5-20 Eylül tarihleri arasında kapılarını açacak Antalya Mimarlık Bienali'ne doğru yapılacak tartışma toplantılarından beşincisi 20 Mart'ta Konya'da düzenleniyor. "Konutun Geleceği" isimli toplantı saat 14:00'da Ticaret Odası Konferans Salonu'nda.
İçinde olduğumuz ve giderek ivmelenen teknolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel dönüşümler, bu dönüşümlere bağlı olarak değişen öncelikler yaşamın pek çok alanını olduğu gibi mimarlığı da doğrudan ve çok boyutlu olarak etkiliyor. Özellikle Türkiye gibi kentleşme sürecini tamamlamamış, kentsel yapı stoğu içinde ciddi bir yenileme talebi ve baskısı olan ülkelerde bu dönüşüm daha belirgin biçimde hissediliyor, mimarlığın üretim ve tüketim biçimlerinde gözlenen değişikliklerin yanı sıra disipliner sınırlar da yeni ve farklı anlamlar kazanıyor. Bu sınır ve anlam değişikliklerini bunların gerekçesini oluşturan bağlam içinde anlamak mimarlığın ve onun temsili ortamı olan yapılar, kentler için yaşamsal bir önem taşıyor.
Bu tartışmanın önceliği içinde Mimarlar Odası Antalya Şubesi, iki dönemdir sürdürmekte olduğu Uluslararası Bienal etkinliği çerçevesinde, 2015 yılının temasını “Mimarlıkta Geleceği Düşünmek” olarak belirlemiştir. Bu çerçeve dönüşümlerin merkezindeki bağlamsal sorunlardan mimarlık disiplininin önceliklerine, yapılı çevrenin fiziksel durumunun değerlendirilmesinden kültürel ortam içinde oluşan önceliklere çok sayıda alt başlık ve tartışmayı bir arada içeren, akademisyenlerden sanatçılara, politikacılardan mimarlara farklı paydaş guruplarını ilgilendiren bir zemini temsil etmektedir. Bu paydaşların her birinin kendi alanlarının öncelikleri içinde geleceğe yönelik sorun ve çözüm önceliklerini paylaşmaları, tartışmaların ve etkinliklerin sonunda bir yol haritasından çok tartışma önceliklerinin belirlenmesi beklenmektedir. Bu anlamda “geleceği düşünmek” teması bieanal etkinliği ile sınırlı olmayan, sürdürülebilir bir tema olarak ele alınacaktır.
Konut açığı ve konut çevrelerinin niteliği konusu Türkiye için mimarlık, kentleşme ve planlama tartışmalarının öncelikli sorunu olagelmiştir. Bugün içinde olduğumuz süreç içinde konut politikaları biryandan hızla bu açığı kapamaya yönelirken öte yandan bu etkinliği Türkiye ekonomisi için temel bir itici güç olarak görmektedir. Türkiye’de konut üretimi dünyanın başka coğrafyalarında görülmeyecek ölçekte bir sayısal çokluk içinde tek bir elden ve devlet eli ile yönlendirilmekte, TOKİ ana aktör olarak öne çıkmaktadır. Ancak bu konudaki devlet politikası herşeyden çok sayısal çokluk, hızlı üretim ve maliyet gibi konuları öne almakta, nitelikli yaşam çevresi, mimari ve çevresel kalite, yeni yerleşim alanlarının nitelikli ve bütüncül bir planın parçası olması gibi konular ikincil kalarak ihmal edilmektedir. Bugün elimizde bulduğumuz stok bir yandan konut sorununun çözümü gibi sunulurken öte yandan geleceğe yönelik pek sorunun kaynağını oluşturmaktadır.
Sayısal çokluğu nedeni ile kentlerin hakim yüzünü ve temel dokusunu belirleyen konut tek birim ölçeğinden mahalle ölçeğine pek çok ölçek ve gelir dağılımından, yaşam biçimlerine farklı başlık ve disiplinler içinde tartışılmaya açık bir konudur. Konutun geleceği kavramı hiç süphesiz bir yandan da insanların ve kentlerin geleceği kavramı ile süreklilik içerir. Bu nedenle konut konusundaki geleceğin mimarlık ekseninde ama farklı disipliner algılar içinde tartışılması özel bir önem taşımaktadır.
“Mimarlığın ve Kentlerin Geleceğini Tartışıyoruz” hazırlık toplantılarının beşincisi “Konutun Geleceği”, Celal Abdi Güzer moderatörlüğünde yapılacak.