Sergi, 25 Mayıs – 26 Ağustos 2012 tarihleri arasında SALT Galata'da izlenebilir.
Araştırmacı / Mimar: Aslıhan Demirtaş
Aşı yapmak için iki bitki gerekir. Biri, kökü için kullanılır; buna “anaç” denilir. Çiçekleri, meyveleri ya da yaprakları için tercih edilen diğer bitkinin ise sadece dalları kullanılır; bu da “kalem” olarak adlandırılır. Aşı yapmanın çeşitli yöntemleri vardır. Ancak özetle aşılama, makbul olan ya da arzulanan genlerin bir anaç bitkiye eklenerek çoğaltılması işidir. Makbul özellikleri nedeniyle seçilen ve çoğaltarak sürekliliği sağlanan bitkilere “kültivar” denilir ve bunlar aşı kalemi olarak kullanılır. Başarılı bir aşılama için bitkilerin dokularının birbiriyle temas etmesi ve aşı bitimine dek her iki bitkinin de canlı kalması gerekir. Aşılama yoluyla meydana gelen birleşme yerleri, hiçbir zaman doğal olarak oluşan eklem yerleri kadar güçlü değildir; dolayısıyla, fiziksel anlamda zayıf noktalardır.
1930’lar Ankara’sında çıkan gazeteler, sık sık “yeni başkentin modern rekreasyon alanları” olarak kentin “deniz” ve “kıyı”larını kutlayan makale ve fotoğraflar yayımlıyordu. O dönemde tarıma elverişsiz, kurak bir bozkır olan kent, bu “kıyı” ve “deniz”lerle aşılanmıştı. Bu aşılar, Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme projesinin bir parçası olan modern hidrolik altyapı tesisleriydi: Atatürk Orman Çiftliği’nin sulama amaçlı rezervuarları (Karadeniz ve Marmara Denizi) ile içme suyu temini için yapılan ve “Ankara’nın Boğaziçisi” olarak bilinen Çubuk Barajı.
“Modern” coğrafyanın modern projeleri, aynı zamanda Anadolulu anaçlara aşılanan Osmanlı kalemleriyle çoğaltılmış kültivarlar, yani Ankara’nın kıraç topraklarına nakledilen İstanbul’un kıyı coğrafyasıydı. Geçmişle bağları kesilmiş bu modern peyzajlar, öte yandan, eski başkentin kentsel pratiklerinin yeni başkentte yeniden üretimini sağlamıştı. Ankara kültivarını çoğaltan 1930’ların münferit Nafıa Vekaleti, 1950’ler boyunca bölgesel kalkınma planlarını geliştirecek birden çok bakanlık ve devlet kurumundan oluşan karmaşık bir makine üretti. Ankara kültivarı tüm ülkeye aşılandı. Bunun sonucunda, Anadolu ve Doğu Trakya’daki nehir yataklarında devasa ölçekte çoğalan kültivarlar, yayılıcı ve yabani bir türe dönüştü.
Bugün Türkiye’de 700’ün üzerinde baraj gölü ve bir o kadar da aşı bulunmaktadır. Bu bağlamda hazırlanan “Modern Denemeler 5: Aşı”, Türkiye’de üretilmiş baraj gölleri ile onların atası olan Ankara kültivarlarını yeniden üreterek, aşının fiziksel gerçekliğini ortaya çıkarır.