlamına yeniden kavuşacaktır.
Mimar, akademisyen, çizer. Seydişehir doğumlu olan Rafet UTKU, ortaöğrenimini Antalya Yusuf Ziya Öner Fen Lisesi’nde, yükseköğrenimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde tamamladı. Nevzat Sayın ile 1 yıl çalıştıktan sonra, halen Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmakta; MSGSÜ Mimarlık Fakültesi’nde başlamış olduğu yüksek lisans eğitimine, DEÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Bina Bilgisi Anabilim Dalı’nda devam etmektedir. 1 tanesi Eskiz yarışması olmak üzere mimari fikir yarışmalarından 6 ödülü; akrilik, toz pastel ve mürekkep ile yapmış olduğu 100 adet imgesel yüz resminden oluşan “İlk Yüz” isimli 1 kişisel sergisi ve yürütücülüğünü yaptığı çeşitli atölyeler bulunmakta.
Işın Can Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra, İstanbul ve İzmir’de birçok mimarlık ofisinde mimar olarak çalıştı. 2007 yılında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde Kentsel Tasarım Yüksek Lisans Programını tamamladı. Doktora eğitimini İngiltere’de, Nottingham Üniversitesi’nde, Mimarlık ve Yapılı Çevre Bölümü’nde bitirdi. Halen İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır. Resme olan ilgisi çocuk yaşlarda babası İsmail Gündüz Can ve amcası Aydın Can sayesinde gelişti. Hürriyet çocuk kulübü resim kursuna üye oldu ve yarışmalara katıldı. Üniversite yıllarına geldiğinde ise suluboyaya karşı olan özel ilgisi arttı ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Bülent Çetinor’dan suluboya dersleri aldı. İlk karma sergisini babası ile birlikte 2002 yılında Gümüldür’de açmıştır.
2010 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden mezun olan İrem İNCE, Yüksek lisans derecesini 2014 yılında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Şehir Tasarımı programından almıştır. Lisansüstü çalışmaları sırasında, Viyana Teknik Üniversitesine gitmiş ve Uluslararası Mekansal Similasyon ve Modelleme Merkezinde çalışmasına devam etmiştir. Kentsel tasarım proje yarışmalarından 2 ödülü, fotoğrafçılık yarışmalarından 1 ödülü bulunmaktadır. Resim,müzik ve fotoğrafçılık gibi çeşitli alanlara ilgisi olan İrem İNCE’nin Kent/3 ilk resim sergisidir. Şu anda İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmakta; İYTE Şehir ve Bölge Planlama Programında Doktora çalışmasına devam etmektedir.
Mimar, restorasyon uzmanı, yazar, şair. Otel kurumunun modern bir öğe olarak ortaya çıkışını incelediği “İzmir Oteller Tarihi” adlı bir araştırma kitabı, zamanı, kenti, evi, insanı birer mekân olarak yorumladığı kısa, deneysel, imgesel öykülerden oluşan “Mekân Hikâyeleri” adlı bir öykü kitabı, İzmir kentinin eski plaj alanı İnciraltı’nın dönüşüm hikâyesini, yere ve insana dair “kıyı-iç” ikilemiyle ele alan “Kentin Kıyısında ve İçinde Olmak :İnciraltı” adlı bir anı-deneme kitabı var. Edebiyat ve araştırma alanındaki çok sayıda ortak kitapta yapıtları, TRT için on yıl boyunca yazdığı belgesel metinleri, çeşitli fotoğraf projeleri kapsamında üretilmiş sergilerde yapıtları, küratörlüğünü ve metin yazarlığını üstlendiği mimarlık sergileri, tarihi çevrede yeni yapı tasarımı alanında inşa edilmiş yapıt ve tarihi yapı restorasyonu alanında uygulanmış çalışmaları bulunuyor. Yirmi iki ciltlik İzmir Ansiklopedisi’nin koordinatörleri ve yazarları arasında. Bilimsel-sanatsal-toplumsal çalışmalarında, “alternatif-sürdürülebilir-adil olanın nasıl hayat bulabileceği” ve “yenilikçi-dönüştürücü; ama yalansız bir varlık kurma halinin nasıl gerçek kılınabileceği” meselelerine odaklanmış durumda.