Kültür Bakanı’na Açık Mektup

Değerli Bakan,

Sizinle aynı yıl dünyaya gelmiş ve aynı yıl ODTÜ’den mezun olmuşuz. Komşu fakültelerdeniz. Mezuniyetin hemen ardından, siz Kültür Bakanlığında memuriyete başlamışsınız; bense merhum Behruz Çinici’nin mimarlık bürosunda mesleğe ilk adımımı attım. Sonrasında sizin CV’niz farklı kulvarlarda çeşitlenirken, benimkisi öğretim üyeliğine sabitlendi. Tam 42 yıldır, memleketin imarında hizmet verecek bilgili ve ahlaklı mimarların yetişmesi için çabalıyorum. Siz Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesinde profesör olurken, ben de naçizane ODTÜ Mimarlık Fakültesinden aldım unvanları.

Beni bir kahve içmeye davet etmenizi bekliyorum. Dilerseniz Türkiye’nin köklü meslek kuruluşları ile mimarlık fakültelerinden temsilcilerle (*) birlikte geliriz ziyaretinize. Mimarlık, kültürün en kalıcı taşıyıcılarından biri, hatta en başta geleni ise, ülkenin kültürünü koruma ve geliştirmede birince derece sorumluluğu bulunan merciyi şimdiye kadar ziyaret etmiş olmalıydık. Geçtiğimiz aylarda bir başvurumuz sonuçsuz kalınca ısrar etmedik; davet sizden geldiğinde sonuçsuz kalmayacaktır.

Toplandığımızda, kaybından büyük üzüntü duyduğumuz İller Bankası Binası’nın ilk gündem maddesi olmasını öneriyorum. Tescilli kültür varlığı olan bu kıymetli binayı, gelecek kuşaklara miras bırakmayı başaramadık. Yıkımına 16 Haziran 2017 gecesi başlanan bina, özenle inşa edilişinden 80 yıl sonra, nitelikli bir restorasyon geçirişinden ise 10 yıl sonra, 18 Haziran gecesi moloz haline getirildi.

Savaşlardan çıkmış yoksul bir ülkenin, harap şehir ve kasabalarını imar etmek üzere kurulmuş bir bankasının ilk binası, sadece bu özelliğiyle bile korunması gereken bir kültür mirası idi. Anı ve belge değerine sahip olmanın yanında, üstelik de güzelliği ve teknik mükemmeliyetiyle maruf bir bina idi. Mimarlık, mühendislik ve zanaat bilgisinin ustalıklı bir örneği, klasikle modernin başarılı bir senteziydi. Mimarı Seyfi Arkan’dı; genç Cumhuriyet’in yetiştirdiği ilk mimar kuşağının en parlak temsilcisi Seyfi Arkan. Bankayı kuranlar, binalarının birinci sınıf bir eser olmasını önemsediler ve gurur duyulacak bir binada sürdürdüler görevlerini. Bugün farklı bir işlevle yeni bir hayat bulabilseydi, bulunduğu yere tek başına değer katardı. Şimdi binanın başka bir yerde yeniden inşasından söz edilmekte; toplandığımızda bunu konuşalım. Meslekleşme tarihi, mesleklerin toplumsal işlevi, hakları ve sorumlulukları üzerine de konuşalım.

Tescilli İller Bankası Binası’nın yıkımı için herhangi bir gerekçe, meslek topluluğuyla paylaşılmamıştır. Mimari eserlerin yaratılması, yapımı ve yaşatılmasına yönelik değerlendirmeler, öncelikle uzmanların takdirinde olsa gerektir. Disipliner bilgiye dayalı her meslek için geçerli olan bu işleyişe meslek sosyolojisi yönünden bakarsak, toplumların ihtiyaç duyulan temel hizmet alanları için, eğitilmiş meslek insanlarını yetkilendirdiği görülür. Toplumsal bir kontrat olan bu yetkilendirmeyi dikkate almayan uygulamalar, yetki gaspı ve kaynak israfı mahiyetindedir. Rasyonel bir toplumun, sözgelimi hukuk alanında yetiştirdiği meslek erbabını tıp alanında yetkilendirip, tıp alanındakileri mimarlık hizmetlerine sevketmesi düşünülemez. İller Bankası’nın akıbetinde konunun uzmanları söz sahibi olamamışsa, meslek insanı yetiştirmek için kaynak ayırıp yetki dağıtmaya devam etmenin bir gereği var mıdır? Şimdi bendeniz, mimarlık alanında yetkili olacağı vaadi verilmiş yeni mimar adaylarının eğitiminde yetkili sayılabilir miyim?

Bunları konuşmak için toplandığımızda, gündemin diğer maddeleri Türkiye’de mimarlık kültürünü koruma, geliştirme ve yüceltme yönünde, bundan sonra neler yapılabileceğine odaklanabilir. (Burada “yüceltme” sozcüğünü, üstün toplumsal değerler taşıyan hedeflere yöneltme anlamında kullanıyorum.) Mesleki birikim ve yetkinliklerin artık önemsenmediği izleniminde olan bizleri, bu konuda bilgilendirmenizi dileriz.

Herkül Lahiti’ni Türkiye’ye geri getirme yönündeki çabanızın benzerini, kadim mimarlık mesleğinin itibarını geri getirmek için de esirgemeyeceğinizden eminim. Davetinizi bekliyorum.

Saygılarımla,

Prof. Dr. Aydan Balamir

ODTÜ Mimarlık Bölümü

(*) Heyet olarak gelmemizi dilerseniz, ilgili kuruluşlar: Mimarlar Derneği 1927, Türk Serbest Mimarlar Derneği, Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği, Docomomo-Türkiye ve Mimarlar Odamızın Ankara Şubesi.

 

Editörün notu: Yukarıdaki Mektup Prof. Dr. Aydan Balamir tarafından 22.06.2017 tarihinde T.C. Kültür Turizm Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı’ya yazılmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın