Başlığın bu kadar iddialı duruşu sizi korkutmasın. Ahlak ve adalet kavramlarının ilk okuyuşta ürkütücü algılanmasının ne kadar garip olduğunu hiç düşünmemiştim. Belki de ahlaklı olmanın - basitleştirelim iyi olmanın anormalleştiği bir ortamda normal olan budur.
Ahlakı, adil olmayı, iyi veya kötüyü ya da bunların nasıl ya da ne kadar önemli olduğunu bir kenara bırakalım. Sadece kötü olan bir şey göstermek istiyorum. Normalleştirdiğimiz ya da kötülük problemi olarak ötelediğimiz şeyi, bilinçli bir kötülüğü hiç çekinmeden birbirimize yaptığımızın göz önündeki basit bir örneği.
Ben bir mimarım. Beni çocukken mimar olmaya heveslendiren Ayn Rand’ın felsefesini ne kadar eleştirerek okusam da haklı olduğunu görmek beni şaşırtmadı. Mimarlar Odası gibi meslek topluluklarının hiçbir faydası olmadığını, olmayacağını bilerek ve maalesef buna üzülerek mimarlık yapmaya çalışıyorum. Odaya üye olmayı bugüne kadar reddettim. Üyelik isteyen mimari yarışmalardan kaçarak, yurtdışı yarışmalara yöneldim. Ancak şimdi kendi ofisimi kurmak için bu kötülükle yüzleşmek zorundayım.
Kötülük diyorum çünkü formaliteden parçası olacağım bir oluşumun yapısından ziyade bana ve benim gibi diğer bütün genç mimarlara yapılan bir art niyetlilik söz konusu. Odanın beceriksizliklerine dair burada yazılmış pek çok iyi yazı okudum. Odanın neyi nasıl yapması gerektiğine dair bir önerim de olmayacak. Sadece ne yapmamaları gerektiğini söyleyebilirim.
Yıllık aidat bedellerinin ücretli çalışan mimarlar için geçmişe yönelik işletilmesi ayrı bir vaka olmakla birlikte benim değinmek istediğim konu bu tutarların tutarsızlığı. Kötü olan, adil olmayan şey bu. Oda bu bedelleri her sene web sitesinde paylaşıyor. Ancak Mimarlar Odası’na hiç güvenmediğim için bu listeleri geçmişe yönelik incelemeye karar verdim.
Kullanmaktan keyif aldığım Wayback Machine denen bir web sitesi var. Dünya üzerindeki bütün sitelerin eski ekran kayıtlarının arşivlendiği bir yer burası. Örneğin eski Facebook ya da Arkitera’nın eski sürümlerini de görebileceğiniz nostaljik bir yanı var. Ara ara bu sitede kaybolmaktan keyif alıyorum. Her neyse konumuza dönecek olursak Mimarlar Odası’nın site verileri de burada yer alıyor. 2021’den bugüne kadarki ekran görüntülerini Görsel 1’de topladım. Güvenilir kaynak olması açısından linklerini yazı sonunda paylaştım. Kendiniz de inceleyebilirsiniz.
Görsel 1, Yıllara göre aidat bedelleri.
Burada 2021-25 yılları arası değişen “tarife”ler mevcut. Garip ama anlam veremediğiniz bir şey var mı? Örneğin Mimarlar Odası neden 2024 yılında aidatını 1.500 TL olarak gösterirken 2025’te bu veriyi manipüle ederek 3.000 TL olarak göstermiş? İyi niyetle genel olarak son yılın aidatı neyse geçmiş 5 yılı aynı “tarife”den uygulamaya çalışmışlar diyebiliriz. Belki Mimarlar Odası’nın fiyat politikası budur. Ancak 2022 listesine bakarsak kendileriyle çeliştiklerini görebiliriz. 2022’de 4 yıllık bir tarife mevcut. Yani kendi içinde bir kuralı yok.
Bu durum belki tüzük veya yönetmelikte yer alıyordur diye Mali İşler Yönetmeliği’ni inceledim. Orada buna dair bir “tarife”lendirme yok. Sadece bir yıl önceki ödenmemiş borçlara dair bir madde var. Görsel 2. Burada bilmediğim bir madde varsa yorum olarak yazılmasını rica ediyorum. Anlam veremedim.
Görsel 2, Mali İşler Yönetmeliği.
Görsel 1 üzerinden devam edelim. Örnek olarak 2018 yılının aidatını yıllara göre inceleyelim. Oda üyesi bir mimar 2021 yılında 390 TL aidat ödemiş. 2022 yılında Mimarlar Odası bunu manipüle ederek “hayır kardeşim sen aslında 480 TL ödedin” demiş. 2023 yılında ise ‘yok canım olur mu 2018 yılında biz 300 TL aidat aldık’ demiş. Buradaki tutarsızlık ve manipülasyona hiçbir şekilde anlam veremedim. Benzer şey 2019 ve diğer aidatlarda da geçerli olunca ve 2025 tutarlarını görünce anlamaya başladım. Bu ancak bilinçli bir kötülük olabilir.
Oda yeni üye adaylarına neden yalan söylüyor? Neden geçen yılların aidatlarını manipüle ediyor?
Son zamanlarda markete gittiğinizde ya da bir yerde yemek yerken bazı şeylerin fiyatının eskisine göre orantısız şekilde arttığını görmüşsünüzdür. Esnafın şark kurnazlığı olduğunu fark etmek zor değildir. Mimarlar Odası’nın bu “tarife”lendirmesini geçmiş yılların enflasyonuyla değerlendirmeyi de düşündüm. 15 yıllık bir mimarın 5 yıllık bir mimardan daha az oda aidatı verdiği sonucuyla karşılaşmaktan korkarak bunu bir kenara bırakıyorum. Bu şark kurnazlığının ardında tuhaf vergi oyunları dönmediğini de umarak.
Kısa bir ekran görüntüsü olarak paylaşmayı düşündüğüm bu bilinçli kötülüğün altında yatan meslek ahlakından uzak, genç mimarların önünü açmayan Mimarlar Odası yetkilileri –Başkan Alper Ünlü, 2. Başkan Erol Türkmen vb.– umarım herkesi aydınlatır.