Başka mimar mı yok?
Halil Onur’un bugünkü Akşam’da mülakatı var. Onur bu yeniden inşa edilmesi planan Kışla için “Şehir Müzesi olacak…” vesaire diyor, yapı “aslına uygun korunacak” gibi bir dolu abuk lafın yanında. Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin büyük bir yöntem hatası yapmak üzere olduğunun belki bir çok kişi farkında. Ama bu hatadan yalnızca kent yönetimi ya da bu mimar mı sorumlu olacak?
Bu konuda sonradan telafisi mümkün olamayacak bir hatanın yapılmasının yanında, bir kamusal müdahalede profesyonellik mekanizmalarının işleyişi açısından kent yönetiminin yeni bir deneyim üretmesini talep etmeyen, yönteme dair öneriler getirmeyen uzmanlık çevreleri de bu hatayı paylaşmış olmayacak mı?
İstanbul gibi bir çağdaş metropol böyle bir yönteme mahkum edilebilir mi?
1. Nasıl olur da kentin en önemli kamu alanı böyle kapalı bir uygulamaya sahne olabilir? Başka bir dolu mimariye, işleve, alanı canlandırmaya dönük, alternatif olabilir. Sormamız gerekli: Neden yalnızca bu mimarın fikirleri alınıyor? Başka mimar mı yok?
Bu işin doğru dürüst çok işlevli bir yönetim planı hazırlığı ile başlaması, sonra yarışmaya açılması gerekmez mi?
2. Şehir Müzesi’nin programı nedir, kimler yönetecek? Bunun için en uygun yer Taksim midir? Bu mülakatta Kafeler, galeriler olacak deniyor. Bir kamusal alanın işlevi böyle mi belirlenir? Şehir Müzesi böyle bir şey midir? Bu müze “önce inşaat yapalım sonra nasıl olacağını düşünürüz” mantığı ile kurulursa Maksem’deki, Sütlüce’deki ucubeler gibi olmaz mı? Aynı hatalar tekrarlanmaz mı?
Bu konu yeterince tartışıldı mı, müzakere edildi mi? Yenikapı’daki şehir müzesi ne olacak? Topkapı’daki nasıl geliştirilecek? Tıpkı mimari konu gibi, böyle bir kurumun işleyişinin de katılıma açılması gerekmez mi?
Bu konuda İBB bir program hazırlığına girişmiş mi? Şehir Müzesi örneğin bu konuda deneyimi olan Pera Müzesi, İstanbul Araştırmaları Merkezi, Koç Üniversitesi, Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi, IFEA, SALT, üniversiteler… falan kimlerle işbirliği yapılarak geliştirilmiş? Bu konuda bir çalışma yapılmış mı? Kent yönetiminin öyle bir konuda ticari kuruluşlarla uygulama yapmak yerine kültür kuruluşları ile bir işbirliğine gitmesi gerekmez mi?
3. Bu konuda hep merak ediyorum: Mimarlar Odası niye görevini yapmıyor? Neden Taksim’in ranta açıldığını söylemekten başka bir şey dile getirilmiyor? Neden kentin tarihinde yapılmış ilk ve tek kentsel tasarım örneğinin ( Gezi ile başlayan bu kültür vadisinin) güncellenmesi için fikir üretiminin nasıl gerçekleşmesi gerektiği konusunda kamuoyunu aydınlatmıyor? Neden bu önemli şehircilik ve fikir geliştirme konusu yalnızca bir iktidar çekişmesi olarak algılanıyor?
Sonuç: Bu kamusal alanda neden eskiyi tekrarlamak yerine yeni bir deneyim üretilmesi istenmiyor?
1 Yorum
Özellikle ulaşım ve Meydan projeleri ve uygulamaları gündeme gelince fark edilmediğini fark ediyorum ki; İstanbul un en önemli sorunu bilim insanlarınca bildirilen DEPREM dir. Bu gerçeği ne zaman idrak edecek ve buna uygun bir seferberlik başlatacağız. Ayağımızı yere sağlam basarak ve gün ve gün İstanbul’u yenileyeceğiz. Olabildiğince bilgece. İstanbul buna layık değil mi yoksa? Ya da rüya gördüğümüzü anlamamız için uyanmamız mı gerekiyor?