Bilim ve Sanat Vakfı, Sanat Araştırmaları Merkezi'nin yeni başladığı "Ev ve Mimari" serisi kapsamında düzenlenen konuşma, 18 Kasım'da Sanat Araştırmaları Merkezi Zeyrek Salonu'nda yapılacak.
Ev ve Mimari Serisi Hakkında
Bilim ve Sanat Vakfı, Sanat Araştırmaları Merkezi, Ev ve Mimari isimli yeni bir program dizisine başlıyor. Celâleddin Çelik ve Halil İbrahim Düzenli moderatörlüğünde gerçekleştirilecek olan program dizisinde, her ay mimariye dair bir mesele ele alınacak.
Yakın geleceğin kültürel hassasiyeti mimarlık fikriyatı üzerine inşa edilebilir. Ev, şehir ve mimarlık meseleleri her gün çoğalan bir topluluğun başat gündemi. İyi mimarlığa, nitelikli çevreye, yaşadığımız ya da yaşamayı istediğimiz eve dair artma potansiyeli olan her talep, reaksiyoner de olsa bir fikrin alt yapısını bugünden inşa edebilir. Mimarlıkta Türkiye merkezli, özgün bir bakışla üretilmiş yazılı kaynak ve ortaya konulmuş envanter çalışmaları ise çok değil.
Ev ve Mimari Konuşmaları, bir sonraki neslin faydalanacağı bir bakiye toparlaması ve hayati meselelere yeni çözümlemeler üretme yolunda bir altlık mahiyetindedir. Her oturumda bir mimari eser konu edilecek, mümkün olduğu nispette eserin mimarı konuk olacaktır. Temel soruşturma mekan, madde, malzeme, nitelikli üretim ve çoğalma potansiyeli olan ev ya da ev grupları üzerinde yürütülecektir. Ayrıca, ev üzerine teorik ve toparlayıcı sunumlar da konuşma serisi içerisinde yer alacaktır. Neticede sunum ve tartışmalardan birbirini tamamlayıcı bir metnin ve envanterin ortaya çıkması murad edilmektedir.
Örencik Kır Evleri Hakkında
Konuşma serisinin ilk mimari eseri “Örencik Kır Evleri”, ilk konukları ise ev grubunun mimarları Emine ve Mehmet Öğün. Ev grubunu mimarlar şu ifadelerle anlatmaktadırlar: “Kır Evleri projesinin başlangıcında, evlerin müstakbel sahipleriyle depremden daha az etkilenecek tek katlı yapılar inşa etmek, küçük ölçülü mekanlarla bütçe tasarrufu sağlamak, yeşille yakın ilişki kurmak hususlarındaki mutabakatlarımızı hızla sağladıktan sonra, doğrudan biz müelliflere yöneltilen ‘nasıl bir mimari?’ sorusuna cevabımız, doğal kaynakları yok etmeyi hak sayan, oluşan küresel yıkımın sonuçlarını görmezden gelen, tüketimi gelişme olarak sunan küresel anlayışın teşvik ettiği ayartıcı, kışkırtıcı olmanın cazibesiyle üretilmiş tasarım dünyasının dışında kalmak konusundaki kararlı duruşumuz oldu.”
Bu yaklaşım, Ahmet Haşim’in şiirindeki (Yarı Yol) gibi, varılan her zirvenin, başlangıç ile varış arasında, bazen “yere”, bazen “mah’a” daha yakın bir ara-durak olduğu, ne kadar uzun süre yol kat edersek edelim, arkada bırakılana yakın bir mesafenin önümüzde varlığını hep koruyacağı bilincinden besleniyor; başka bir deyişle, meseleye geçmiş ve gelecek sorumluluğu içerisinde çözüm üretmeyi önerirken; tutumlu ve alçakgönüllü olmak kaydıyla tabiattan yararlanmaya izin veriyor; geçmişe önyargısız ve kompleks duymadan başvurmayı öğütlüyordu. Bu durumda da sade bir mimari dil adeta kader haline geldi.
Örencik Kır Evleri ile ilgili bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Yapı grubu hakkında bir değerlendirmeye buradan ulaşabilirsiniz.