Dünyada uygulanmış çok sayıda başarılı kentsel dönüşüm örneği vardır. Adana'nın ihtiyacı olan en önemli şey sağlam bir senaryo ve kararlılıktır.
Türkiye’de olduğu gibi Adana’da da kentsel dönüşüm kavramı üzerinde çeşitli tartışmalar yapılmaktadır. Özellikle 1998 Ceyhan ve 1999 büyük Adapazarı depremlerinden sonra yoğun bir şekilde gündeme gelen depreme ve doğal afetlere dayanıklı yapı stokumuzun yetersizliği ve kentlerin büyük yerleşim alanlarında nüfus yoğunluğunun büyük kısmını kapsayan plansız ve depreme dayanıksız yapıların ve yerleşimlerin dönüştürülmesi amacıyla çözüm arayışına girilmiş ve mevcut hükümet süreci hızlandırmak hedefiyle 16.05.2012 tarihli ve 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”u hazırlamıştır. Kanunun hazırlanmasının ardından belediyeler hızlı bir çalışmaya girmiş, kentlerde bölgeler mahalleler tespit edilmiş ve çalışmalara başlanmıştır.
Adana’da hâlihazırda Büyükşehir ve merkez dört ilçe belediyeleri Fatih, Göl, Köprülü, İkibinevler, Sinanpaşa, Ziyapaşa, Barış, İsmetpaşa, Barbaros, Bey, Başak, Yavuzlar, Serinevler, Karacaoğlan, Kışla, Akıncılar, Cumhuriyet, Belediye Evleri, Mehmet Akif Ersoy ve Yıldırım Beyazıt mahalleleri olmak üzere 20 mahallede toplam 508 ha (5.087.000 m2) alan kentsel dönüşüm ve gelişim alanları ilan etmiş ve bir kısmının çalışmalarına başlamıştır. Bu da mevcut yapılan çalışmalar ve bitmiş örneklerdeki yoğunluk kullanımı ve planlama mantığı değerlendirildiğinde sadece toplu kentsel dönüşümlerin miktarı yaklaşık 13 milyon metrekare yeni inşaat alanı demektir.
Baraj Yolu ve Çevresi
Bu kadar büyük alanların Adana ölçeğinde değerlendirildiğinde ve bu büyük ölçekli kentsel dönüşüm alanların dışında tarihi kent merkezini ve önümüzdeki yirmi yıl içinde eskiyen yapılardan dolayı müteahhit ve ev sahiplerinin eliyle dönüşümü başlayan Cemalpaşa, Kurtuluş, Çınarlı, Reşatbey, Emek, Meydan, Yeni Baraj, Sümer, Mahfesığmaz vs gibi kent merkezleri ve seksenlerde yapılaşan Barajyolu ve çevresini de hesaba katacak olursak Adana sil baştan inşa edilecektir.
Bu büyük değişimin mevcut yönetim anlayışıyla rant ekonomisini besleme, inşaat sektörünü ayakta tutarak iktidar pekiştirme ve sadece depreme ve doğal afetlere dayanıklılık üzerinden uygulanması şehrimiz ve dünyamız açısından büyük zaman ve kaynak israfı olacaktır.
Tarihi Adana
Adana ve çevresi doğal zenginlikleri olan, göçmen kuşların yol güzergâhında olması ile bitki ve hayvan dokusuyla zengin bir ekolojiye sahip, güneşi ve suyu bol, ülkenin en verimli tarım alanlarının ortasında önemli merkezlere ve denize yakın bir kenttir.
Ancak tüm bunların yanında Adana ciddi kent içi ulaşım sorunları olan, otomobil kullanım ve özellikle ısıtmada kömür kullanımı dolayısıyla kentte yaşayan bireylerin fosil yakıtlara bağımlılığının yarattığı, yakın çevreye ve içme suyu havzalarına yapılan termik santraller, akkuyu nükleer santrali, kimyasallara dayalı tarım politikaları, tarımsal alanlardaki yoğun yapılaşma ile bir sürü çevresel problemlerin yanı sıra Kültürel kaynaşma ve toplumsal eşitsizlik, kentsel kimlik, ekonomik adaletsizlik sorunları da acilen çözülmeyi beklemektedir. Mahalle ve insan ölçeğini kaybeden kentleşme politikası ve özensiz belediyecilik anlayışları ile de dezavantajlı bireyler için zor bir kenttir Adana.
Tüm bu alanların değişimi ve dönüşümünü gelecek nesiller için fırsata çevirmek ancak bütüncül bir üst politika ve tutarlı bir gelişim senaryosu ile mümkün olacaktır. Yöneticiler yeni ve bütüncül bakış açıları geliştirebilmeli, gelişim senaryoları üretebilmeli, Adana’nın önümüzdeki elli yılını, yüz yılını planlayabilmeli ve bunları tutarlılıkla uygulayabilmelidirler.
Örneklemek gerekirse tüm bu dönüşüm süreci sonunda kentin eğitim seviyesi yükselmeli, suç oranları azalmalı, otomobil kullanımı önemli oranda azalmalı, bisiklet önemli bir ulaşım aracı olarak hayatımıza girmeli ve herşeyden önce Adana’nın bir yaya kenti olması hedeflenmelidir. Kent güneyinden kuzeyine, doğusundan batısına toplu ulaşımla ve kültürel köprülerle tamamen entegre olmalı, karbon ayakizi büyük oranda azalmalı, kentli haklarında açık ara dünyanın önünde yer almalı, kişi başına düşen yeşil alan yüzdesi dünya ortalamasının üzerine çıkmalı, zengin doğası ve ekolojisi ile bütünleşmiş bir “insan kent” olmalıdır. Kent merkezinde küçücük bir alanda yer alan tarihi kent dokusu bizden sonra yüzlerce yıl daha yaşatabilecek bir senaryo ile dönüştürülebilmelidir.
Ayrıca uygulamalar esnasında kentte çevreci yapı malzemeleri alternatif enerji sistemleri üzerine teknoloji geliştiren firmaların, Adana’da üretim yapmaları teknoloji geliştirmeleri ciddi şekilde teşvik edilerek Adana’nın bu konuda model kent olması hedeflenmelidir.
Yerel demokrasiyi ve sosyal katılımcılığı artıran bir anlayışla, çevre dostu, herkes tarafından erişilebilir bir Adana’yı geleceğe taşıyabilmek için önümüzde çok kıymetli bir zaman ve bu zamanı avantaja dönüştürebilmek için eşsiz bir imkân vardır.
Dünyada uygulanmış çok sayıda başarılı kentsel dönüşüm örneği vardır. Adana’nın ihtiyacı olan en önemli şey sağlam bir senaryo ve kararlılıktır. Ülkemizdeki ve dünyadaki üniversitelerle, bu işi başarıyla sürdüren dünya kentleriyle ortak çalışmalar yaparak ve süreç boyunca sürdürülebilir bir kararlılıkla, halkı ve kullanıcıları da sürece dahil ederek yapılacak bir kentsel dönüşüm Adana ve Adanalılar için çok önemli bir fırsattır.