5-20 Eylül tarihleri arasında kapılarını açacak Antalya Mimarlık Bienali'ne doğru yapılacak tartışma toplantılarından ikincisi 16 Ocak'ta Adana'da düzenleniyor. "Kentlerin Geleceği" isimli toplantı saat 17:00'da Seyhan Otel Çukurova Salonu'nda.
İçinde olduğumuz ve giderek ivmelenen teknolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşümler, bu dönüşümlere bağlı olarak değişen öncelikler yaşamın pek çok alanını olduğu gibi mimarlığı da doğrudan ve çok boyutlu olarak etkiliyor. Özellikle Türkiye gibi kentleşme sürecini tamamlamamış, kentsel yapı stoğu içinde ciddi bir yenileme talebi ve baskısı olan ülkelerde bu dönüşüm daha belirgin biçimde hissediliyor, mimarlığın üretim ve tüketim biçimlerinde gözlenen değişikliklerin yanı sıra disipliner sınırlar da yeni ve farklı anlamlar kazanıyor. Bu sınır ve anlam değişikliklerini bunların gerekçesini oluşturan bağlam içinde anlamak mimarlığın ve onun temsili ortamı olan yapılar, kentler için yaşamsal bir önem taşıyor.
Bu tartışmanın önceliği içinde Mimarlar Odası Antalya Şubesi, iki dönemdir sürdürmekte olduğu Uluslararası Bienal etkinliği çerçevesinde, 2015 yılının temasını “Mimarlıkta Geleceği Düşünmek” olarak belirlemiştir. Bu çerçeve dönüşümlerin merkezindeki bağlamsal sorunlardan mimarlık disiplininin önceliklerine, yapılı çevrenin fiziksel durumunun değerlendirilmesinden kültürel ortam içinde oluşan önceliklere çok sayıda alt başlık ve tartışmayı bir arada içeren, akademisyenlerden sanatçılara, politikacılardan mimarlara farklı paydaş guruplarını ilgilendiren bir zemini temsil etmektedir. Bu paydaşların her birinin kendi alanlarının öncelikleri içinde geleceğe yönelik sorun ve çözüm önceliklerini paylaşmaları, tartışmaların ve etkinliklerin sonunda bir yol haritasından çok tartışma önceliklerinin belirlenmesi beklenmektedir. Bu anlamda “geleceği düşünmek” teması bieanal etkinliği ile sınırlı olmayan, sürdürülebilir bir tema olarak ele alınacaktır.
Türkiye hızlı ve planlamanın yetişemediği bir kentleşme sürecinin sonrasında çok boyutlu ve karmaşık sorunlar barındıran kentsel bir yapı ile karşı karşıya kaldı. Başta altyapı, yeşil alan yoğunluğu, niteliksiz ve sağlıksız yapılaşma olmak üzere çok sayıda başlık altında ele alınabilecek bu sorunlar radikal ölçekte bir yenilemeyi ve dönüşümü zorunlu kılıyor. Özellikle bugün ele alınış biçimi içinde kentsel dönüşüm herşeyden çok yapıların sağlıklılaştırılmasını eksen kabul eden, bu doğrultuda rant artışını işlevselleştirmeye çalışan ve diğer kentsel sorunları ikincil gören bir anlayış içinde ele alınıyor. Bu tutum bir yandan mevcut sorunların artarak sürmesi anlamına gelirken öte yandan kentlerin geleceğine yönelik bazı fırsatların kaçşırılmasına neden oluyor. Bu sorun öncelikleri içinde özellikle gelişmiş ülkelerdeki “kentlerin geleceği” beklentileri ile Türkiye arasında radikal farklılıklar oluşuyor. Türkiye’de “kentlerin geleceği” konusu sadece “gelecek” temasından hareket ederek yeni bir dünyanın kentsel yapısına yönelik sorgulamayı değil, geçmişin biriktirdiği sorunlarla başetme tartışmalarını da içeriyor.
“Mimarlığın ve Kentlerin Geleceğini Tartışıyoruz” hazırlık toplantılarının ikincisi “Kentlerin Geleceği”, Celal Abdi Güzer moderatörlüğünde yapılacak.