Hanna Rutishauser'ın koseptini hazırladığı ve öyküleri editlediği, Engin Güneysu'nun da portrelerini çektiği "Kuzguncuk. Bir Mahalle Değişiyor" sergisi KUSAT Kuzguncuk Sanat Tiyatrosu'nda 18 Ekim'e kadar ziyaret edilebilir.
Sergi ekibinin “Kuzguncuk. Bir Mahalle Değişiyor” için kaleme aldığı yazı şu şekilde;
Son elli altmış yılda, Kuzguncuk’ta çok önemli değişiklikler yaşandı. Her geçen
on yılda sanki tekrarlanan bir yenilenme dalgası mahallenin üzerinden geçiyor.
Son üç dört yıldır ise, oldukça belirgin bir değişim, çok sayıda genç insanın
Kuzguncuk’a yerleşmeleri ile meydana geldi.
Kuşakların gidip gelmesi, bugünkü şehir içi göç, özellikle de kentsel dönüşümle
bağlantılı olan hareketlerle başlamadı elbette; hele de Kuzguncuk için bu iddia
oldukça geçerlidir. Bizans’ın mirasçıları olan Rumların oturduğu köy;
Osmanlı’nın ilk yarı yüzyılında İstanbul’a yerleşip daha sonra Kuzguncuk’u
mekân olarak seçen Musevi halkının mahallesi; daha Bizans döneminden
başlayarak Kafkasya sınırından İstanbul’a gelen bazı Ermenilerin de yeni
memleketidir burası.
Ancak bu eski mahalle sakinlerinin canlı izlerine rastlamak artık zor. Cumhuriyet
dönemi toplumu homojenleştirme çabaları sonunda ardı ardına Kuzguncuk’u
hatta İstanbul’u terk eden gayrimüslim nüfuslar tam olarak yok olmadıysa da,
artık birer avuç insan olarak hayatını sürdürüyor mahallemizde. Daha son bir yıl
içerisinde iki ayrı cemaatin çok sevilen birer mensubu mahalle halkının büyük
bir katılımıyla toprağa verildi, Yani Bey ve Viktorya Hanım.
Giden Musevi, Ermeni ve Rum ailelerinin yerini zamanla, 1950‘li yıllardan
başlayan ve Türkiye’nin demografik yapısını büyük ölçüde değistiren köyden
kente büyük göç hareketiyle gelen Anadolu insanı aldı. Kuzguncuk’a en çok
Kastamonu ve Rize’den gelen oldu. 1960’lı yıllardan başlayarak, boşalan evler,
sahipsiz kalan konutlar, terk edilen binaları teker teker satın alıp yerleştiler.
Semtin çehresi bu çalışkan, girişken ve hareketli, özellikle eski evlerin önemli bir
kısmını yenileyen ve yeni binalar inşa eden insanlarla derinden etkilendi,
değişti.
Daha sonra, yavaş da olsa Kuzguncuk bir tür moda akımına kapıldı ve şirin,
yeşilliği bol bir yer olarak bilinir hale geldi. 1980‘lerden sonra Türkiye ve
İstanbul hatta Avrupa’nın çeşitili yörelerinden gelen insanlarla köyün var olan
nüfusu tekrardan melezleşmeye başladı. Bugün hayatta olan Kuzguncuklular’ın
önemli bir kısmı doğma büyüme Kuzguncuklu değil. Çoğu gönüllü ve bilinçli bir
şekilde yerleştiler.
Ancak gelenlerin çoğunun maddi durumu daha iyi olup, bu yeni sakinler artan
kira ve taşınmaz fiyatlarını karşılamaya hazırdı. Bazıları satın aldıkları binları
restore edip değer kazandırdı. Bunun bir sonucu olarak mütevazi ve çocuklu
aileler semti terk etmeye başladılar ve Ümraniye gibi o zaman kiraları ve ev
fiyatları daha uygun olan mahallelere taşındı.
Yeni projemizde insanların semtimize gelişi, buradaki yaşam deneyimi,
mahalleye ait olma hevesleri ya da mahalleden sıkılıp gitme hatta gitmek
zorunda kalışlarını bu sergide bir araya getirmek istedik. On beş insanın
portresini hazırladık. Katılanlar, çeşitli yaş grubu ve meslekten, mahallede
ikâmet eden kadın ve erkek, eski ve yeni Kuzguncuklular. Semtte devam eden
değişimi nasıl yaşadıklarını, onaylayıp onaylamadıklarını, mahallenin bugünkü
halini o değişimin etkisi altında nasıl evrileceğini sorduk.
Bu şekilde elde ettiğimiz onbeş öyküyü, sekiz-dokuzar dakikalık kayıtlar olarak
mp3-player’lara yükledik ve sergide ziyaretçilere kulaklık ile dinletiyoruz.
Sergi, Kuzguncuk Sanat Tiyatrosu’nda yer alacak ve 2 – 18 Ekim arasında
Pazartesi günleri hariç hergün saat 14 ile 20 arasında açık kalacak.
Kuzguncuk, İcadiye Caddesi No:85
1 Yorum
Gitmeli, görmeli. Ne çok görecek şey var şu hayatta öte yandan 🙁