Bienale Gelen Mimarın Venedik’te Hayatta Kalma Rehberi

Türkiye'den Avrupa'nın herhangi bir kentine gidip, kaybolmak çaba ister. Venedik ise labirent gibi olması yetmezmiş gibi bir de uzun uzadıya yürüdüğünüz sokağın bir kanala çıkması gibi sürprizlerle dolu bir şehir planına sahip.

Venedik’teki Mimarlık Bienali’ne ilk kez gidecekler için yaşadığımız deneyimlerden yola çıkarak kısa bir rehber hazırlamaya karar verdim. Venedik, diğer Avrupa kentlerinden farklı bir sisteme sahip bir kent. Diğer Avrupa kentlerinde “eski şehir” olarak adlandırılan tarihi yerleşim yerleri vardır, fakat Venedik için bu çok daha geniş ve hemen hemen hiç dokunulmamış bir doku olarak önümüze çıkıyor. Öyle ki şehrin içinde motorlu taşıtlar yok, yeni binalar yok, yollar dar, her yerde kanallar var.

Venedik’e gitmeye karar verdikten sonra, yapılacak ilk iş uçak bileti ve kalacak yer ayarlamaktır. Uçak bileti ayarlama kısmının herhangi bir yere gitmekten farklı olmadığını düşünüp, bu konuya Venedik özelinde değinmeyi gereksiz buldum. O sebeple öncelikle konaklamadan başlayıp, sonrasında şehir içi ulaşım, yeme- içmeyle ilgili hayatta kalmak için temeller hakkında genel bilgileri sıralayan bir yazı düşündüm.

Konaklama

Venedik’te kalmak için ne kadar vakit ayırdığınız, kaç kişi gideceğiniz ile değişkenlik gösteren konaklama alternatifleri mevcut. Eğer 2-3 gün kalacaksanız otel ya da hostel maddi durumunuza göre uygun seçenek olabilir. Fakat, daha uzun zaman kalmak istiyorsanız, Venedik’te ev kiralama, en cazip tercih olacaktır. 

Venedik’in (özellikle İstanbul’dan gelenler için) çok büyük bir kent olmadığını söylemek gerek. Yürünerek ya da kanallarda hizmet eden vaporettolar ile rahatlıkla istenilen yere gidilebilir. Bu sebeple illa şehir merkezinde yani San Marco’da kalmak zorunda değilsiniz. Eski kentin herhangi bir noktasında daha uygun fiyatlara otel ve ev kiralama seçeneklerine ulaşabilirsiniz. Burada dikkatli olunması gereken nokta, ev kiralama konusunda internette sahte ilanlar olması. Bu sebeple güvenilir bir siteden ve sonrasında da kontrol ederek ilerlemeniz doğru olacaktır.

Bienal alanlarına yakın bir noktada konaklamak, Castello Bölgesi’nde, daha rahat olacaktır. Fakat daha önce de belirttiğimiz gibi daha uygun otel ya da ev seçenekleri bulursanız, kent içinde nerede kaldığınızın çok da bir önemi olmadığını düşünüyorum.

Ulaşım

Öncelikle Venedik’te motorlu taşıt olmadığı gerçeğiyle yüzleşecek, kent içinde nerede kalırsanız kalın, bir yerden bir yere mutlaka yürümek durumunda kalacaksanız. İlk gittiğinizde elinizde bavullarla, taş yollardan yürüyüp, köprüleri inip çıkacaksanız. Öncelikli tavsiye, ağır bavul almamanız olacak.

Havaalanından kent merkezine ulaşmak için Aerobus adı verilen otobüsler ve sonrasında vaporettolar ile kalacağınız yere gitmek mümkün. Eğer günlük biletlerden almazsanız (yazının devamında görebilirsiniz) 90 dakikalık aerobus ve vaporetto kullanımı için 12 Euro ödemeniz gerek.

Türkiye’den Avrupa’nın herhangi bir kentine gidip, kaybolmak çaba ister. Avrupa’da genelde kentler düzenli, yol gösterici tüm araçlar açık bir şekilde düzenlenmiştir. Venedik’in ise labirent gibi olması yetmezmiş gibi, bir de uzun uzadıya yürüdüğünüz sokağın bir kanala çıkması gibi sürprizlerle dolu bir şehir planına sahip.

Fakat yine de kaybolmamayı başarırsanız, kentin bir ucundan bir ucuna 30-40 dk içinde yürünebilir. Yolu uzatan en önemli faktör, büyük kanal üzerinde çok az köprü olması. Eğer, “Venedik’te toplu taşıma kullanmak istemiyorum” diye düşünüyorsanız bu büyük köprülerin herhangi birine yakın bir noktada konaklamanız uygun olacaktır.

İşte bizim için Kadıköy-Beşiktaş vapurunu aratan genelde kalabalık olan vaporettolarla Venedik’e gidince tanışacaksınız. Vaporettolar, bildiğimiz vapurların çok daha küçük versiyonları olarak düşünülebilir. Bunlar ile kentin her noktasına yürüme mesafesi koyarak ulaşmak mümkün. Vaporettolara binmeden bilet alınabiliyorsa da, hem sıra beklemek hem de bir saatlik deniz ulaşımına olanak veren biletin 7 Euro olması sebebiyle kalacağınız gün sayısına göre sınırsız ulaşım bileti almak çok daha mantıklı bir seçenek haline geliyor. Venedik için ulaşım ücretlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Bienalin ana alanları Arsenale ve Giardini bölgelerinde vaporetto iskeleleri mevcut.

Yeme – İçme

Öncelikle iyi haber eğer ana caddelerde ya da merkezi yerlerde yemek yemezseniz Venedik’te yeme – içme fiyatları İstanbul’dan çok farklı değil. Turistik yerlerden biraz arka sokaklara giderseniz, makul fiyatlarla karşılaşıyorsunuz. Genelde restoranlarda klasik İtalyan mutfağına rastlayacağınız için Türkiye damak tadına uygun yemekler bulacaksınız. Ayrıca alkol fiyatlarının uygun olduğunu belirtmekte fayda var.

Venedik’te özel dondurmayı yemeden ve Aperol Spritz (beyaz şarapla hazırlanan bir içecek) içmeden geri dönmeyin derim.

Bienal alanında ise sandviç, salata, meyve gibi yiyeceklere ulaşabileceğiniz kafeteryalar mevcut. Hızlı yemek seçeneği olarak tercih edilebilir. Fakat yemeğe sadece yemek olarak bakmayanlardansanız, biraz dışarı çıkıp yemenizi, kentin havasını solumanızı tavsiye edebilirim.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın