ABD’nin Beyaz Sarayı varsa, Kanada’nın çatısı akan, pencereleri yerine oturmayan, kapıları gıcırdamış, baştan sona tamir ve tadilat koymak mecburiyeti gösteren Başbakanlık Evi var; Türkiye’de de Ak Saray bulunuyor.
Başkent Ottawa’nın Sussex Yolu, 24 numaralı binası dökülüyor, çatısıysa şıp dedi damladı vaziyetindedir ve daha fenası, farelere karşı kedi besleniyor.
Yani, Kanada Başbakanı seçilen genç Justin Trudeau ve eşi Sophia’yla, 3 küçük çocuğunu orada zor günler bekliyor.
Kanada’nın uzun soluklu muhafazakâr hükümeti ve kabinenin Başbakanı Stephan Harper’ın ağır yenilgisiyle sonuçlanan 19 Ekim 2015 tarihli Genel Seçimden Liberal Parti’nin yakışıklı, genç lideri Justin Trudeau galip çıktı, partisini parlamentoya yerleştirdi. Kendisine de yeni Başbakan olarak oturacağı evin adresi gösterildi:
Ottawa Nehri’ne tepeden bakan bir yamacın kenarındaki mahallede, Sussex Yolunda 24 numaralı bina…
Fakat Mösyö Justin’in karısı Madam Stephanie’nin üç çocuğuyla oraya pek gidesi yok! Belli etmiyor da, biz hâlinden anlıyoruz; ağırdan alıyor.
“#24, Sussex Drive” adresindeki konut, 1866 yapımı ve Başbakan Resmi İkâmeti olarak kullanılıyor. Mülkiyeti İngiliz Kraliçesi’nin tasarrufunda, ama eli sıkı Kraliçe masraftan kaçınıyor. Yıllardır bakım görmedi…
Konutun 34 odası, birçok salonu, elbette mutfak, depolar, banyo-tuvalet gibi ihtiyaca ait kısımları bulunuyor; çatı altında bir tavan arası kısmı da mevcut.
2008 yılında binayı baştan aşağıya röntgenini çeker gibi denetleyen mimarlar kurulu 10 milyon Kanada Dolarlık bir masraf çıkarınca, hık mık edildi. Üstelik 12 ila 15 ay arasında süren bir yenileme projesi ortaya koymuşlardı. O kadar süre içinde Başbakanı resmen ağırlayacak başka yer bulunamadı, araya patırtı gürültü girdi, dünyada hır gür çoktu, mesele kaynadı gitti.
Lâkin eski başbakanlardan Paul Martin’in eşi Madam Sheila, yağmurlu bir gün televizyon kameraları ve basın çalışanları kapı zilini çalınca, içeri almazlık edemedi, eşi çalışma odasında gelenleri beklerken Ottowa Basını tavandan şıp şıp damlayan suların altına konulmuş kovaların arasından geçti; elbette fotoğrafları çekildi. Bu rezaletin altından kalkmak üzere çatıya ustalar çıkarıldı, geçici çözümler bulundu. Bu kez konutta rutubet, duvarlarda yosunlaşma, ıslağın ahşaptaki kokusu, ahşabın şişip kabarması gündeme geldi. Evin tahta döşemeleri kambur verdi. Pencerelerin menteşeleri paslıydı, gıcırdıyordu; üstelik açılan pencere kapanmak bilmiyor, kapansa açılmıyordu.
Bu köhnemiş binada oturan Başbakan Martin, bir televizyon şovuna çıktığında durumla dalga geçiyor, herkese anlatıyordu. Bunu devlet sırrı diye halktan saklamıyorlardı; malûm Afrika’nın Brundisi‘nde filan Kralın-Sultan‘ın sarayı için laf edeni, ipe çekerlerdi.
Başbakanlığın tuvaletlerinde hacet gidermek başlı başına cesaret işiydi. Tuvalet giderleri sık sık tıkanıyor, elinde pompayla hizmetçiler oradan buraya koşuyordu. Havalandırma sistemi çalıştı mı, binanın içinden tramvay geçmiş gibi ev sarsıntıyla zangırdıyor, sıtmaya yakalanmışçasına titriyordu. O yüzden ısıtmak bir hayli güç, yazları serinletmek imkânsızdı.
Mülk Kraliçe II.Elizabeth’in olup, onun nâmına Kanada Hazine Bakanlığı yönetici vaziyetinde kalınca ev sahibinden tamirat beklemek olanaksızlaşmaktaydı. Zira herkesin bildiği gibi Kraliçe’nin cimriliği pek meşhurdu. Giderek kötüleşen Başbakanlık Konutunu, yine de, eski Başbakan Harper inatla korudu, ailesiyle birlikte oturmaya devam etti.
Harper’in hanımı Laureen kedi severdir; üst kattaki kullanılmayan 24 odayı kedilere tahsis etmişti. İki düzine kedinin orada yaşadığı biliniyordu; başbakanlık görev değişimi sırasında bunca kedi ne oldu, habersiziz.
Tafsilatlı bir malûmat alırsak, haberdar ederiz.
Bayan Laureen’in sokakta kedi görünce çantasına koyup evine taşıdığı söylenir ya, ama asıl dedikodu, Başbakanlık Konutunda fare bekçiliği üzerinedir. Deniliyor ki, bir fareler varmış, kedi büyüklüğünde…
Üç küçük çocuğuyla yeni Başbakan ve şıkıdım hanımı Stephanie’nin bu eve yerleşmesine gönlü razı olmayan Kraliçe’nin, Kanada Genel Valisi David Johnston’ı arayıp bu masrafları ödemek yerine, Ottowa banliyösünde yer alan ve yine Kraliçe’ye ait Rideau Hall adlı bir köşkü vermesini söylediği, dedikodu ve komedi şovlarında anlatılıyor.
Ancak, ne var ki, Rideau Hall Köşkü, Kanada’ya geldiği vakit ikâmet olarak Kraliçe’ye kapısı açılan bir yerdir. Şimdi Kraliçe gelince, Trudeau’nun yaşları üç ile sekiz arasındaki haşarı çocuklarıyla aynı binada kalabilecek midir, işte ciddi sorun budur.
On milyon Dolar için sıkıntıya giren Başbakana, eline becerikli mühendis ve kalemi-gönyesi çevik mimar bulunursa, belki bu masraf aza iner diye Kraliçe, beri yandan, “Bir daha hesaplayın bakalım! Borçlanmayınız! Borç yiyen kesesinden yer…” diye galiba nasihat veriyor.