Mekana özgü işleriyle tanınan sanatçı Ayşe Erkmen'in heykel, yerleştirme ve düzenleme fikirlerini sorguladığı sergisi "Kıpraşım Ripple", 4 Nisan-14 Mayıs tarihlerinde Dirimart'ta izlenebilir.
Sergi metni:
Dirimart Dolapdere, Ayşe Erkmen’in Kıpraşım Ripple sergisine ev sahipliği yapacağını bildirmekten mutluluk duyar. Galerinin duvarlarına mimari müdahalede bulunarak, mekanı yeniden düzenleyen sanatçı, birçok çalışmasında olduğu gibi, heykel, yerleştirme ve düzenleme fikirlerini sorguluyor.
Uzun kariyeri boyunca özellikle mekana özgü işleri hafızalara kazınan Ayşe Erkmen, içinde bulunduğu sosyal ve fiziksel çevreden yola çıkar ve var olan yapıyı kendi üslubuyla yeniden konumlandırarak; seyircisini mekan üzerinde düşünmeye iter. Mekanı deneyimlenebilir kılan çalışmaları, belirli bir biçimsel dil oluşturma kaygısından uzaktır. İzleyiciyi müze salonu, galeri vitrini, sergi mekânları, park, nehir, meydan gibi farklı ortamların fiziksel, görsel, sosyal ve psikolojik boyutlarıyla derin bir diyaloğa davet eder. Ayşe Erkmen’in işleri güncelliğini mevcut olanı farklı biçimlerde işaret etmesinden alır. Geçici müdahalelerle mekânı olduğu gibi ele alarak ‘heykelleştiren’ önermeler sunarken sergi alanına olabildiğince az ‘yabancı’ unsur ekler. Gündelik yaşamda karşılaştığımız bu mekânlarda nesnelerin ve ilişkilerin yerlerini değiştirerek ya da zaman zaman onları ortadan kaldırarak, bozarak sıklıkla sanat ve yaşamı iç içe geçirmesi, alışılmamış alanlar oluşturur. Bu alanlarda gerçekliği açımlayan sosyalleşme modellerini görünür kılar; tamamlanmalarıysa ancak izleyicilerin mevcudiyeti ile mümkündür.
Kıpraşım Ripple sergisi kapsamında Erkmen, mimari veriyi analiz ederek Dirimart Dolapdere’ye ham mekân bir sanat galerisine dönüştürülürken tasarım gereği eklenen duvarları harekete geçiriyor. Galerinin her sergi için geçirdiği sürekli dönüşüme atıfla, üzerinde geçmiş sergilerden izler de barındıran bu duvarlardan kopardığı parçaları uçucu kılarak mekan içine savuruyor. Böylece yeniden inşa edilen galeri, bir sergileme mekânı olmaktan çıkıp yapıta dönüşüyor. Bu müdahaleye sanatçının galerinin mimarı planını yeniden yorumladığı, onu dönüştürme niyetleri üzerine ipuçları veren metal heykeller eşlik ediyor. Galerinin yer aldığı ana caddenin Panagaltı’dan ulaşım aksında dile geldiği bir ses yerleştirmesi de fiziksel olarak mekâna yakınlaşma ve ondan uzaklaşma anlarını sergi alanının içine taşıyor.