BIM Modelinin Sahibi Kimdir? Telif Hakkı Kime Aittir?

Bu yazımda, sektördeki geleneksel bakış açılarının ve alışkanlıkların BIM olgusuyla birlikte nasıl tepetaklak olduğunu, sözleşme ve yasal düzenlemelerin nasıl yetersiz kaldığını örneklerle anlatmaya çalışacağım.

BIM’e Genel Bakış

Bina Bilgi Modellemesi (BIM), kuralları ve alışkanlıkları hızla değiştiren yeni bir teknoloji olarak kısa sürede ülkemiz tasarım ve inşaat sektörünün gündemine oturdu.

Bilgisayar destekli tasarım ve çizim (CADD), 2 boyutlu tasarım ve inşaat endüstrisinde bir yenilik ve dijital çağa geçiş için bir aşama idi. 3 boyuta geçişle birlikte “akıllı nesne” temelli modelleme tekniği, inşaat sektöründe bir çağı bitirip, bir başka çağ açan radikal bir değişimin öncüsü oldu. Şimdilerde 4, 5 ve 6. Boyutlar zaman, maliyet ve işletme boyutlarını kavramsallaştırıyor.

Son dönemde, özel sektörde yer alan sektör paydaşlarının yanı sıra yatırımcı konumundaki kamu kuruluşlarında, bir hareketlilik gözleniyor. Gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamında hükümetler ülkelerin BIM ile ilgili hedef, strateji ve programlarını belirledi, yasal düzenlemeleri tamamladı. Ancak, ülkemizin gerek yasal düzenleyici kurumlarında ve gerekse meslek örgütlerinde henüz bu yönde bir hareket görünmüyor.

Bu yazımda, sektördeki geleneksel bakış açılarının ve alışkanlıkların BIM olgusuyla birlikte nasıl tepetaklak olduğunu, sözleşme ve yasal düzenlemelerin nasıl yetersiz kaldığını örneklerle anlatmaya çalışacağım.

Öncelikle İşverenin, geleneksel bakış açısı ve alışkanlığı ile hazırlayıp tasarımcısı ile imzaladığı sözleşmede yer alan “Proje BIM ile hazırlanacaktır” cümlesinden başlayalım. Gerçekten, bu cümle tasarımın “BIM uyumlu” olmasına yetecek midir? Mimar, tasarımını Revit vb. bir yazılım kullanarak ve 3 boyutlu olarak çizerek bu sorumluluğunu yerine getirmiş olacak mıdır? Proje Yöneticisi, bu cümleden yola çıkarak tasarımcının sorumluluk kapsamını ve düzeyini nasıl belirleyecek ve uygulama aşamasında süre ve maliyet planlaması ve denetimini hangi esaslara göre yapacaktır? Taraflar bir BEM (BIM Execution Plan) üzerinde mutabakata varmadan uygulama koşulları nasıl belirlenecektir? Sonuçta oluşturulacak Modelin sahibi kim olacak ve Telif Hakkı kimin ya da kimlerin olacaktır?

Demek ki, bir projede İşverenin “Ben BIM uygulayacağım” demesi için öncelikle hizmet alacağı kuruluşla bir BIM Uygulama Planı üzerinde anlaşması, ya da daha doğrusu, bu planın daha teklif alma dosyasının ekinde yer alması gerekiyor. Böyle bir planla, bir İşverenin gerçekten neyi, nasıl ve hangi düzeyde anladığını ve istediğini ortaya koyacağını düşünüyorum.

Yani uzun lafın kısası, BIM’e geçiş sürecinin başarılı olması bana göre öncelikle İşverene bağlıdır ve BIM’in gerçek hedefine ulaşması için, ilgili proje paydaşlarının BIM konusundaki algılarının değişmesi, yasal düzenlemelerin hızla yapılması ve İşverenlerin bilinçlenerek öncü rol üstlenmesi şarttır.

Sektördeki BIM Algısı

Öncelikle BIM’in farklı proje paydaşlarının farklı hedefleri doğrultusunda farklı şekillerde algılandığı tespiti ile başlayalım. Günümüzde BIM;

– Mimarlar tarafından, 3D tasarım ve görselleştirme aracı olarak,
– Yatırımcılar tarafından, algı yaratma ve pazarlama aracı olarak,
– İnşaatçılar tarafından, metraj-keşif çıkarma ve süreç kontrol aracı olarak,
– Mülk Sahipleri tarafından işletme ve bakım destek aracı olarak,

algılanıyor ve her paydaş BIM’i kendi dar ve kısa vadeli hedefleriyle değerlendiriyor. BIM’in çok daha derin, çağını etkileyen bütünsel yapısı, şimdilik kimsenin pek dikkatini çekmiyor.

BIM Modelinin bir aysberg gibi derin yapısının temelinde, Yapı Elemanı ve Akıllı Olması Beklenen Nesne’lere bilgi girişi yapılması ve kodlama sistematiği yatıyor. Hangi bilginin kimler tarafından, ne zaman ve nasıl girileceği, nerede ve ne amaçla kimler tarafından kullanılacağı gibi sorular BIM kavramına bir anlam katıyor.

BIM ve Telif Hakkı Konusu

Bu soruların ardından, çeşitli paydaşlar tarafından oluşturulan modelin kim ya da kimler tarafından sahiplenileceği ve bu karmaşık süreçte Telif Hakkının kime ya da kimlere ait olacağı sorgulanmaya başlıyor.

Modelin ve Telif Hakkının sahibi; Hizmetin bedelini ödeyen İşveren midir? Tasarımcı mıdır? Uygulama aşamasında modeli As-Built aşamasına getiren Yüklenici midir? İnşa edilen yapının kullanıcısı İşletmeci midir? Acaba Model sahibi aşamalara göre değişebilir mi? Yoksa Modelin gelişimine katkı oranında Modelin sahibi herkes midir? Tasarımın ve Modelin Telif Hakkı farklı kavramlar mıdır?

BIM Felsefesinin Çıkış Noktası ve Sektördeki Yeni Eğilimlerle İlişkisi

Bir projede BIM’e geçiş geleneksel bakış açıları korunduğu sürece çok anlamlı değildir.

Geleneksel Proje Teslim Modellerinde karşılaşılan düşük İşbirliği düzeyini artırmanın yolu İşveren ile birlikte tasarımcı ile yüklenicinin ortak hedeflere bağlanmasından geçmektedir. Bu bağlamda, BIM’e geçişi anlamlı hale getirecek en önemli değişiklik; tasarım ekibinin şeffaf bir şekilde işbirliği yapmak üzere daha işin başında yapımcı, üretici ve ana tedarikçilerle bir araya getirilmesi ve Bütünsel Tasarla ve İnşa Et (Integrated Design and Build) ve Bütünsel Proje Teslim (Integrated Project Delivery) Modellerinin uygulanmasıyla sağlanacaktır.

Geleneksel Proje Teslim Modelleri söz konusu olduğunda, üretilecek model ve belgeler konusunda tasarımcı ile yüklenici arasında karşılıklı güven oluşuncaya kadar taraflar arasındaki işbirliği kısıtlı olmaktadır. Bu durumda Mimar, kendi olanakları ile Design Intent Model / Record Drawings, Yüklenici ise Construction Intent Model / As Built Documents hazırlamaya ve modeli kendi amaçları doğrultusunda ve parçacıl olarak oluşturmaya yönelmektedir. Dünyada olduğu gibi ülkemizdeki başarısız BIM girişimlerinin ardında bu yaklaşım yatmaktadır.

Yani, daha mimarlık ve mühendislik uygulama tasarımları başlamadan olması gereken; uygulamayı yapacak Ana Yüklenici, Ana Taşeronlar, Ana Tedarikçi ve İşletmecilerin tasarım sürecine katılması ve bilgi ve deneyimlerini projeye katarak, modeli tek elden ve bir seferde ortaya çıkarmasıdır.

Yüklenicilerin BIM modelini tasarımcılardan sonra ve onlarla işbirliği yapmadan hazırlamaları
durumunda model “As Built” olmaz, olsa olsa “As Fabricated”, As Assembled” ya da “As Manufactured” olur ve tasarım ile uygulama arasında ciddi farklar oluşur.

Mimar BIM Modelinin Tek Sahibi Değildir

IPD (Bütünsel Proje Teslimi) gibi yeni gelişen modellerin uygulanmadığı geleneksel proje teslim modellerinde İşverenler tasarımcıların projenin başından sonuna kadar katılımının bedelini ödemekte (ülkemizde İşverenlerin Tasarımcılara Mesleki Kontrollük hizmet bedelini vermeye yanaşmadığı gibi) istekli davranmamaktadırlar. İşveren IPD modelinde bu bedeli kabul etmektedir, çünkü bu kendisine uygulama süreci boyunca bir tasarruf sağlamaktadır. Geleneksel Proje Teslimi modelinde ise, Mimardan (şayet bilgi ve deneyimi varsa) uygulama ve işletmede kullanılacak bilgileri de BIM’e girmesi istenirse, bu hizmetin karşılığının İşveren tarafından ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde, Mimar yaptığı bu çalışmaları diğer paydaşlara ek bir bedelle satma eğilimine girebilmektedir.

Bazı durumlarda BIM Müellifleri (Mimarlar, Mühendisler vb) ilk modeli kendileri oluşturdukları için, binanın tüm yaşamı boyunca BIM modelinin kontrol ve “Telif Hakkı”na sahip olacaklarını düşünmektedir. Öte yandan, modelin parasını Müelliflerine ödedikleri için Model üzerinde kesin kontrol ve Telif Hakkına sahip olduklarını düşünen İşveren ve Yükleniciler de vardır.

BIM Sürecinde Telif Hakkı

BIM’in temel ilkelerinden biri de, tüm bilginin tek bir noktada ve BIM Modelinde (ki bu model, bazen pek çok BIM modelinin bileşiminden oluşabilmektedir) bulunmasıdır. Ve tüm paydaşlar bu bilgiye istediği anda erişebilmekte ve herkes ayni, güncel bilgi üzerinde çalışabilmektedir. Bu olgunun etkilerinden birisi de ayni bilginin bir kopyasının daha bulunmamasıdır. Örneğin Mimar, kapıları planlarken, madeni aksam tedarikçisi bunun üzerine kol, kilit ve menteşeleri eklemektedir. Hava kanallarını Mimar modellememekte, mekanik mühendisin hazırladığı modelden yararlanmaktadır. Yani BIM hiçbir kısıtlama olmaksızın, tüm paydaşların bir diğerinin modelinin son versiyonuna erişebildiği bir ortak çalışma platformudur. Ancak, kısıtlama olmaksızın erişim, dizginlenmemiş ve kontrolsüz bir erişim anlamına da gelmemektedir. Burası, Telif Hakkının hala korunduğu bir alandır.

Emeğin Çalınması

Artık geçmişte kalması gereken bir anlayışımız vardır: “Benim yaptığım bir şeyi başkasına neden parasız vereyim ki?” Para, değiş-tokuş ve telafi biçimlerinden yalnızca birisidir. Barter ise, bir diğeri. BIM bağlamında herkes bir diğerinin yararında pay sahibidir. Örneğin, Keşif-Metraj Mühendisinin sizin Modeliniz üzerinde doğrudan ölçüm yapması, belki sizin bedeli ödenmeyen gereksiz bir iş yapmanıza mani olarak risklerinizi azaltmaktadır. Hepimiz Pazar ekonomisinde iş yapıyoruz. Ürettiğimiz bir şeyin 1000 TL etmesi, başkalarının da ayni değeri elde edeceği anlamına gelmiyor.

Fikrin Çalınması

BIM, Telif Yasaları ile korunan orijinal fikir haklarından çok farklı bir Telif Hakkı gerektirmiyor. BIM Modelinin sahibi olmak, birilerinin sizin tasarımınızı kopyalaması için daha kolay bir ortam sunuyor olabilir. Çünkü BIM Modeli geleneksel CAD dosyalarından, hesap tablolarından ve çizimlerden çok daha etkin ve yapılandırılmış bilgi sunuyor. Ancak, hırsızlık yapmak o kadar da kolay değil. Zira BIM Modelinde bilginin düzenlenmesinde kullanılan metodolojinin benzersizliği nedeniyle, salt çizgi ve yazılardan oluşan 2D bir çizime oranla hırsızlığın anlaşılması ve kanıtlanması çok daha kolay oluyor.

Kontrolün Kaybolması

Bazı kimseler, yaptıkları işi “edit edilebilir-işlenebilir” formatta (BIM veya CAD dosyası) vermekten imtina ederler, zira işin sonradan başkaları tarafından kendi bilgi ve izinleri dışında değiştirilmesini arzu etmezler. Word ve Excel dosyalarımızı Pdf, CAD dosyalarımızı ise Dwf formatında verme eğiliminde olduğumuzu hatırlayın. Bir işin başkası tarafından izniniz dışında bu şekilde değiştirilmesi bir tür sahteciliktir ve yasal değildir. Fakat burada aşırıcı tepkisel davranışa da girmemek gerekir. Zira bir kaplumbağa gibi, başınızı kabuğunuzdan çıkarmazsanız, yani risk almazsanız, hareket edemezsiniz.

Diğer yandan bu davranışın, teslim edilen belgelerin tasarımın eksikliği olarak da algılanması riski vardır. Bu konuda bir diğer düşünce de, İşveren ya da Yüklenicilerin sizin proje belgelerinizle işinizi elinizden alabilecekleri ihtimalidir. Ancak, hem yasalar bu konuda yeterince açıktır, hem de BIM’den elde edilen çıktılar, bir başkasının bu işi üstlenmesine mani olacak kadar uzmanlık bilgisi ve mesleki sorumluluk içermektedir.

BIM Telif Hakkının Geçerli Olduğu Alanlar

Telif Hakkının BIM kapsamında geçerli olduğu alanlar, özetle şunlardır:

1. BIM Modeli (bütünsel ya da birleştirilmiş modeller)
2. BIM Model desteği (ayrı model hazırlayıcı ya da ortak-müellif)
3. BIM Model bileşenleri (ekipmanlar, doğramalar, kapılar vb)
4. BIM Modelindeki işlenebilir çizimler (2 boyutlu CAD dosyaları vb.)
5. BIM Modelindeki işlenebilir tablo ve listeler (Excel dosyaları vb.)

4 ve 5. Maddeler BIM’den önce de vardı. Ancak, BIM’in Telif Hakkı ile ilgili konuları daha genişlettiği unutulmamalıdır.

Telif Hakkı ve Hukuki Temel

Genelde Telif Hakkının hak sahibine tam bir sahiplik hakkı verdiği zannedilir. Bu doğru değildir: Telif Hakkı bir güvencedir. Mülkiyet hakkı değildir. Bir ürün üzerindeki Telif Hakkı, o hakkın kime ait olduğunu ve onunla ne yapılabileceğini tanımlar. Telif Hakkı tartışmalarının çoğu da uygulamadan çok bu haklara ilişkindir. Bu hakların neler ve kimlere ait olduğu ve BIM ile bağlantısı konusu şöyle özetlenebilir:

Müellif Hakkı
Daha çok “Manevi Haklar” olarak tanımlanabilir. Bu haklar pek çok ülkede Telif Hakkı yasaları ile belirlenmiştir ve bunlar BIM olduğu için değişmez.

Kullanımına Müsaade Etme Karar Hakkı
Bir Müellif, oluşturduğu modelin ne amaçlı olduğunu ve diğer profesyonellerin bundan ne şekilde yararlanacağını belirleme hakkına sahip olmalıdır. Ancak, izin verilenler dışında modele erişimi de tümüyle kapatmamalıdır. Zira hem muhtemel kullanıcıların tümü önceden tahmin edilemez, hem de belirli bir amaç için uygun olmayan kullanım, kısıtları bilinen ve kabul edilen bir başka kullanım için gerekli olabilir.

Bu “Hak” ile ilgili en doğru çözüm, Müellifin BIM Modelini hangi amaçla oluşturduğunu belirten ve modelin üretim amacına uygun her türlü bilgiyi içerdiğini teyit eden bir garanti vermesidir. Örneğin Mimar, modelinde “malzemelerin ve yerlerinin tanımlandığı yeterli bilginin” bulunduğunu söyleyebilir, ama modelinin “metraj ve keşif için kullanıma uygun” olduğunu söylememelidir.

Kimlerin Kullanacağına Karar Verme Hakkı
Bir düşünceye göre, BIM Modelindeki sahiplilik hakkı, onlara modeli istemediği kişilere vermeme hakkını da verir. Bir Müellifin bazen yaptığı işi bazı paydaşların kullanımını engellemek için çok haklı nedenleri olabilir, ama bu diğer proje paydaşlarının ve sonuçta projenin bütününün yararı ile çelişiyorsa, bu tür bir veto hakkı BIM felsefesi ile örtüşmez.

Öte yandan bir başkası işinizi devraldığında, size tebligatta bulunulmasını talep etmeniz makul kabul edilebilir. Ama siz de, diğer taraflara işinizin kapsamı ve durumu hakkında bilgi vermelisiniz. Bu arada çok yaygın bir konu da, yüklenicilerin tasarımcıların görevini alt-yüklenici/tedarikçilere vermesidir ki, bu hiç de uygun olmayan bir durumdur.

Kullanım İçin Bedel Talebi Hakkı
Geleneksel olarak, sadece çizimler ve yazılı belgeler başkalarına verilir, ama onlar kendi işlerini yaparken bu belgelerden yararlanmazlar. BIM Modeli bir başkasının işine, örneğin bir analiz yaparken ya da doğrudan metraj çıkarırken entegre edilebilir. Bazılarına göre bu havadan gelen bir kazançtır. Oysa öyle bir durum söz konusu değildir. Herkes, o bilgiyi bir şekilde bir diğerinden alacağını bilir ve buna güvenir. Kimse bunun için ek bir bedel ödemeyi düşünmez.

Ancak bu, hiç bedel talep edemeyeceğiniz anlamına da gelmemelidir, özellikle de yaptığınız iş bir başka projede kullanılıyor ya da proje kapsamınızda olmayan bir amaçla kullanılıyorsa. Proje paydaşlarından bu amaçla ek bedel talep etmek pek normal karşılanmaz. Şayet yapacaksanız, bunu projenin en başında teklif görüşmeleri aşamasında netleştirmelisiniz. Yapabilirseniz, kendinizi şanslı addedebilirsiniz.

Başka Projelerde ve Farklı Amaçlarla Kullanım Hakkı
Bir Müellif için, işinin kendisinin görev almadığı başka projelerde ve başka amaçlarla kullanımını reddetme hakkı mazur görülmelidir. Standart bir Telif Hakkı anlaşması bu yöndedir. Telif Hakkı devredildiği zaman, bu hak da kaybolmaktadır. Bir BIM işinde, görev alan tüm taraflar işlerini ekibin diğer üyelerine devretmeyi kabul etmedikçe, Telif Hakkını sizin tümüyle devretmiş olmanızın hiçbir anlamı yoktur. Bu durumda İşverenler ve Yüklenicilerin Modelde görev alan herkesin Telif Hakkını çeşitli sözleşme maddeleri ile devralma çabasına girebileceklerini dikkate almalısınız.

Tüm bu baskılardan kaçınmanın en iyi yolu ise, işinize projede ihtiyacı olan herkes tarafından erişilebileceğini göstermekten geçmektedir.

Telif Hakkı ile Ne İstediğinize Dikkat Edin

Haklar sorumluluklar ile birlikte gelir:
– Şayet bir projede Müellif olma iddiasında iseniz, proje ile tüm yaşamı boyunca ilişkilendirilmiş olursunuz.
– BIM Modelinizin hangi amaçla kullanılacağı hususunu İşverene kabul ettirmişseniz, Modelinizin buna ilişkin kullanıma uygun olacağı sorumluluğunu da kabul etmiş olursunuz.
– BIM Modelinizin bir başkası tarafından kullanımını kabul etmiyorsanız, bunun için haklı nedenlerinizin olması gerekir ve sizden bunun projedeki sorumluluklarınızı zedelemeyeceğini kanıtlamanız beklenir.
– BIM Modelinizin kullanımı karşılığında bir “Hak” ve ek bedel talep ediyorsanız, BIM Modelinizin bedelini aldığınız amaca uygun olması sorumluluğunu üstlendiğiniz varsayılır. Pek çok yargı kararıyla ek bedelin kabul edilmesi, sözleşmede ne yazarsa yazsın, işe yarayacak bir ürün sağladığınız anlamına gelir. Örneğin, Modelinizin doğruluğu konusunda sorumluluk kabul etmeyen bir Keşif-Metraj Uzmanından modelinizi kullanarak ölçüm yaptığı için ek bir bedel talep edemezsiniz.

Neler Yapabilirsiniz?

BIM süreçlerinin bilgiyi sadece olduğu gibi paylaşmak için değil, özel formatlarda da paylaşmayı gerektirdiği unutulmamalıdır. Bu demektir ki, dijital dosyalarınızı başkalarına vereceksiniz. Bunun başka bir yolu yok. Ama bu tüm Telif Haklarınızdan vazgeçeceğiniz anlamına da gelmez. En doğru yaklaşım, talep ettiğiniz haklarınızın projedeki bilgi akışını engelleyip engellemediğini değerlendirmektir. Şayet engellemiyorsa, haklarınızın arkasında durabilirsiniz. Eğer engelliyorsa, hedefinize farklı bir yoldan ulaşmaya çalışmalısınız.

Genelde, Modelin oluşumuna her katılan paydaşın Telif Hakkına sahip olduğunu ve onların haklarının proje özelindeki gerekliliklerle sınırlı olduğunu kabul etmeniz beklenir.

Başkalarının sözleşmeleri üzerinde sınırlı kontrolünüz olabilir, ancak onlara verdiğiniz veriyi ustaca idare edip sorununuzu çözebilirsiniz. Örneğin, çizim ve yazılı cetvellerle birlikte teslim ettiğiniz BIM modeli için “fiziki paftalar ve bilgi notları”nı da vermek bir zorunluluk değildir. Bunu hatırlayın.

Kullanıcıları Kısıtlamalarla İlgili Uyarma
Başkaları ile anlaşmalarınıza eklemek üzere standart ve yazılı bir “Conditions of Use-Kullanım Koşulları” maddesi ekleyin.

İşlenebilir Olmayan Dosya Formatı Kullanma
Lisans sahibi olduğunuz özel yazılımınız yerine IFC (Industry Foundation Classes), Navisworks, DWF, PDF vb. gibi her biri farklı derecelerde BIM datasına erişebilen dosya formatları kullanın.

Bilgi Hırsızlığını Teşvik Eden Hususları Metinden Çıkartın
BIM Modelinizde sadece gerekli elemanlar ve data kalsın, gerisini çıkartın.

İşinize Kimliğinizi Koyun
BIM nesnelerinizin üzerine sahiplilik datanızı gömün. Örneğin Revit yazılımındaki “Conditions of Use” sekmesi, daha modele başlangıç aşamasında ekrana gelir ve kimse bu sekmeyi görmediğini inkar edemez. Bu bölüme “Elektronik Bilgi Muvafakat ve Onay” uyarı metninizi yerleştirin.

Bilgi notları ve cetvelleri dahil etmeden sadece modeli “export” edin. Dahil etmek istemediğiniz kısımları gizleyen 3D görünüşler oluşturun, bunları paftalara yerleştirin. Browser’da sayfa üzerindeyken sağ klik kullanarak “Yeni Dosyaya Kaydet” i seçin. Yeni bir Revit dosyası açın ve başlangıç aşamasındaki “Conditions of Use” sayfasını ekleyin.

Sonuç

İnşaat sektöründe BIM’e geçmek, sadece kendi başınıza alacağınız bir karar değil. Sektörde algının değişmesi, paydaşların bilinçlenmesi, kamunun gerekli yasal düzenlemeleri yapması vb. pek çok unsurun bir arada düşünülmesi gerekiyor. Aksi halde, “erken öten horoz” olarak ciddi kurumsal zarar görebilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın