Cengiz Göncü'nün sunum yapacağı seminer, 10 Nisan Pazartesi günü saat 18:30'da İTÜ Taşkışla Doktora Seminer Salonu'nda gerçekleşecek.
19. yüzyılın ilk çeyreğinde, özellikle de Yeniçeri Ocağı’nın lağvedilmesinden sonra Osmanlı devlet teşkilatında reform çalışmaları başlatıldı. II. Mahmud’un (s. 1808-1839) liderliğinde başlatılan yenileş(tir)me çalışmaları çerçevesinde saray teşkilat ve teşrifatında da yapılandırmalara gidildi. Osmanlı Devleti’nin yükseliş ve ihtişam yüzyıllarında Topkapı Sarayı, Devletin en üst düzeyde temsil edildiği mekânken 1830’da, II. Mahmud’la beraber terkedilmiş ve bir daha daimi ikametgâh olarak kullanılmamıştır. Bu sarayın terkedilmesinden sonra ise Tarabya Köşkü ile 1832’de inşası tamamlanan eski Çırağan ve eski Beylerbeyi sarayları kullanılmış; yanısıra eski Beşiktaş Sarayı da kullanılmıştır.
Ancak zamanın gerekleri ve ortaya çıkan yeni siyasi ve diplomatik koşullara uygun yeni bir saray inşası fikri Sultan Abdülmecid (s. 1839-1861) ile gündeme gelmiştir. Belgelerde geçen adıyla Beşiktaş Sahilsaray-ı Hümâyûnu’nun önceleri tamir edilmesi sözkonusu olmuşken daha sonra eski sarayın tamamen yıkılarak yeni bir sarayın inşasına başlanmıştır. Yapımına 13 Haziran 1843 yılında başlanan (yeni) Beşiktaş Sahilsaray-ı Hümâyûnu görkemli mimarisinin yanında ve belki ondan daha çok dönemin koşullarına göre yeniden yapılandırılan saray teşkilat ve teşrifatına uyumlu olarak tasarlanmıştı. Yapımı 1856’da tamamlanan saray 1877 Nisan ayına kadar kullanılmış; II. Abdülhamid’in (s. 1876-1909) saltanat yıllarında yerini Yıldız Sarayı’na bırakmış, II. Meşrutiyet döneminde (1909-1918) yeniden saltanat makamına dönüştürülmüştür.
Yakın tarihimiz açısından böylesine önemli bir sahne olan Beşiktaş Sarayı, ya da bugünün ifadesi ile Dolmabahçe Sarayı’nın inşa süreci, mimar ya da kalfaları, yapı malzemesi, maliyeti, mekânları ve teşkilatına ilişkin belgesel çalışmaların eksikliği bu alandaki çalışmamızın hareket noktası olmuştur. Osmanlı Arşivi’nde 2003’ten bu yana araştırmaya açılan Hazine-i Hâssa Nezareti, Mâbeyn-i Hümâyûn, Darbhâne-i Âmire gibi tasnifler özelde Dolmabahçe Sarayı genelde ise 19. Yüzyıl Osmanlı sarayını her yönüyle ele almayı zorunlu kılmıştır.
Sunumda, 2007-2015 yılları arasında hazırlanan doktora tezimiz çerçevesinde Dolmabahçe Sarayı’nın inşa süreci ve mekânlarına ilişkin özgün bulgulara yer verilecek; değerlendirilen arşiv malzemesi hakkında da genel anlamda bilgi verilecektir.
Cengiz Göncü
1967 yılında İstanbul’da doğdu. 1984 yılında İstanbul Pertevniyal Lisesi, 1989 yılında M.Ü. İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 2000 yılında M.Ü. Arap Dili ve Belağati Anabilimdalı’nda ilk Yüksek Lisansını, 2006 yılında ise İ.Ü. Tarih Anabilim Dalı’nda “Beylerbeyi Sarayı” konulu ikinci Yüksek lisansını tamamladı. 2007 yılında aynı üniversitede başladığı doktora çalışmasını “Dolmabahçe Sarayı’nın İnşa Süreci, mekan ve Teşkilat” isimli teziyle 2015 yılında tamamladı.
İlahiyat Fakültesi öğrenim görürken 1986 yılında Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nda Arapça Rehber olarak çalışmaya başladı. 2004-2010 yılları arasında Milli Saraylar Arşivi’nin sorumlusu olarak görev yaptı. 2010 yılı Mayıs ayında Beylerbeyi Sarayı’nda Saray Müdür Yardımcısı olarak göreve başladı. 1 Haziran 2012 tarihinden itibaren Dolmabahçe Sarayı Müdürü olarak göreve başladı. 1 Temmuz 2016 tarihinden itibaren ise aynı kurumda Müzecilik ve Araştırma Şefi olarak görev yapmaktadır.